1 HAFTA SONRA
Güçlü bir beyaz ışık. Gözlerimi açamıyorum. Güçlü bir siren sesi. Kulağım patlayacak. Uyanış.
Aniden uyandığımda nefes nefeseydim. Gördüğüm kabus beni terletmişti. Nefesimi düzene sokmaya çalışırken aynı zamanda anlımda ki terleri siliyordum. Tam bir haftadır aynı rüyayı görüyordum ve artık bu psikolojimi bozmaya başlamıştı.
Oturduğum yerden rüya tekrar gözümde canlanmaya başladığında ayağa kalkıp su içmek için mutfağa yürümeye başladım. Belkide terapi almaya başlamalıydım.
Mutfağa geldiğimde bardak alıp arıtmadan doldurdum. Tezgaha yaslanıp içmeye başladığımda tekrar uykumun geldiğini hissediyordum. Suyu içtikten sonra bardağı tezgaha bırakıp odama gidecekken teyzemin kısık sesini duydum. Ne dediği anlaşılmıyordu bu yüzden biraz daha odasına yaklaştım.
Mutfağın hemen yanında olan odasına yürüdüğümde seni netleşmişti. Bu yaptığım yanlış bir şeydi ama kendimi meraktan alıkoyamamıştım. "Hiçbir şey hatırlamıyor, merak etme." deyip sustuğun da benden bahsettiğini anlamam uzun sürmedi. Bir süre karşı tarafı dinledikten sonra konuşmaya devam etti. "Tamam o zaman artık plana geçebiliriz." dediğinde kaşlarım çatılmıştı. Ses kesildiğinde ses yapmadan hemen odama geçip yatağıma girdim. Plan demişti, peki ne planı? Gecenin bu saatinde kiminle konuşabilirdi ki?
Aklımda ki sorularla birlikte gözlerim iyice kapanmaya başladığında, bu konuyu sonra düşünmeye karar verip gözlerimi kapadım.
...
Bir hafta geçmişti, bu eve geleli. Hala gömülmüş anılarımdan iz yoktu ve bu durum gittikçe modumu düşürüyordu. Teyzemle aramız iyiydi ama hala onu hatırlamıyor oluşum aramızda hep bi' uzaklık olmasına neden oluyordu. Teyzem de bu durumu sıcak karşılayıp geçmişimle ilgili anılarımı anlatıyordu.
Anlattığına göre annem öldükten sonra bütün psikolojim altüst olmuş. İkinci sınıf üniversite öğrencisi iken annemin gidişi ile eğitime ara verip kimse ile konuşmayan, asosyal bir kıza dönüşmüşüm.
Bugün teyzemden beni annemin mezarına götürmesini isteyecektim, belki bir şeyler hatırlamama yardımcı olabilirdi. Ayrıca giderek fiziksel olarak toparlanıyordum, daha enerjik ve istekliydim.
"Sanem hadi gel kızım, kahvaltı hazır." Tezyemin sesiyle lavobadan çıkıp mutfağa gittiğimde yine masayı donattığını gördüm. "Geç bakalım canım, sana pankek yaptım. Eskiden hafta da bir yapardım sana." Sandalyeye oturduğumda teşekkür etmeden edemedim. Benim için gerçekten uğraşıyordu.
Kahvaltıyı yapmaya başladığımızda uzatmadan konuya girmeye karar verdim. "beni bugün annemin mezarına götürür müsün? Belki bir şeyler hatırlarım." deyip cevap beklerken teyzem ağzında ki lokmayı bitirmeyi bekledi. "Bu çok güzel bir fikir canım, kahvaltını bitirdikten sonra hazırlan çıkalım." dediğinde minnetle gülümsedim. Teyzemde gülümsememe karşılık verip tabağından bir parça daha aldı.
Üstüme beyaz bir tişört giyip, altıma pantolon aramaya başlamıştım. Sanırım kıyafetleri çok seviyormuşum çünkü gardırobum baya doluydu.
Uygun pantolonu bulmaya çalışırken elime sert bir şeyin değmesiyle duraksadım. Kot pantolunu çıkarıp yatağımın üzerine koyduktan sonra dolaba yöneldim tekrar. Elime değen şey sert kapaklı bir defterdi. Kapağın üzerinde çizilmiş kalpler ve çiçekler vardı. Defteri giderek merak etmeye başlarken yan tarafında kilit yerini fark ettim. Sanırım benim günlüğümdü ama anahtarı nerede olabilirdi ki?
Anahtarı nerelere koymuş olabilirim diye gözlerimi oda da gezdirdiğimde gözüme çalışma masamın çekmeceleri çarptı. Aslında eve ilk geldiğim zamanlar oralara bakmıştım ama ayrıntıya girmemiştim. Belki de gözümden kaçmıştı.