Harita odasında başkan gidilecek yeni yeri gösteriyordu.
Tomris: neden haritayı yanımıza almak yerine ezberliyoruz?
Başkan: hahaha bu kadar basit bir şeyi sorucak kadar düştün mü?
Kaya: düzgün konuş!
Alev: eğer yanımızda bir şey götürebilecek olsaydık güç edinmek yerine zaten baştan silah götürürdük.
Başkan: evet Tomriis...haritayı, silahı, herşeyi kaybedebilirsiniz ama güçlerinizi asla.
Başkan söze devam etti: her neyse. gideceğiniz yeni yer okyanusun dibinde olucak ve nefese ihtiyaç duyamayacaksınız, nasıl bir yer olduğuyla ilgili hiç bir fikrim yok ama oraya gidip de dönebilen ilk canlılar olmaya hazır mısınız?
***
Gözlerini açtıklarında okyanusun dibindeki parçalara ayrılmış bir geminin üzerinde süzülüyorlardı.
Alev bir kulaç attı ve tomris ile kaya'ya yaklaştı, kaya da gözlerini açtı.
Aleve baktı ve alev'in kafasında bir ses yankılandı: alev alev...
Alev sesi içinden yanıtladı, sesin kaya'ya ait olduğunu anlamıştı.
Alev: sesin suyun altında çıkmadığı için beyin yoluyla iletişime geçiyor olmalıyız.
Kaya: yüzme bilmiyordum.
Alev: bir önemi yok. burası zaten okyanustan ibaret bir alem, suyun üstü yok...
Kaya: evet başkan söylemişti nefes ile ilgili de sorun yaşamamamız çok normal.
Tomris gözlerini açtı.
Tomris: hey, hey! ne oluyor böyle?
Kaya tomris'e yaklaşıp elleriyle "sakin" işareti yaptı.
Alev: biz de sana soralım, Sonuçta hepimiz aynı şeyleri yaşıyoruz Tomris öyle değil mı? Nereden bilelim?
Tomris: ben konuşamıyorum ama düşündüğüm şeylere sen cevap verebiliyorsun alev, hem de konuşarak değil...
Kaya: ve ben de...
Tomris şaşkın bir yüz ifadesiyle geriye doğru bir kulaç attı, sonra sakinleşip kaya'ya doğru bir kulaç attı.
Tomris: kaya sen normalde de düşüncelerimi okuyabildiğin için pek şaşırtıcı değil.
Kaya gülümsedi.
Alev: ne zaman bir araya gelsek o zaman bu kadar cıvıklaşmak zorunda mısınız? Bıktım artık şu hallerinizden.
Ve yüzmeye başladı, Tomris ile kaya da peşindelerdi.
Okyanus'un derinliklerinde üç arkadaş cesaretle süzülüyorlardı.
Alev: sanırım burada da hiç canlı yok. baksanıza balıklar, yosunlar, hiç biri...
Kaya: zaten ölen tüm canlıların ölü ruhları mula adalarındaki gibi yaratık olarak karşımıza çıkıyor.
Tomris: kim bilir burda başımıza neler gelicek.
Uzun bir süre yüzdüler ama en ufak bir sorun çıkmadı. tozun yakınlarına vardıklarında okyanusun dibinden bir yaratık çıktı.
Sanki gözleri görmüyor gibiydi, yaratığın gücüyle herkes bir tarafa savruldu.
Kaya hızla Tomris'e yaklaşıp iyi olup olmadığını kontrol etti, alev ise acı içinde suda doğrulup yaratığa yaklaştı.
Tomris: hayır!!!
Yaratığın vücudu bir daire şeklindeydi, eğilip bükülebilir haldeydi.
Yavaşça alevi kendisine çekti daha sonra üzerine kapandı, alev hareket edemez haldeydi. Tırnaklarını yaratığın derisine geçirip hızla çiziyordu. Yaratığa binlerce darbe vurmuştu, yaratığın vücudundan kan akıyor fakat hiç acı hissetmiyordu.
Tomris kendisini Kaya'nın kollarından atıp, gücünü kullanmak için hazırlandı.
Ellerini yaratığa yöneltip gözlerini kapattı. Saniyeler içinde yaratık patladı, vücudu parçalar haline gelip suyun içinde savruldu. Alev olayın şaşkınlığı ile önce sarsıldı sonra tozlara doğru ilerledi.
Tozlar Tomris ve Kaya'nın da etrafında dönmeye başladı ve 3 arkadaş okyanusta kayboldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝗱𝗶𝗿𝗶𝗹𝗶𝘀̧ 𝗦𝗮𝘃𝗮𝘀̧𝗹𝗮𝗿ı
Romancealev bir kasabanın iyi çocuğu olarak büyüyüp kötü genci olarak yaşayan, dedesini diriltmek için girdiği deneyle günden güne yepyeni bir hayata başlayan savaşçı, kararlı ve soğuk bir kızdır. O başarmakta ısrarcı... Ama bir sorun var, aşk var. Alev b...