Alev ışınlanma odasında ışın dairesinde gözlerini açtı.
Başkan dairenin dışında, odanın ucunda onlara bakıyordu.
Alev dairenin dışına bir adım attı.
Başkan: arkadaşların uyanınca kendilerine haber verirsin, toplantı odasına gelsinler. Dedi ve kapıdan çıkmak üzere aleve sırtını dönüp yürümeye başladı
Alev: toplantı mı var?
Başkan durdu, arkasına dönüp aleve baktı. Daha sonra tekrar dönüp odadan çıktı.
Alev kendi kendine: manyak mı nedir bu adam ya.
O sırada kaya gözlerini açtı ve dikkatle aleve baktı, alev kendi kendine düşünür gibi bir haldeydi.
Kaya: alev
Alev kaya'ya baktı
Kaya: oh be konuşmayı özlemişim.
Tomris de uyanmıştı.
Tomris: ben de...
Alev: tekniken konuşmuş sayılmıyor muyduk? Zaten iletişim kuruyorduk okyanusda, beyin yoluyla da olsa...
Bu arada başkan toplantı odasına çağırdı bizi
Tomris aleve doğru yürüdü, bir yandan da: olur mu hiç öyle şey, çok soğukkanlısın.
Kaya: bence de...
Kaya Tomris'e bakarak devam etti söze: sesinizi duymak, konuşabilmek...
Tomris yere bakarak gülümsedi.
Alev ise iki arkadaşının flörtleşmelerini iğrenerek izliyordu, bir şey demeden odadan çıktı.
Koridorda hızla toplantı odasına doğru ilerleyen alev bir yandan söyleniyordu: bu kadar da olmaz be, bu gidişle tökezleyicez. Bu deney çok önemli aşk'a yer yok, bir an önce şunların işini bitirsem iyi olur.
Asansöre binmek üzere koridordan dönüş yaptı, bir yandan söylenmeye devam etti: aptal bunlar aptal!!! İğrenç... Vıcık vıcık, tahammül edemem daha fazla. O sırada asansörde tanımadığı bir adam duruyordu, alev kalakaldı.
Adam: binecek misiniz?
Alev kendini toparlayıp, evet anlamında başını sallayarak asansöre bindi.
Adam gülmeye başladı, alev şaşkınlıkla adama baktı.
Adam: kusura bakmayın az önce söylenirkenki haliniz çok komikti de...
Alev hem sinirlenmiş, hem de utanmış bir mimik ile öksürdü.
Adam: bu arada ben tolga.
Elini aleve uzattı, alev de bozuntuya vermeden Tolga'nın elini sıktı.
Zoraki bir gülümsemeyle Alev: ben de alev.
Asansör toplantı odasına ışınlanmıştı.
Tolga: memnun oldum alev hanım.
Dedi ve asansörden çıktı, ardından alev de çıktı ve toplantı odasına girdiler.
***
Herkes masadaydı.
Başkan: Tomris, kaya ve alev; bizim ekibin savaşçıları olur kendileri. Tolga, aykut bey ve Sasha; bu misafirlerimiz de bundan sonra araştırmalarımıza dahil olup, ekibimize katılıcak olan arkadaşlardır.
Tomris: öyle mi? Memnun olduk da keşke haber verilseydi.
Kaya: evet hiç böyle bir şeyden söz edilmedi.
Tolga: bir önemi yok, önemli olan şu an burda olmamız değil mi?
Diyerek gülümsedi.
Alev: hayır, Önemli olan bu deneye verilebilicek katkılar.
Aykut: bak kızım, anlıyoruz yakınlarınızı kaybetmenizin acısını. Ne de olsa o acı olmasa şu an bunun üzerine böylesine bir çalışma da olmazdı değil mi?
Sasha: yeter! Uzatılacak bir şey yok. herkesin acısı kendisine, bizi gram ilgilendirmez küçük hanım.
Alev: zaten ilgilendiremez de!
Tolga: tamam, sakin.
Başkan gülerek: hırslısınız bakıyorum.
Dedi ve bir anda ciddi bir ses tonuyla: ama hırsınız kibire dönüştüğü anda... Herşey aleyhimize işler, ve bu beni hiç mutlu etmez.
Aykut: sinirlenmenize hiç gerek yok, ne olucaksa birlikte yapıcaz bunu.
Aykut bey gülümsedi ve masadan kalktı.
Başkan ise çoktan eski sevecen yüz ifadesini üstüne alıp: toplantı bitmiştir, başarılar.
***
Tolga balkonda yıldızları izlerken Sasha arkasından balkona geldi.
Yanına geçip sinirle: ne o alevciğin seninle flörtleşmedi mi?
Tolga şaşkınlıkla Sasha'ya dönüp: ne diyosun sen Sasha?
Sasha: yalan mı? Toplantı odasında ona nasıl baktığını gördüm.
Tolga: saçmalıyorsun.
Dedi ve tolga balkonun diğer tarafına doğru yürüdü, ardından Sasha da Tolga'ya doğru ilerleyerek: hoşlandın dimi? İtiraf et, bak tolga sakın bana olan hırsından o sürtüğün kollarına kendini atayım deme.
Tolga: ne diyorsun kızım sen? kafayı mı yedin? Sana karşı içimde artık tek bir duygu dahi yok, ne hırsından bahsediyorsun?
Sasha: inan gülmemek için kendimi zor tutuyorum! benim cazibeme karşı koyamazsın, kendini kandırma.
Tolga gülerek: doğru, vaktinde de o yüzden seninle birlikte oldum. Ama sen o adamla aldatınca beni kendime yediremedim. Sana olan sevgim veya kıskançlığımdan değildi herşey, tüm o sinirim benim kendi gücüme olan aşkımdan dolayıydı ama geçti, artık ne hırs ne sinir var.
Sasha: bana bak tolga, boş boş konuşmak yerine kendine gel. Sen beni seviyorsun, bana aitsin.
Dedi ve gitti.
Kaya ve Tomris koridorda el ele yürüyorlardı, Sasha karşılarına çıktı.
Tomris: selam
Sasha sinsice: aa selam, seni yakından görmek güzelmiş.
Tomris: öyle mi? Teşekkürler, alevi gördün mü diyecektim. Başkan toplantı odasında bekliyor da hepimizi.
Sasha alevin adını duyunca sinirlendi ama hiç belli etmeden profesyonelce gülümsedi: hayır görmedim.
Ne yazık ki kaya da insanlar hakkında profesyoneldi ve sashadaki farklılığı sezdi.
Tomris teşekkür edip yoluna devam etti.
Sasha gidince kaya: kızın hareketlerindeki farklılığı fark ettin mi?
Tomris gülerek: saçmalama kaya, oldukça normaldi.
Kaya: tahmin ettiğim gibi sadece benim hissedebileceğim duygular besliyor.
Tomris: bak kaya şu hislere karşı edindiğin hassasiyeti abartmaya başladın, lütfen günahını alıcağın son kişi o tatlı kız olsun.
Kaya: tatlı mı? Başından beri onda tehlike seziyorum, büyük bir ego var ve hiç iyi şeyler hissetmiyor bize karşı.
Tomris derin bir nefes alarak: peki kayacığım öyle olsun.
Kaya: bana inanmamaya devam et sen, çözücem.
Dedi ve kaya çalışma odasına gitti.
İçeride alev de vardı, bilgisayarın başında dalmış durumdaydı.
Kaya aleve yaklaşıp: selam
Alev: aa hoşgeldin, görmedim geldiğini.
Kaya: sorun yok yeni geldim zaten.
Alev: ne o tomris ile aran mı kötü? Hayır birbiriniz olmadan zaman geçirmek pek size göre değil de, özellikle gezegendeyken...
Kaya: nerden anladın.
Alev: tanıyorum sizi ondan.
Alev gülerek söze devam etti: on yıllık yapışık aşıklarsınız sonuçta.
Kaya: aslında bunu paylaşmazdım ama bir sorun var ve üzerine çalışmaya geldim.
Alev: harika! Yardımcı olabilirim.
Kaya: sen ne üzerine çalışmaya geldin?
Alev: beni biliyorsun özel bir şey olmasına gerek yok, deney için her daim çalışırım ben.
Kaya: doğru ya... Ben de hislere karşı hassasiyetimi geliştirmek istiyorum.
Alev dikkatle dinliyordu
Kaya söze devam etti: şu Sasha çok kötü duygular barındırıyor, bir şey var onda.
Alev: kaya en fazla ne kadar gelişebilirsin ki? Hatırlatırım 10 yıl boyunca anca bu kadar oldu, bir iki gram geliştirdiğin hislerinle sashanın olayını mı çözüceksin.
Kaya: haklısın ya aslında ben de tek bir amaç doğrultusunda geldim, ne yapıcağımı daha düşünmedim bile.
Alev: bak şöyle yapalım birlikte sashayı araştıralım, sen de hissettiklerini söyle ve not edelim, illaki açığını buluruz ordan da yürürüz.
Kaya: güzel.
Alev: toplantı başlamak üzere hadi.
Birlikte odadan çıktılar ve toplantı odasına geçtiler.
***
Başkan: e-kip! Yeni görev dünya gezegeninde.
Odada bir gerginlik oluştu
Başkan söze devam etti: anlıyorum, yıllar önce hayatınızı orda sürdünüz ama artık bir insan değilsiniz, en azından tam değil, yarı insan.
Tomris: güçlerimiz yüzünden öyle değil mi? Herşeyi bırakıp eski halimize dönersek tekrar insan olabilecek miyiz?
Başkan: evet Tomris sırası mı?
Başkan söze devam etti: gidip dünyayı yok ediceksiniz.
Herkes hep bir ağızdan "ne" dedi.
Başkan: insanmış gibi aralarına sızıp, haritadaki belli yere ulaşıcaksınız ve patlatmanız için gerekli olan tek şey orada olucak.
Tolga: olmaz! Orada yaşayan kaç milyar can var farkında mısınız? Hangisinden başlıyayım? Bitkilerden mi? hayvanlardan mı? Yoksa kahrolası insanlardan mı?
Alev: bana kalsa o çıkar dolu insan ırkını gözümü kırpmadan yok ederdim ama orası sadece insanların dünyası değil.
Tomris: hayır, mümkün değil! Bir zamanlar biz de onlardan biriydik. Nasıl yapabiliceksiniz onca cana bunu?
Başkan: ama artık değiliz, değil mi Tomris? Ölü teyzene can vermek istemiyor musun? Ölü teyzen için kendinle birlikte canını tehlikeye attığın ve hala risk altında olan Kaya'yı kurtarmak istemiyor musun?
Sasha: yeter be!! Sizinle mi uğraşıcaz? bu ne acemilik, sizler bu deneye herşeyi kabullenerek girmediniz mi?
Başkan: sakin ol Sasha, zaten bu masadaki hiç kimsenin bu konuda seçim hakkı yok, ya bu işin sonunu getireceksiniz ya da ekipden atılıcaksınız. Bunun bedelini biliyorsunuz değil mi?
Alev: ölürüz... Bu çok ciddi bir deney.
şimdiye kadar yaşadığım herşey, edindiğimiz her bilgi çok önemli.
öylece ekipten ayrılıp hayatımıza devam edemeyiz, bu bilgileri taşımamıza izin yok. Bir anlaşma yapıldı ve ekipden atılmak ölmek demek, kabullenmek zorundayız arkadaşlar.
Tomris: mümkün değil, yapamam... Ölmeye razıyım.
Tolga: sen ölürsen kaya ne olucak? Anladığım kadarıyla onun diriltmek istediği bir yakını yok, senin teyzen için burda.
Tomris çaresizce tolgayı dinledi.
Başkan: kararınızı toplantı bitince verirsiniz, süreniz yok! bir dakika sonra herkes ışınlanma odasında olup dünyaya ışınlanıcak. Gelmeyenler atılıcak.
Aykut çaresizce: peki.
***
Odadan koşarak çıkan tomrisin peşinden kaya da koşuyordu.
Balkona geçtiler, Tomris ağliyordu.
Kaya: ne olursun böyle yapma!
Tomris bağırarak: ne diyorsun sen kaya? nasıl bu kadar vicdansızlaştınız hepiniz? Bir zamanlar dünyada misafirdik hepimiz.
Kaya: bak! Birbirimiz için, teyzen için, deney için mecburuz.
Tomris: hayır kaya hayır, benden daha fazlasını beklemeyin. Onca hayvan, masum çocuklar...
Kaya: inan hiç acı çekmeden gidicekler, elimizden gelen her şeyi yapıcaz. söz veriyorum sana! Bize bunu yapma, ölürsen ölürüm.
Tomris bir şey diyemedi.
***
Tolga: ne yapacağız? Gidicek miyiz bunu yapmaya?
Aykut: evet, önemli olan tek şey deney.
Sasha: üstüne düşünmeye bile gerek yok, evet gideceğiz.
Tolga: peki ya sen ne düşünüyorsun alev?
Alev: ben mi? Kafam karışık, bu caniliği henüz sizin kadar destekleyemesem de ekipten atılmaya hiç niyetim yok. Tabi ki gelicem.
Tolga derin bir nefes alarak: pekala ben de gelicem.
O sırada Kaya ve Tomris diğerlerinin yanına gelmişlerdi.
Tomris duydukları karşısında oldukça sinirliydi, hızla alevin yakasına yapıştı daha sonra tek tek diğer üyeleri de sarstı bir yandan isyan ediyordu: nasıl olur!!!!Nasıl? nasıl? Hepiniz nasıl bu kadar kolay kabul edersiniz? Hiç mi insanlığınız kalmadı? Bu kadar mı karardı kalbiniz?
Herkes başını eğmiş ve kabullenmiş durumda seslerini çıkartmadılar.
Sasha sakin ve tepkisizce: kabullendik tomris, sen de kabullensen iyi edersin aksi takdirde senin için hiç iyi şeyler olmayacak gibi görünüyor.
Alev: Tomris bizimle gelmek zorundasın gelmediğinde dünya kurtulmayacak, bu işi biz halledeceğiz çünkü bu yola baş koyduk.
Tomris: en azından gelmediğimde bu caniliğe katkım olmamış olur, vicdanım rahat olur. Peki ya siz?
Tolga: kendin de söylüyorsun, vicdanın... Herşey vicdandan ibaret değil mi zaten? Rahatlasın yeter, dünya yanmış, kimin umrunda?
Bu sözler karşısında herkes utanç içinde sus pus oldu.
Başkan koridorun ucunda belirdi, ekibe doğru yürüdü.
Başkan: ne o çok mu merhametlisiniz? Hala rahatlamadı mı yüreğiniz? Aman ne güzel! bir avuç asalak mıymış benim önemli deneyime dahil olan?
Sasha başkana bir adım attı: hayır! O bir avuç merhametli peluşlardan değilim ben. Şu saçma vicdan olayı umrumda bile değil, başında ne karar verdiysem o.
Başkan: harika! En azından biriniz layık bu işe, ışınlanma odasına gidelim görev başlıyor.
Herkes odaya teker teker girdi ve ışın dairesinin içine girdiler, aykut bey hariç.
Başkan: unutmayın aykut bey her daim benimle kalıcak biz burda daha önemli işler ile meşgulüz, hepimizin geleceği için.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝗱𝗶𝗿𝗶𝗹𝗶𝘀̧ 𝗦𝗮𝘃𝗮𝘀̧𝗹𝗮𝗿ı
Romancealev bir kasabanın iyi çocuğu olarak büyüyüp kötü genci olarak yaşayan, dedesini diriltmek için girdiği deneyle günden güne yepyeni bir hayata başlayan savaşçı, kararlı ve soğuk bir kızdır. O başarmakta ısrarcı... Ama bir sorun var, aşk var. Alev b...