(1)

153 8 6
                                    

Sabah alarmın sesiyle uyandım.Gerçekten nefret ediyordum bu sesten. Ne güzel on beş gün boyunca hiç duymamışken şimdi bu sesi duymak iğrençti. Bugün okulun ilk günüydü.Fazla heyecanım yoktu hatta hiç yoktu.

Yataktan yavaşça doğruldum. 'Yataktan kalktıktan sonra gözleri kararan bir tek ben değilimdir' herhalde diye düşünmeden edemedim. Banyoya doğru yürürken gözüm telefona takıldı. belki birisinden mesaj gelmiştir düşüncesiyle telefonu açtım fakat hevesim kursağımda kaldı. Tabiki de kimseden mesaj veya arama yoktu.Ben ne bekliyordum ki. Banyoda işlerimi hallettikten sonra okul eteğimi ve gömleğimi giydim.

Aşağıdan tıkırtılar geldiğine göre annem ve Berat uyanmıştır. Mutfağa girdiğimde düşüncelerimde yanılmadığımı düşündüm.Annem Berat'a kahvaltı hazırlıyordu beni görünce ''Günaydın canım kızım'' dedi. ''Sanada günaydın annelerin en şekeri '' Annemi çok seviyordum. Berat'a doğru ilerleyip yanağına kocaman bir öpücük kondurdum.''Ya abla neden sulu sulu öpüyorsun? '' diye yalandan kızdı.

Ne kadar öz kardeşim olmasa da birbirimizi çok seviyorduk. Annemler beni on iki yaşımdayken yetimhaneden aldılar. İlk başta çok garip geliyordu onlara anne ve baba demek. Ama artık çok rahatlıkla söylüyorum. Hem anne ve babamın beni kendi oğullarından ayrı tutmadıklarını görmek beni daha çok mutlu ediyordu. Kendimi fazlalıkmış gibi hissetmiyordum.

Ben dört beş yaşlarındayken gerçek annem(!) beni sokağa bırakmış.Hangi anne evladını sokağa atar ki. Ama benim annem beni sokağa atmış işte. Ya babama ne demeli? Bu kadar aciz miydiler küçücük bir çocuğa bakamıcak kadar. On iki yaşıma kadar yetimhanede kaldım. Ama olsun orada çok güzel arkadaşlıklar kurdum.

Herkes herkesi anlayabiliyordu.Çünkü hayatlarımızın çoğu hemen hemen aynıydı.Bu yüzden orada arkadaşlık kurmak daha kolaydı.Karne gününde hiç birimizin ailesi olmaz , gece yatarken kimse masal okumazdı bizlere.Şimdi de arkadaşlarım var ve onları çok seviyorum.

''Kızım daldın gittin yine. Ne oldu bir şeye canın mı sıkıldı?'' Annemi çok seviyordum ve onu üzmemek için elimden ne geliyorsa yapıyordum. Annem üzülmesin diye pembe yalanlardan birisini söyledim.''Hayır annelerin en güzeli neden canım sıkılsın ki hem siz yanımda olduğunuz müddetçe bana hiçbir şey olmaz. Sadece okulun ilk günü ya neler olucak diye merak ediyorum''dedim.

''Oo bizim aile toplanmış beni uyandıran yok.Çocuklar heyecan var mı?''''Hayır'' ''Evet'' Bende heyecan yoktu fakat görünüşe bakılırsa Berat'ta vardı. Babam ''Hadi çocuklar hazırlanın çıkalım. Okul vakti geldi'' Annemin yanaklarına öpücük kondurduktan sonra arabaya doğru ilerledik.Durumumuz gayet iyiydi.Şu ana kadar hiç geçim sıkıntısı çekmemiştik. Arabanın ön koltuğuna oturdum ve kemerimi taktım.Dışarısını seyretmeye başladım. Hava sıcaktı ve yolda okula doğru yürüyen öğrenciler vardı.

Kimi kızların fizikleri gayet güzeldi. Arkadaşlarım demesine göre benimde fiziğim güzelmiş. Ama ben böyle şeylerle hiç ilgilenmem. Şu yaşıma kadar hiç zayıflama gibi bir düşüncem olmadı.Çok fazla yemek yememe rağmen kaç yıldır elli kiloydum. Boyum zaten uzundu ve bu yaz biraz daha uzadı. Birazda bronzlaşmıştım. Gözlerimin rengi esmer tenimde biraz daha belli oluyordu. Araba durduğunda etrafıma bakındım.Okuluma gelmiştim.Babamın yanağına öpücük kondurdum ve Berat'a da gülümsedikten sonra arabadan indim.

Bahçeye girdiğimde etraf fazla kalabalıktı. Kimileri uzamış kimileri zayıflamıştı. Bende uzayanlar grubunda yer alıyordum. Etrafıma bakınırken Damla'nın bana koşturarak geldiğini gördüm.Bende o tarafa doğru koştum ve birbirimize sıkıca sarıldık.Onunla on beş gün tatilde çok fazla görüşememiştik.Çünkü onlar Uludağ'a tatil yapmaya gitmişlerdi . ''Kızım bu güzellik ne yaa. Zaten güzeldin iyice çıtayı yükselttin. Hem ben sana dememiş miydim sakın boy atma diye. Senin yanında çok küçük kalıyorum.'' diye söylenince ikimizde güldük.On beş günde ne kadar uzayabilirdim ki.

'' Kızım seni çok özledim yaa valla ben hiç özlemem diye düşünüyordum ama burnumda tüttün valla'' diye söylendim.Okul bahçesinin ortasına doğru yürüdük. Müdür her yıl yaptığı gibi bu yılda yarım saatlik konuşma yaptı.

Konuşma bitip sınıflara doğru ilerlerken kalbimin ritminin değiştiğini hissettim. Kerem'i özlemiştim. sınıfa heyecanla girdiğimde gördüğüm manzara karşısında donup kaldım.

SENİN ÇİRKİNİNİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin