2.İlk Karşılaşma

80 20 182
                                    

Çok özür dilerim, özel hayatımda olan bazı durumlardan dolayı bölümü geç attım. Lütfen kusura bakmayın.💙

   Gitmişlerdi... Artık evde yalnızdım, ne yapsam diye düşünürken guruldayan midem buna karar verdi. Ben de en basitime giden yemeği yaptım:patatesli omlet. Yemek yaparım ama mutfakta zaman geçirmeyi sevmem ve açık konuşmak gerekirse üşengecim...baya üşengecim. Ne yapabilirim bana saatlerce kitap oku,müzik dinle de hay hay yaparım, ama bu tür konularda üşengecim ev işi sevmiyorum.
 

  Saate baktığım da daha 18.14'tü. Masa da "Yağmurla Gelen Mutluluk" kitabı vardı yarın kütüphaneye teslim etmem gerekiyordu ve ben daha hiç okumamıştım. Onu okumaya karar verdim. Uzun bir kitap değildi, 176 sayfalık bir kitaptı. Şu iki alıntı çok hoşuma gitti;

"Ona büsbütün kapılana kadar onun her şeyim olduğunu fark edememiştim.
Çoktan kaptırmıştım kendimi. Hiç haberim olmamıştı."
"Aşk, bunu deneyimleyebilecek kadar şanslı olanlar için olağanüstü bir şey." daha önce aşık olmadım yani sevgilim oldu ama bence buna aşk demek aşka hakaret olur. Benim ki sadece hoşlantıydı. Kitap bittiğinde saat 19.22'di.
   Maalesef bir ay sonra sınavım vardı oldum olası sınavları hiç sevmezdim,zaten bana göre insanın hayatı bir kağıda bağlı olmamalıydı. O yüzden mecbur ders çalıştım. Biyoloji, fizik, kimya,geometri ,tarih, felsefe,edebiyat... derken ben fark etmeden saat 20.35 olmuştu.   
   Bence yeterdi,bence değil kesin yeterdi hatta. Masam da gözüme bir şey takıldı...ipleri koyu mavi,tam ortasında hilal olan bir bileklik. Benim ilk ve son bilekliğim, benim bir ara hiç çıkarmadığım,sonra oda da bulamayınca çok ağladığım bilekliğim...

10 yıl önce...

   "Anne bu ne?"dedi Gece. Aylin kızının elindeki bilekliğe baktı sonra kızına gözleri dolmuştu. Zira bu bileklik 11 yıl önce Eren'inin onun için aldığı bir hediyeydi. Kızının ismi de bu bileklikten geliyordu...Gece.
  Aylin'in gözünde o gün canlandı. "Nişanlılardı 1 haftalık, dışarıda oturmuşlardı. Anlamıştı Aylin bir şey söyliycekti Eren ama kararsızdı,gitmedi üstüne biraz sonra söylerdi,biliyordu. Sonunda aradaki 10 dakikalık sessizlik Eren 'in masaya bir kutu koymasıyla bozuldu. "Çok düşündüm sen sorunca. Bir kızımız olsa ismi ne olurdu,seni ilk gördüğüm de geceydi bulutsuz,açık bir gece ve parlak bir ay. Ve ayı aratmıycak güzellikte ki sen...
   Arkadaşlarınla kütüphaneden çıkmış eve gidiyordunuz o kadar güzel gülüyordun ki... Bu bilekliği bulduğum tek açık yerden almıştım o gün anlamsız bir şekilde saklamıştım 3 gün sonra tekrar gördüm seni, bizim fakülteye geçiş yapmıştın bizim dersimize girmiştin. O gün tanışıp,konuşmuştuk senle sonra daha da yakınlaşmış sevgili olmuştuk ama bu bilekliği verememiştim.
    Albümlerin arasında buldum dün,kızımız olursa ismi Gece olsun Aylin. Geleceği o geceki gökyüzü ve yıldızlar gibi parlak ve açık, yüzü o ay gibi berrak ve kalbi de o ay gibi temiz ve parlak olsun,bizim Gece'miz olsun olur mu Aylin'im?"
Gözleri doldu Aylin'in hiç bu kadar güzel bir düşünce işitmemişti hayatında, o nasıl böyle güzel,iyi yürekli,düşünceli bir adamla nişanlanmıştı böyle.
    Bir kere daha tekrarladı Aylin içinden "Gece... Bizim Gece'miz... İyi ki sen Eren iyi ki sen sevgilim...". Yerinden kalktı boynuna sarıldı sevdiğinin, ne kadar da ince düşünüyordu sevdiği o gün Eren'i görmemişti ama Eren görmüştü onu, o kadar dikkat çekicek kadar güzel olduğunu da düşünmüyordu Aylin..."
Aylin uzun uzun anlattı kızına isminin nereden geldiğini,söyliycekleri bittiğinde kızına baktı gözleri dolmuştu. 
  Gece de Aylin gibiydi mutlu olduğunda hemen gözleri dolardı,sarıldı annesine Gece sonra dolu dolu gözlerle bilekliğe baktı. Aylin bilekliği aldı ve kızının koluna taktı "Zamanı geldi bu senin artık. Her baktığında bizi hatırla olur mu?" Gece dolu dolu gözlerle kafasını salladı. 1 ay sonra kalktığında masasında bilekliği bulamadı,yatağın altına baktı yok,dolaba baktı yok, odadaki her yere baktı yoktu. Evin bütün odalarına tek tek baktı her yeri aradı yok,balkonda yok,bahçede yok,banyo da yok. Pes etti Gece olduğu yere çöküp ağladı, tüm gün ağladı annesi,babası geldi teselli etmeye çalıştı ama nafile çok kızdı kendine...bir daha da bileklik takmadı onu da kaybederim diye...

1 hafta önce...

  Gözlerimin dolduğunu görüntünün bulanıklaşmasından anladım. Gerçekten bu kadar yıl sonra bir anda nasıl ortaya çıkmıştı. Bilekliği hemen taktım, hala ağlıyordum. Birkaç dakika sonra ağlamam yavaşladı.
   Gerçekten nereden gelmişti, odada etrafa baktım evi aradım ve pencereden bahçeye bakmaya çalıştım, ama biri varsa bile fark etmem imkansızdı ama yinede bir umut baktım. Tuhaftı içimde korkudan çok minnet vardı ama biri girdiyse nasıl girmişti...
   Bunları düşünmemem gerekiyordu, aklıma takılmamalıydı,takılırsa çıkmazdı. Kafamı dağıtmak için her zaman yaptığım şeyi yaptım;son ses müzik dinlemek.   
  Uyandığımda geceydi kahretsindi, camları ve pencereleri kilitlemem gerekiyordu. Hemen önce odanın penceresini ve balkonu kilitledim,yatak odası,misafir odası derken alt katta ki mutfak ve salon kaldı koşa koşa aşağı indim tedirgin değilim diyemem,hemen ışığı açtım şükür salon da kimse yoktu masadaki bibloyu aldım.
  Yapabilirsin hadi hadi bir,iki,üç! Işığı açıp bibloyu sallamam bir oldu... Kimse yoktu belki ama pencereye yaklaşmamla siyah bir Jeep'in evin önünden gitmesi bir oldu.
   O... muydu acaba,istemeden bilekliğe bakıp güldüm. Noluyordu ben niye gülüyordum korkmam lazımdı. Bu bileklik niye bir anda ortaya çıkmıştı,biri mi getirmişti?.. Aklımda yine bin tane soru vardı saate baktım 03.47 ne yapıcaktım artık beni uyku tutmazdı ki en azından biraz Instagram'da dolaşıyım dedim ama gördüğüm haber...

SON DAKİKA HABERİ
  "Seri katil Yiğit Aksoy firar etti. Tüm vatandaşlarımızın dikkatine lütfen gece geç saatlerde dışarı çıkmayınız ve kapılarınızı, pencerelerinizi kilitlemeyi unutmayınız... Dikkatli olunuz."

  Bu...bu benim eski sevgilimdi. Bir anda kana susamış birine dönüşmüş... Öğrendiğimde bana da katil olmayı, insan öldürmeyi teklif etmişti, artık onu tanıyamıyordum,polisi aramıştım çaktırmadan. Tedavi olmasını söylediğimdeyse bana vurmuş,karnıma defalarca tekme atmıştı... Tedavi olmasına gerek olmadığını, çünkü zaten iyi olduğunu,benim uydurduğumu ve abarttığımı. Benim kıymet bilmeyen, sadece kendini düşününen bir sürtük olduğumu ona değer vermediğimi neleri kaçırdığımı bilmediğimi söylemişti...
  En sonunda bayılmıştım gözlerimi açtığımda polisler geçte olsa gelmişti Yiğit'in elleri kelepçeliydi ama gözleri öyle bir nefretle,öldürme isteğiyle bakıyordu ki bana...
  Uzun bir süre tedavi gördüm,psikolojim çökmüştü paranoyak bir insan olmuştum,ilaçlarla ayakta kalıyordum...Beni bu durumdan annem ve babam kurtarmıştı bana çok destek olmuşlardı.
Şimdi her şey baştan başlıcaktı. Ama artık eski Gece yoktu onun karşısında korkmayacaktım ondan aksine o benden korkucaktı. Çünkü bunlar korktuğum için, sustuğum için gelmişti başıma. Bunları kafamdan attım,açık oynıycaktım.
   Ona karşı kendimi savunabilir miydim,hayır ama ölüceksem de en azından hayatımı yaşadım diyerek ölücektim, "Hayat bu kadar kısa olur mu?" derseniz doğarken ölen veya doğamadan ölen bebekleri hatırlayın. Ben 18 yılda olsa hayatta kalmış,hayatımı yaşamış olurdum. Aslında hayat enerjim de bitmişti. Ben bunları düşünürken saat 05.55 olmuş kütüphaneye gitmeye karar verdim.
  Hemen hazırlanıp kütüpheneye yürümeye başladım. Şehir merkezi yavaş yavaş kalabalıklaşıyordu. Ama daha kütüphene açılmasına kütüphaneye bir iki sokak kala yanımdan gece gördüğümle aynı siyah bir jeep geçti. Sakin herkeste siyah Jeep olabilir, koşa koşa kütüphaneye gittim. Ben bu stresle hayatta ders mers çalışamazdım. Bir konu araştırıyım bali dedim. Şimdi konu seçimi vardı,bir kaç dakika düşündüm sonra karar verdim konu; sevgi duygusu.
"Sevgi, insanları birbirlerine yakınlaştıran, 'görünmez bağ' denilebilecek bir duygudur. Sevginin üzerine değişik olumlu duyguların eklenmesiyle de sevginin türleri oluşur."
"Aşk,sevginin bir üst basamağıdır. Sevmeden hiçbir şey güzel değildir. Sevmeyi fazlalaştırdığın zaman aşk başlar."
   Bulduğum en güzel tanımlar bunlardı. Kütüphaneden çıktım,metro durağına gidip metroya bindim evin yakınına gelince indim. Ama benle birlikte siyah kapşonlu biri daha indi evin olduğu sokağa hızlı hızlı gittim ama o da geldi.


Hi hi hi biraz heyecanlı yerde bitireyim dedim:) Beğendiysen oy ve yorum atarsan sevinirim...

Seri AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin