Yoongi
Geçirdiğimiz güzel gecenin arkasından ikimizde uyumuştuk.
O benim kollarımın arasında kaybolmuş dünyada bulunan en eşsiz parça gibiydi.
Sarışın saçları ona o kadar güzel yakışmıştı ki.
Sadece ona yakışırdı ve ben sadece onu görürdüm.
Özenle dizilmiş kirpikleri, kırmızımsı dudakları ve herşeyi tamamlayan o küçük burnu.Jimin tamamen mükemmeldi ve ben iyiki ona sahiptim oda bana...
Onu izlerken kirpikleri hareket etmiş ve uyanmıştı.
İlk bana bakmış sonrasında tekrar kolumun içinde küçülmüştü.
Bu kadar küçük ve sevimli olma jimin. Bir süre daha onu izlemiş ve bugün'de onu bir yere götürmeye karar vermiştim.
Orayı seveceğine emindim.
Onu şelalenin yakınına götürecektim.
Ordaki kayalıkta onu tekrar öpecektim.
Şimdide öpebilirim neden öpmiyim ki?Yüzüne yaklaşıp dudaklarında uzunca dinlerdirmiştim dudaklarımıda.
Sonrasında gözlerini açmış ve bana o güzel kahveleri ile bakmıştı.
Gülümsemiş ve devam etmiştim
'Aslında acıktım gel kahvaltı hazırlayalım? ' sözlerimi bitirdiğimde beklentiyle ona bakmış ve oda dahada bana sokulmuştu.
Sebebini bilmiyorum normalde hergün o kaldırırdı beni garip sorun mu var?
'Güngüzelim hasta falan mısın? ' gözlerini tekrar bana çıkarmış ve sabahın o kısık sesiyle karnının ağrıdığını mırıldanmıştı.
Saçlarına öpücük kondurup okşafdım ve konuştum tekrar.
'Anladım o halde' biraz uzatarak söylediğimde yavaşca ondan ayrılmış ve kapıya gitmeye başlamıştım.
'O halde kahvaltı bugün benden' bunu söylediğimde gülümsemiş ve kafasını sallamıştı.Odadan çıkıp aşağıya indiğimde ne yapmalıyım diyerek düşünmeye bailamıştım.
Kahvaltıda en çok çilek reçelini seviyor o halde ilk olarak reçel.
Sonrasında. Onun seveceğini düşündüğümden ona sıcak bir kahve yapmış ve küçük bir tost yapmıltım.
Tepsiye alıp çıkacakken aklıma meyvelerde gelince ona meyve salatası yapmak geldi aklıma.
Gidip gelişi güzel 4-5 tane meyve seçmiş ve hepsini küp küp doğramıştım.Dolaptan (pastalarda olur ya şeffaf jel onu yapıyor burda) jeli hazırlayıp salatanın üstünden gezdirmiş onuda tabağa ekleyip odaya girmiştim. Tepsiyi sehpaya bırakıp tekrar yatağa girmiştim.
İki büklüm dizlerini kendine çektiğini gördüğümde elimi karın bölgesine koymuş ve masaj yapar gibi elimi ordan gezdirmeye başlamıştım.
Dizlerini uzaklaştırırken rahatladığını ve biraz olsada iyi olduğunu görebilmiştim
'Ah güngüzelim kahvaltını getirdim ilk onu ye sonrada ağrı kesici veriyim' dediğimle geniş gülümsemiş ellerini saçlarıma doğru uzatmıştı.
Onun yetişmesi için biraz eğildiğimde saçlarıma adeta abanmıştı.
Bir o tara bir bu tarafa karıştırıp durmuş sonrasında bir çocuk nidasıyla sevinmişti.Gülümsemiş ve kendimi yatağa bırakmıştım.
Yüzümde hissetiğim parmaklarla ona doğru dönmüş ve o güzel gözleriyle bakmıştım.
Parmakları ilk kaşlarımda sonra burnumda biraz sonra dudaklarıma inmişti.
Üst dudağımı parmağıyla sevmiş sonrada alt dudağımı aynı özenle sevmişti.
Hareketlerine bakıp gülümsemiş ve konuşmuştum.
'Düşüncelerini bana söyleyebilirsin' dediğimle bi an parmakları duraksamış.
Sonrasında kolumun altına doğru yaklaşmıştı.
'Bilmiyorum hoşlanıyorum evet ama bu farklı' duygularını ifade etme şekline ne demeli peki'Oh anladım her daim yanında olabilirim sadece benden uzak durma'
Kafasını sallamış bedenime iyice sokulmuştu.
Güngüzelim benim.
Hep bende kal be güngüzelim.
Başkasına gidersin benden gidersin ihtimalleri bile kötü.'Güngüzelim hadi birşeyler ye sonra ağrı kesici vereceğim' yüzünü bedenime gömmüş ve konuşmamıştı.
Olsun ben böyle onunla durabilirdim ve ben onunlada ölebilirdim.Nefes alamamış olacak ki kafasını hızlıca kaldırmış ve hızlı nefesler almştı.
'Ölüyordum suga ' kaşımı kaldırmış 'ne suga diyerek ona sorgular bakışlarımı göndermiştim.
Elini çeneme getirmiş ve okşamıştı. Saniyeler içinde üstüme çıkmış ve konuşmuştu' senin ten rengin beyaz bu yüzden ve böyle daha asil duruyor' çocuk edasıyla söylediğinde gülümsemiş ve ellerimi belinden kalçasına doğru indirmiştim.
'Hmm güngüzelim benim kabul suga olurum senin için' dediğimle gülümsemiş ellerini boynuma sarmıştı.
Boyu benden kısa olduğu için kafası hafif göğsümü geçiyordu ama böyle de çok tatlıydı.
Göğsümde soluklanmış ve sonrasında yatakda doğrulup onunla beraber ayağa kalmıştım.
Kafası hala göğsüme gömülüydü.
Kucağımdaki bedenle bir onu terasa çıkartmış ve arkasından hızlıca kahvaltı tepsisinide onun peşinden getirmiştim.Terasın kapısından geçtiğimde salıncakta olduğunu görüp yanına doğru gitmiş ve sehpaya tepsiyi bıraıp dolaptan pike almıştım.
Üzerine doğru serptiğimde gülümsemiş ve pike ye sarılmıştı
Yanına geçip kahvaltısını ona yedirmeye başladığımda zorluk çıkartmadan yemiş en sonunda ise dolu ağzıyla gözlerini kocaman açmıştı.
Kırkırdayıp bir bardağa su doldurarak ve hapını ona vermiştim.
Hızlıca içip salınxakta hareketlenmiş ve konuşmuşfu.
'Suga gelsene ' bardapı tepsiye bırakıp salıncapa oturduğumda bekliyormuşcasına kafasını kucapıma yatırmıl ve okşamam için kafasını bana sürtmüştü.
İstediği gibi ellerimi saçlarına getirip oylamaya başlamıştım.
Bir yandan da bugün onu götüreceğim yeri hatırlamaya çalışıyordum.
Ezberimde vardı ama işte takılıyoruz biraz.
Aslında onu oraya götürüp çevreyi göstere bilirdim ama saçma olurdu bu yüzden kendimden bundan önceki hayatımdan ön abhadrtmrm gerektiği tanısına varmıştım.Kucağımdaki bedene baktığımda gözlerinin kapalı olduğunu görmüş ve gülümsemiştim.
'Uyudun mu güngüzelim' dediğim şeyle gözlerini açmış ve genişce gülümsemişti.
'Hayır suga uyumadım ı'm geçmiş sadece saçlarıma dokunuyorsun ya biraz uykumu getirdi sadece' o güzel ve ona yakıştırdığım tonda söylediğinde dudağım kenarı itinayla kıvrılmıştı..
.
.
.
.
.
.