Kırmızı Kamelya

7 1 0
                                    












































































































































Jimin

Evden hızla çıkmış metroya koşuyordum. Ara ara üstümü düzeltip koşmaya devam ettim birkaç dakika sonra metroya geldiğimde derince bir nefes aldım içime yorulmuştum ve değmişti sanırım. Metronun geldiğini söyleyen kadın sesine gülümseyip nefes almaya devam etmiştim. Bugün annemin yanına gidiyordum çok heycanlıydım tabikide Ay'dan aya gidiyordum ama annemi çok seviyordum bu yüzden mutluydum.

Metro geldiğinde binmiş ve koltuklardan birine oturmuştum metrodaki insanlar birbirleriyle konuşur yada sessizce yolculuk ederlerdi ama bu sefer farklı birşey vardı oda yanıma gelen sarışın küçük kedi. Evet evet bir kedi çok tatlı ama ona bakıp kucağıma aldım korkmuyordu ne kadar güzel ellerimle onu sakince sevmeye başladım bazı insanların tiksinen ifadelerini umursamıyordum. Çantamda olan gevreği çıkartıp ona verdim biraz.Kucağımdayken yemeye devam etti çok tatlıydı ve kesinlikle benim olmalıydı ona çok iyi bakacaktım.

Senin adını ne koymalıyım hmm aslında bilemiyorum sanırım sana metro diyebilirim ama saçma olur o yüzden tren diyeceğim tren benim trenim.

Aklımdan geçen düşünceleri bırakıp yanıma oturup beni dürten gence döndüm
'Efendim bir sorun mu var'gülümseyerek söyledim ve kucağımdaki kediyi sevdi biraz sonra bana bakıp
'Kedileri seviyorsun anlaşılan o şanslı' böyle söyledi ve gülümsedi
'Ben min Yoongi ve bunu düşürdüğünü görerek peşinden geldim' önümde sallanan anahtarlığa baktım.
'Ahh evet chim ben seni nasıl unuturum' diyip elinden aldım.
'Bende park jimin memnun oldum'
Kediye bakıp gülümsedi tekrar
'Park jimin kaç yaşındasın sen diye bir soru yöneltti ve gülümsedim
'Ben 19 yaşındayım peki sen' diyerek kediye biraz daha simit verdim.
'Bende 23 yaşındayım' diyerek cevapladı
'Yolculuk nereye' diyerek sorduğunda ona bakmadan cevapladım
'Annemin yanına gidiyorum '
Güldüğünü duydum ve ona döndüm
'Bende babamın yanına gidiyorum diyelim konuşmak istediği bir konu varmış'dedi gözlerini devirerek

Onunla geçen dakikalarda 3 durak geçmişti ve buda son duraktı ve oda benimle inecekti tamam o iyi birisiydi.
Treni kucağıma alıp Metro'dan indim oda arkamdan indi biraz daha yolda yürüdük ve aynı sokağı döndüğümüzde dayanamayıp sormuştum.

'Sen nereye gidiyorsun hangi ev' bunu söyledim ve tarif etmeye başladı.
Ama anlattığı yer
Annemin eviydi.

'Annem o evde kalıyor'dedim ve durdum.
'Nesin sen katil mi sapık mı'bunu söyledim ve birkaç adım geri gittim.
'Ne alaka be bak konum bak bak' diyerek konumu açtı ve gösterdiği yer annemin eviydi
'Garip çok garip'diyerek onunla beraber evin girişine ulaştık.
Kapının zilini çaldım ve beklemeye başladık.

Annem yine her zamanki gibi güzeldi ve gülümsüyordu.
Kediyi yoongiye verdiğimde anneme sarılmıştım
Koklaşıp öpüştükden sonra yoongiye döndüm.
'Buyur içeri gel min yoongi'
Gülümseyerek içeri geçti ve hızla onu arkasınsan takip ettim.

Salonda gördüğüm şeyle duraksamıştım.
O adam kimdi bu evde ne arıyordu annemle bir ilgisi var mıydı?

Hiç bozmadan koltuğa oturdum ve yoongiyi de yanıma oturttum.
Annem geldiğindeyse
'Bir açıklama bekliyorum'demiştik ikimizde aynı anda

Oturan adamın yanına annem gittiğinde olaya bir anlam verememiştim.
Adam konuşmaya başladığında bazı şeyleri anlamıştım aman ne güzel
'Bakın çocuklar biz evlenme kararı aldık yaklaşık 1 yıldır konuşuyoruz bunları size ayrı ayrı anlatacaktık ve daha sonra bir arada anlatıcaktık ama siz beraber gelmeyi seçmişsiniz bu çokta önemli değil biz evlenme kararı aldık sadece ve buna karşı çıkacağınızı düşünmüyorum' adam konuşmasını bitirdiğinde gülmeye başlamıştım yoongi ise susmuştu.

'Ahahahaha tamam tamam güzel şakaydı ee esasa gelelim'dedim yoongiye yaslanarak.
Annemde anlattığında bende susmuştum.
Peki olağan birşey ama pat diye söylemek yada oğluyla benim tanışmam herneyse sorun olmaz büyük ihtimalle.

İlk yoongi konuştu
'Kararınıza saygı duyuyorum istediğinizi yapmakta serbest ve özgürsünüz sizi tebrik ederim'bunu söyleyip bana döndü ona garipsiyerek baktım ve konuştum.
'Sana asla hyung falan demem ona göre' gülümseyip konuştu.'sana asla kardeş muamelesi yapmayacağım güngüzeli 'bunu söyleyip saçlarımı dağıttı.
Yaptığına kıkırdayıp konuştum.
'Sana abimmiş gibi davranmayacağım yoongi' bunuda söyleyip kalktım ve odama çıktım.

Odaya gelip üstümü değiştirdim ve daha sonra yatağa uzandım.
Tavana bakarken kapının tıklanmasıyla dikkatim kapıya gitmişti.
'Gel'diyerek yönlendirdiğimde içeri giren yoongi olmuştu.

Yatağıma gelip üstüme eğilmişti. Bense gözlerine bakıyordum sadece bir tepki veremiyordum.
Bana gülümseyip burnunu burnuma sürttüğünde kalbimin hızlanmasına engel olamadım.
Ortam şuan ortam yoktu benim kalbim depar atıyordu.
Burnumu öpüp kalktığında gözlerim şokla açılmıştı.

'Bu gece burdaymışız misafir kabul edersin değil mi' bunu söyleyip güldü ve kendisini yanıma attı.
Kokusu çok hoştu. Buram buram acı kahve kokuyordu.

Belime dolanan elle beraber nefesimi tutmuştum.
Kendisine bedenimi çektiğinde bir tepki vermedim.
Tepksizdim bu normal değildi.
Beni kendine iyice çektiğinde kafasını saçlarıma gömmüştü ve kokumu seslice içine çekmişti.
Öpücükler kondurup kafasını yastığa bıraktığında benide kendine çevirdi ve göğsünün üstüne kafamı koydu.










































































































.
.
.
.
.

GüngüzelimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin