Jimin
Yatakdan atladığım gibi aşağıya mutfağa inmiştim hızlıca çünki baya geç kalmıltım komik beni sikecek!
Yine mutfakta kendi kendine bir şeyler yapıyordu ve bir tarafını kesebilirdi ah evet yoongi benimle kalıyor.
Mutfağa girdiğimde domatesleri doğradığını görmüştüm tanrım çok tehlikeliydi neden böyle birşey yapıyordu ki sabır yarabbi.Ve gerek yoktu neden bu kadar özen göstermiş ve erken kalmışsa111u aslında.
Yanına adımlayıp kollarımı beline sardım usulca. Kafamı sola yatırıp onun yaptığı işe baktım ve konuştum.
'Nolur bu kadar yetenekli olma gözlerim yeşerir' huysuzca ses çıkartığında kolllarımı sıkıp hayıflamasını sağlamışyım.
'Güngüzeli bırak nefes alamıyorum sıkma' yavaşça kollarımı serbest bıraktığımda dolaba ilerlemiş ve reçelleri masaya atmıştım.
Oda işini bitirip bir tabağa koymuştu.Büyük boy bardaklar dan alıp sabaha bol bol kahve doldurmuştum. Onlarıda masaya atıp bulaşık makinesine ilerlemiştim.
Yoongi'de benim ona uzattığım mutfak malzemelerini tek tek yerlerine yerleştirmiş ve kirlileride makineye dizdikten sonra tezgahtaki baharatlar dan birkaçını masaya bırakıp makineyi ayarlamıştım.Arkama dolanan ellerle hareketini durdurup ona doğru dönmüştüm.
'Hadi kahvaltı' diyerek kendimi geriye çekecektim ki izin vermemişti.
Beni kendine biraz daha çekip sıkıcasına sarılmış boyun girintime birkaç ufak öpücük bırakıp ayrılmıştı.
Gülümseyip masaya geçmiştim. Oda yanıma geçip kahvaltıya başlamıştı.
Ara ara kaçamak bakışlar atıp ara arada şakalar yapıyordu yada saçmalıyordu. Sesindeki değişikle ona dönüp yüzüne bakmıştım.
'Aslında seni birisiyle tanıştırmak istiyorum' diyiverdi ve oda bana döndü.
'O iyi birisi iyi anlaşacağınızı düşündüm birbirinize benyorsunuz' yüzüne bakıyordum öylesine kimle tanışacaktım ki
'Olabilir sen diyorsan' diyip önüme döndüm ve kahvaltıya devam ettim. Tanışacağım kişiyi hiç merak etmiyorum bi bakıma.Birkaç dakika susmuş daha sonra konuşmuştuk.
'Adı jungkook o gerçekte samimidir eğlencelidir cömerttir ama biraz sinir bozucudur tabikide sen sinir bozucu değilsin ama tanıştırmak istiyorum' diyerek açıkladığında kafa sallamış ve kahvaltıdan kalkmıştım.
Ellerimi yıkayıp salona trenin yanına gidip ona bir göz atmıştım.
Salonda göremeyince ona seslenip evin içinde gezmeye başladım.
'Tren nerdesin gel pisi' diyerek evin içinde gezmiş tekrar salona gelmiştim. Evet bulamamıştım.Kendini koltuğa atıp beklemiştim malesef nereye girdiyse artık bulamıyordum.
Mutfaktan elinde trenle gelen yoongiye baktığımda gülümsemiş ve hızlıca kalkıp treni elinden almıştım.
'Ben seni arıyım sen keyif yap oh mis' diyerek kediyi biraz sarsmıştım.
'O mutfaktaydı aslında sabahtan beri benimle' diyerek konuştuğunda onaylarca kafa sallamıştım.'Anladım güzel o halde' diyerek treni yere indirmiştim.
'Ben çıkıyorum o halde' diyerek onay beklemiştim.
Ama o onay gelmemişti.
'Ya ama jimin hani gitmiycektin bugün evde kalıcaktın' diyerek mızmızlandığında kafamı sallıyıp konuştum.
'Sende gel benimle o halde nasıl fikir süper fikir hadi çıkalım' diyerek genişçesine gülümsemiştim._
Spor salonuna geldiğimizde yoongiyi basket sahasında bırakıp kendimde Koç'un yanına gitmiş ona yardımcı olmuştum.
Dağılan malzemeleri toplayıp yerlerine kaldırmış, temizlik yapmış ve oyun sahasını düzenlenmiştim.
Spora gelen bazı kişilerin çocuklarıda spora geliyordu ve çocuklar içinde burda böyle bir saha vardı.
Onlarda burda kendilerini geliştiriyorlardı.
İşim bittiğinde yoongiye bakmaya gitmiştim içeri girecekken bir kızla sarıldığını görüp duraksamıştım.Kız yoonginin boynuna atlamış ve ona sıkıca sarılmıştı.
Yoongi de bunu bozuntuya vermemiş ve kıza sarılmıştı.
Orda nefesim kesilmiş gibi hissetmiştim.
Buna daha fazla bakmayıp bir alt kata geçmiştim.
Havuz odasına gelip kendimi direk suya atmıştım.
Suyun içinde öyle beklemiş ciğerlerime nefes bırakmayana kadar durmuştum sonrasında kafamı kaldırıp derince nefesler almıştım.
O kız kimdi neden sarılmıştı sevgilisi miydi madem sevgilisiydi bana neden yakın davranıyordu ki aklımdaki bu sorulara baş etmeye çalışıyordum.
Ne kadar faydalı bilinmez bir kenara tutunmuş orada öylece düşünüyordum.Yoongi
Basket sahasında çalışırken tanıdık gelen sesle topu fotaya atıp sesin geldiği yöne döndüm.
Bana doğru hızla koşan yeji ile gülümsemiştim.
Ellerini sıkıca boynuma sarıp sarılmıştı evet o beni çok özlemiş olmalıydı.
Bende aynı şekilde kollarımı ona sarıp dinlenmesini bekledim.
Birkaç dakika sonra ayrıldığında ellini çeneme getirmiş ve sıkmıştı.
Sıkmasıyla beraber kafamı sallayıp bırakmasını sağlamıştım.
'İnanmıyorum sen buraya mı geliyorsun? ' sorusunu yönelttiğinde kafamı evet anlamında sallamıştım.'Güzel o halde çıkalım mı? Bildiğim güzel bi kafe var ' elindeki tenis raketini sallıyıp söylediğinde 'hayır güngüzelini bekliyorum gelemem'diyerek onu reddetmiştim.
'Güngüzeli ? O kim ki tanıyor muyum' diyerek kaşlarını kaldırdığında cevaplamıştım.
'Hayır tanımıyorsun neyse ee oynayalım mı bir tur? 'Diyerek topların olduğu yere ilerleyip yeni bir top daha aldım.
Yanına tekrar geldiğimdr açıklama bekliyor gibiydi.
'Güngüzeli erkek arkadaşım desem yani üvey annemin oğlu' iyice şaşırmış olacak ki 'ne' dermişcesine ağzını açmıştı.
'Babam evlilik kararı almış bu kadar kapat konuyu' gözlerini hızlıca kırpıştırıp elindeki raketi çıkış kapısının oraya bıraktı.
Tekrar yanıma gelip topu alınca oyuna başladık.Bir saate yakın oynadıktan sonra yeji gitmiş bende banklardan birine oturup dinlenmiştim.
Bu süreçte jimin aklıma bile gelmemişti sanırım.
Telefonumu çıkarıp jimini aradığımda açmamıştı.
Birkaç tur daha aradım ve tekrar açmadı daha sonra mesaj attım üst üste.
Telefonu cebe atıp salonlara girmeye başladım
Yaklaşık 8 odaya girip çıkmıştım fakat onu bulamamıştım. En sonunda müdürün odasına gidip kameralardan hepsine bakmış ve yüzme salonunda olduğunu görmüştüm.Yüzme salonuna girdiğimde hala orda gördüğüm gibi bekliyordu.
Yanına doğru adımladığımda gözlerinin kapalı olduğunu görünce panikle çökmüş yüzünü ellerimin arasına almıştım.
'Jimin? ' sesimdeki en ince tınıyla söylediğimde tepki vermemişti.
Havuzdan biraz su alıp yüzüne döktüğümde gözlerini açmıştı.
Derin bi nefes alıp onu sudan çıkaracaktım ki kendisini geri suya çekmesiyle bu hareketimi tamamlayamamıştım. Başka bir köşeden öıkmış ve yüzme salonunu bırakıp gitmişti.
Arkasından bakmıştım ve o salonu terk etmişti.Evet evet o salonu terk etmişti.
.
.
.
.
.
.