Selamünaleyküm tatlı insanlar. Umarım iyisinizdir. Şükür bende iyiyim.
Şimdi bu bölüm şimdiki zaman ait son bölümlerden biri olacak. Ne demek istediğimi yavaş yavaş anlayacaksınız.
Satır arası yorum bırakmayı ve oy vermeyi unutmayın.
♡♡♡
Kendinize yakın hissettiğiniz, güvendiğin, sevdiğiniz bir insanın sizi azarlaması, size bağırması, sizea el kaldırıp vurmasından daha çok incitirdi değil mi?
Ülkenin diğer ucundan bu kadar bağırmasını sağlayacak nasıl bir hata işlemiş olabilirdim ki? Hem o kime küfür etmişti?
"Mete, konu her ne olursa olsun sabahın köründe bu kadar bağırmayı hak edecek ne yapmış olabilirim?" Aynı tonda olmasada bende sesimi yükseltmiştim. "Neden mesajlarıma bakmadın? Neden aramalarımı cevaplanmadın?" Ne yani bumuydu? "Bu yüzden mi bu öfke?" Tamam bana çok yardım etmişti yanımda olmuştu ama bu istediği gibi benim gururumu inciterek bağırması için bir sebep değildi. "Gerçekten beni aptala vurmayı kes Sima! Dün gece Livio denen şerefsiz ile ne işin vardı? Neden onunla, onunla bir gece kulübünde ne yapıyordun?" Kulaklarım doğrumu duyuyordu şuan. Dün oraya gittiğimi nasıl öğrenmişti ve en önemlisi hiçbir şeyden haberi yokken o aklında nasıl senaryolar kurmuştu? Düşüncesi bile korkunçtu.
"Sen, sen nasıl? nereden biliyorsun?" Sorduğum soru onu daha çok sinirlendirmiş gibi burnundan soluduğunu duyabiliyordum. "Yani kabul ediyorsun değil mi o kadının sen olduğunu?" Burada tam olarak neler oluyor?
"Evet dün oraya gittim ama nedenlerim vardı. Artık o kafanın içinde nasıl senaryolar kurduysan orası beni ilgilendirmiyor. Hiçbir şeyden haberin yokken gelip bana bön bön bağırmamalıydın. Bir insan gibi sorabilirdin neden gittin diye. Benim bir çocukluğum, ailem, param ve yine birçok şeyim olamayabilir Mete ama bunu unutma benimde herkes gibi duygularım var!" Hissettiğim öfke yüzünden cevap vermesini beklemeden telefonu kapatmıştım.
Sabaha yanlışlıkla sinek yiyen biri gibi başlamıştım. Öfke doluydum, bana o kadar öfkeli davranıp bağırmasını gerçekten hak etmemiştim. Gözlerim dolsada bunun yaşanmasını önlemek için şirkete varana kadar camdan dışarıyı izlemiştim.
Şirkete girdiğimde garip bir şekilde resepsiyondakiler dahil birçok kişinin beni izlediğini hissetmek düşündüğümdende rahatsız etmişti. Neden bu kadar kötü bakıyorlar? Hızlıca asansörün düşmesini bastım ve asansörün kapısı açılınca yine şık kıyafetlerin arasındaki Sabrına ile karşılaşmayı beklemiyordum.
"Günaydın Sabrına." Asansöre binerek aynı güler yüz ifadeyle Sabrınaya selam vermiştim. Ama ortada garip bir durum vardı. Yüzündeki güler yüz ifadesi sönerken birkaç saniye beni süzdü ve "Abimle aranızda bir şey mi var?" Bugün etrafımdaki bütün insanlar tersinden mi uyanmıştı? "Patron ve asistanlık hariç hiçbir şey yok. Sana böyle düşündüren ne?" Gayet sakin davranmaya çalışıyordum fakat artık bu durum saçma bir hal almaya başlamıştı. "Dün gece birliktemiydiniz?" Yok artık! Nasıl olabilirdi bu? "Sen nereden biliyorsun?" Kızın kaşı verdiğim yanıtla çatılırken bir an duraksadı. "Yani cevabın evet." Madem haberleri var artık nasıl olduysa. Neden gelip dün gece oradamıydın diye soracaklarına orada ne yapıyordun diye sormayı nasıl akıl edemiyorlardı.
"Evet dün gece Bay Livionun beni önemli bir konu yüzünden çağırmasıyla oraya gittim. Sadece konu üzerinde konuştuk. Ama sen bundan nasıl haberdar oldun?" Metenin nasıl haberi olmuştu? Öfkem yüzünden bunu hiç düşünmemiştim. Asıl Sabrınanın nasıl haberi olmuştu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYATIN SİMASI
ActionHayat hikayesi | Dram içeren bir kurgudur Sima'nın hayatı, herkesin duyduğunda imkânsız olarak nitelendireceği olaylarla dolu. Hiç düşündünüz mü, istenmeyen bir çocuk olarak dünyaya geldikten sonra, zorlu bir yaşam mücadelesi verip İstanbul'dan geç...