'önüne bak küçük!

41 3 3
                                    

~Kendine hızla çarpan bedenle sendeledi.Hızla kafasını kaldırıp kendine çarpan bedene baktı.Kendinden oldukça uzundu ve yapılı bir vücudu vardı.Ama yüzü kafasına örttüğü kapişondan dolayı tam olarak gözükmüyordu.Jungook bunları umursamadan yoluna devam edicekti ki "önüne bak küçük" diye sert bir sesle konuşmuştu kendine çarpan beden.


Duyduğu şeyle gerilmişti Jungkook.Çünkü kendisine çarpan oydu ve özür dilemek yerine ona çıkışmıştı.Hafif kaşlarını çattı.Cevabını vermek istiyordu ama uğraşamazdı bugün çok yorulmuştu.Kafasını iki yana sallayarak derin bir nefes aldı.Ona çarpan büyük beden yüzünden omzundan düşen çantayı tekrar yerine çıkarıp ve yürümeye başlayacaktı ki arkada kopan yüksek çığlıktan sonra duraksadı.Gözleri kocaman olmuştu ve dudakları aralandı.

Adam öyle bir çığlık atmıştı ki sanki gözleri yerinden çıkarılıyordu.Az önce çarptığı bedende bir anda hızlı adımlarla sesin geldiği yere doğru ilerlemeye başladı.Jungkook'un içini de merak duygusu basmıştı.Ona çarpan beden biraz ilerledikten sonra Jungkook'da onun fark etmeyeceği şekilde onu takip etmeye başladı.Biraz ilerleyince çıkmaz bir sokağın önüne geldi.Ona çarpan beden çoktan sokağa girmişti.

Sokaktan boğuk ve garip iniltiler geliyordu.Birisi acı çekiyordu bu çok barizdi.Sokağın başında durdu ve olayı anlamaya çalışıyordu.Başına bela almayı hiç istemiyordu ama merakına yenik düşüyordu.

Biraz bekledi ve dinlemeye devam etti.Böyle bir sonuca varamayacağını anlayınca kafasını biraz uzattı.Gördüğü şey ile şoka uğramıştı.

Bir adam ağzı ve kolları bağlı şekilde
diz çökmüştü.Heryeri kanla kaplıydı.Jungkook'un bir anda gözleri karardı çünkü kan görmeye dayanamıyordu.

Bir süre gözlerini kapattı ve kendine gelmeye çalıştı.Tamamen düzelemedi fakat artık buradan uzaklaşması gerekiyordu.Geriye doğru bir kaç adım attı.Daha sonra tamamen önüne dönüp yürümeye başladı.

Başlar başlamazda yine olan olmuştu.Ayağının ucundaki cam şişe sesli bir şekilde yuvarlandı.Neyseki birşey olmamıştı kimsenin duymadığını düşünerek devam etti.

Jungkook biraz ilerlemişti fakat bir sorun vardı.Arkasında seri ayak sesleri duymaya başladı.Hızlanmıştı ama bununla beraber arkasındakilerde hızlandı.Jungkook artık takip edildiğine emindi.Bu yüzden çantasının kollarını sıkıca tuttu ve sağlam adımlarla koşmaya başladı.Arkasındakiler ise daha da hızlandı ve birşeyler söyleniyorlardı.Jungkook hiçbirşeyi aldırmadan ve arkasına bakmadan yoluna devam ediyordu ama olucak gibi değildi.Bir çözüm bulması gerekiyordu.Düşünmeye başladı ve önüne gelen ilk sokağa girdi.Fakat şanssızlığı burda da devreye girdi.Çıkmaz sokaktı..

Biraz ilerledi ve bir bahçe gördü. Hızlıca kapı kolunu çevirdi ve içeri girdi.Hemen görüş alanına giren çimenliklerin arkasına koştu ve oraya oturdu.Tam derin bir nefes alıp rahatlayacaktı ki dışardan sesleri duydu.Elini ağzına götürdü ve zaten kesilmiş olan nefesini iyice sessizleştirdi.

Biraz bu şekilde durduktan sonra sesler kesildi.Artık nefes alabileceğini düşünüyordu.Elini ağzından indirdi ve gözlerini kapatıp havayı olabildiğince içine çekti.Bir süre nefeslenmişti ve adamların tamamen uzaklaştığına emin olduğunda yavaşça ayaklandı.Sırt çantasını kollarına yerleştirdi ve yürümeye başladı.Kapıyı ağırca kendine doğru çekti.Bahçeden tamamen çıktığında.Hızlı adımlarla sokaktan çıkıp kendi yoluna yöneldi.

Sağına soluna baktı.Gördüğü bedenlerle duraksadı.Bu sabah cafenin karşısında gördüğü o adamlardı buna emindi.Bu daha çok korkmasına neden oldu.Onlar Jungkook'u görmemişti neyseki kapişonunu iyice yüzüne doğru çekip yoluna devam etti.Şuan tek düşündüğü adamların onu görmemesiydi.İçinden dualar ediyordu...

can I get a kiss?Where stories live. Discover now