~bundan sonra daha dikkatli ol~

50 3 4
                                    

Jungkook depodan aldığı malzemelerle kasanın önüne doğru ilerliyordu.Önce büyük olan parçaları toplayıp çöpe atacaktı.Dizlerini kırarak bir kaç parça topladı.Kafası çok dağınıktı sürekli olarak dün yaşadığı olayı düşünüyordu.Tekrar bir parça almak için elini uzatmıştı ki kırık parçanın en sivri yerinden sertçe tuttu.Elinde hissettiği acıyla kafasındaki düşünceler dağıldı ve ayağı kalktı.

Avucu kesilmişti ve oluk oluk kan akıyordu.Başı dönüyordu,bacakları sendelemeye başlamıştı.Duyduğu son şey kapının açılmasıyla gelen zil sesiydi.Yavaşça gözleri kapandı ve kendini bıraktı.Sırtının sertçe yere çarpmasını beklerken hissettiği son şeyde belindeki el oldu.

Yanağına gelen yavaş ve seri tokatlarla yavaşça gözlerini açtı.
İlk gördüğü şey karşısında ayakta duran ve ciddi bir ifadeyle kendisini izleyen takım elbiseli adamdı.Sonra kendisini uyandırmaya çalışan kişiye doğru döndü.Bu patronuydu.

Patronu kısık gözlerle ona bakan Jungkook'a"iyi misin"diye sordu.Hafifçe kafasını salladı."Hastaneye gidelim mi"diye tekrar sordu.Jungkook biraz daha kendine geldi ve "gerek yok sanırım kan gördüğüm için böyle oldu"diye kısık sesle konuştu.Daha sonra da eline baktı,sargılanmıştı.

"Çok kötü kesmişsin elini ama dikişlik gibi durmuyor elin"dedi patron.Jungkook'un gözleri duyduğu şeyle açıldı."g-gerek yok g-geçer hemen"diye istemeden kekeleyerek konuştu.Patronu da varla yok arası gülerek kafasını salladı.

Daha sonra Jungkook'un gözleri karşısındaki adama döndü.Hala dikkatle onları izliyordu."Bundan sonra daha dikkatli ol"dedi tok sesiyle.Jungkook hızlıca kafasını salladı ve"beni tutan siz miydiniz?"dedi kısık çıkan sesiyle.

"Evet kafanı vurman çok barizdi"diye devam etti."Çok teşekkür ederim"dedi saygıyla kafasını eğerek.Sonra ayağa kalktı ve yine eğildi.Takım elbiseli adam sadece kafasını sallamakla yetindi.Daha sonra dükkandan çıktı.
Jungkook derin bir of çekti.

Patronu da "yerleri diğer arkadaşların temizleyecek istersen bugün izne çıkabilirsin"dedi sakin bir şekilde.Jungkook ise ilk günlerden böyle birşey yapmak istemiyordu zaten yeterince sorun çıkardığını düşünüyordu."Gerek yok efendim ben iyiyim gerçekten yerleri de temizlerim sadece kan gördüğüm için böyle oldu şimdi hiçbirşeyim yok"dedi nefes almadan.Patronu da"peki sen öyle diyosan öyledir ama eline dikkat et tekrar kanatma"dedi ciddi bir sesle.Jungkook kafasını salladı ve patronuna en başından beri sormak istediği soruyu sormak için ağzını araladı...

"Efendim anne babası hapiste,kardeşi yok,kendisi de tek başına küçük bir evde yaşıyor.Devlet bursuyla geçiniyormuş fakat sanırım yetinememiş ve **** kafede işe başlamış.Şuan 19 yaşında fakat doğum gününe az kalmış yakında 20 yaşına girecek"diye tek nefeste anlatmıştı önünde arabaya doğru ilerleyen adama.

"Okula gidiyor mu?"diye sordu arabaya binerken.Arkasından arabaya binerek "evet efendim hafta içleri okuluna gidiyor,hafta sonları ise part-time olarak işe gidiyor"diye devam etmişti koruması.Taehyung elini çenesine koyarak dışarıyı izlemeye başlamıştı araba ilerlerken.

"Adamları ayarlayalım mı efendim?"demişti koruması."Gerek yok bu çocuğun polise gideceğini düşünmüyorum yeterince derdi varmış ve bunlarla uğraşmayacak kadarda saf"dedi tok sesiyle.

"Ama efend-" diye itiraz edecekti ki karşısındaki adamın simsiyah gözlerinin ona dönerek"gerek yok dedim"diye sert ve kararlı sesiyle konuşmasıyla sözü kesilmişti.Çaresizce kafasını salladı ve elindeki dosyayı çantasına yerleştirdi.

"Şey efendim"dedi çekingen bir şekilde.Patronu tekrar gözlerini önündeki çocuğa çevirdi ve kollarını önünde birleştirdi."Şey sizin adınız ne acaba"diye konuştu yine çekingen şekilde.Patronu hafif gülümsedi ve "Do-hyun,Lee Do-hyun"dedi gülümsemeye devam ederek.
Jungkook'da gülümsedi ve "memnun oldum"dedi.Patronu da aynını söyledi ve Jungkook işine döndü.

can I get a kiss?Where stories live. Discover now