~sen her sevindiğinde böyle ışık mı saçıyorsun?

8 1 2
                                    

yine uzun süre yazamadım ama bu bölüm baya uzun oldu bü bölümdeki etkileşimlerle telafi edicem bekleyişinizii
🫶🏻🩷






Taehyung çalışma odasında bazı dosyalara göz atıyordu fakat dikkatini bir türlü veremiyordu çünkü sebebini bilmediği bir şekilde o çocuk aklıma takılmıştı.Normalde sabah onun icabına bakacağı için işine odaklanırdı fakat o çocuğun masumiyet ve saflığı Taehyung'u çok etkilemişti.Ve onun gibi saf birinin bu yaşadıklarından sonra polise gitmeyeceğini biliyordu.Ama onu henüz bırakamazdı.

Jungkook başındaki büyük ağrıyla uyanmıştı.Aklına dün olanlar geldi ve şuan neden orada olduğunu hatırladı.Hareket etmeye çalıştığı anda ağzından acılı mırıltılar çıktı.Şuan yatıyordu fakat gece oturur pozisyonda uyuya kalmıştı.Yavaş hareketlerle yataktan kalkmaya çalışırken birden içeriye biri girmişti."Sonunda uyandın patron seni bekliyor"dedi kalın sesiyle.Bu dün kaçtığı kişiydi bu yüzden bir kaç adım geriye sendeledi ondan çok korkuyordu."Sana birşey yapmayacağım ama biraz daha geç kalırsan patron ne yapar bilmem"diye  konuştu yine.Evet bu adam çok korkunçtu ama patron denilen adamın çok daha korkunç olduğu aşikardı.Cılız bir sesle"önce tuvaleti kullanabilir miyim"diye sordu.Adam başını sallayıp"tamam gel sana tuvaletini yerini göstereyim"dedi.

Jungkook elini yüzünü yıkadıktan sonra tuvaletten çıktı ve iri cüsseli adamı takip etmeye başladı.Büyük kapıları olan oldukça geniş bir odaya girdiler.Patron denilen adam bacak bacak üstüne atmış kahve içiyordu. kapıdan içeri girince keskin gözleri jungkook'un gözleriyle buluşmuştu. jungkook anında gözlerini geri çekmişti."sonunda uyanabildin uykucu prenses"jungkook korkusundan cevap bile verememişti."konuşmayı pek sevmiyoruz sanırım peki o zaman direkt konuya gireceğim" jungkook'un titrek gözleri yine Keskin gözlerle buluşmuştu şu an söyleyeceği şey onu çok kötü etkileyecek,hayatını değiştirecek ya da sonunu getirecek bir şey olabilirdi bu yüzden pür dikkat onu dinliyordu.

"senin polise gideceğini düşünmüyorum bu yüzden seni serbest bırakmayı planlıyordum. fakat dün kaçmaya çalışman fikrimi tamamen değiştirdi"dedi kalın ve tok sesiyle."bu yüzden bir süre daha burada kalmak zorundasın"diye devam etti.Jungkook'un gözleri kocaman olmuştu buralara nasıl geldiğini,bu olayın içine nasıl düştüğünü tekrar düşünmeye başlamıştı. zaten hayatı bu kadar berbatken nasıl daha berbat olabilir diye düşünmeden edemiyordu. Gözlerini yere eğdi. ve içinden lanetler etmeye başladı çünkü yine gözleri dolmaya başlamıştı.

  Esmer adam yanındaki korumaya parmağıyla komut verdi ve adam saygı ile eğilip odadan çıktı.Baş başa kalmışlardı jungkook korkudan neredeyse titriyordu.Adamın ayağa kalkmasıyla gerçek anlamda ellerini titremeye başladığını hissetti. aklından binbir türlü senaryo geçti onu hemen burada öldürebilir, dövebilir ya da hayatını karartacak herhangi bir şey yapabilirdi.Adamın kendine doğru yürümesi ile birkaç adım geriye gitti fakat nafile idi.Adam birkaç adımda yanında bitmişti.

jungkook çenesinde hissettiği el ile gözlerini iyice büyüttü ve kafasını yukarı doğru kaldırdı yine ve yine Keskin gözlerle gözleri buluşmuştu.   Şaşkınlıkla karşısındaki kendinden en az 15 cm uzun omuzları geniş iri yapılı adama bakıyordu.Ve lanet olsunki gözlerim dolu diye içinden geçiriyordu.Adamın siyah gözlerle ona delici bakışlar atması içindeki korkunun patlamasına ve gözünde biriken yaşların bir anda akmasına sebep olmuştu."ağlamanı gerektirecek hiçbir şey söylemedim küçük şimdi sil o gözyaşlarını sonra odana git ve beklemeye devam et anlaşıldı mı?dedi jungkook kafasını öne eğecekken çenesindeki el sıkılaştı ve buna müsaade etmedi"Duyamadım"dedi korkutucu bir sesle.Jungkook sadece kafasını sallayabilmişti.Esmer adam odadan çıktı ve saniyeler sonra az önceki koruma içeri girdi ve onu odasına geri bıraktı.Odanın içine girmesiyle tuttuğu tüm yaşlar gözünden boşalmaya başlamıştı. kendini tutmaya çalışıyordu fakat başaramıyordu çoktan bir ağlama krizine girmişti..

can I get a kiss?Where stories live. Discover now