Savaş- benimle evlenir misin ayşıl?
Gözlerim fal taşı gibi açıldı. Ne demişti bana acaba kafasını felan mı çarptı?
Savaş - iyi misin? Sadece bı soru sordum..ahh beni yanlış anladın ayşıl bak bu adamlardan kurtulma şansın biraz az görünüyor istersen benimle yaşayabilirsin ama bunun için benimde senden isteğim annemle babamı başımdan atmak.
Ayşıl - savaş bey ben dediklerinizin hiç şeyini anlamadım? Ne evlenmesi
Savaş- ayşıl ben evlenme adamı değilim. Annem ve babam da evlenmemi bı yuva kurmamı çok ama çok istiyor hem onların gönlü olur hem senin işin görülür. Ve sen ne istersen kabulum..
Kafamda düşünceler uçuşuyordu. Kalbimin atışı sanki beynimde çalışıyordu. Ama adamın istegi belliydi beni paravan gibi kullanıp eski kızlarla takılma hayatına sorunsuz devam etmek.. kafamı diklestirip hayatta en çok istediğim şeyi söyledim.
Ayşıl- üniversite ye gitmek istiyordum..ama imkanlar dahilinde yaşamam bile mucize senden tek isteğim okula gitmeme izin vermen tek de bı ricam var ben o evdeyken eve kadın getirmeyin bunu kaldıramam .kabulse
Deyip elimi uzattım kurşunun sıyırdığı kolum elinde olduğu için o elimi sıktı
Savaş- kabul .. emin ol sorunsuzca yaşayıp gireriz sen okulunu bitirip kendi ayaklarınin üstünde durunca boşanma işlemlerini başlatırız.
Bu iş benim başıma neler açıcaktı hiç bı fikrim yoktu yaramı dikerken bu sorunun gelmesi bana garip gelmişti iş anlamaları için bile bı kafede buluşup bı çay içersin. Adama bı can borcum olduğu da çok aşikardı.
Hastanede 24 saat müşahede altında tutulmak istendigim için savaş gitti. Hastanenin camı sokağı görüyordu.
Kısa zamanda çok sey yaşamıştım ..ama bunu anlatacağım kimsem yoktu bazen sadece çığlık atmak geliyordu çığlıklarla ağlamak bağırmak sesimi duyurmak .
Annem ve babam kim bilir nerdeydi yasa neden beni bırakmışlardı. Onlara çok fazla kızıyorum ama yinede onlar olsa böyle bı durumda olmazdım babam beni korur kollar annem bana sıcacık kucağını açardı.hayalimde hep böyle canlandırmıştım onları. Hayalde olsa güzeldi. Kapı tıklanıp hemşire geldiğinde gülümsedim tatlı bı hemşirem vardı.
Gülden - ayaklanmışsın gel seni biraz uyutalım düşüne düşüne uyuyamassın sen şimdi.
Güldüm ama fark etmeden ağlamıştım..elimle silip yatağa uznadim .
Gülden- ağrı kesici yapıyorum sabaha kadar uyursun çıkışını da yaparız .
Ayşıl - çok teşekkür ederim
Gülden - ne demek ben teşekkür ederim .
İğnenin acısı geçmeden uykuyu bütün vücudumun ağırlaşmasın dan anlamıştım..
....
Saba uyandığımda doktorlar sabah vizit gezmelerini yapıyordu. Koluma baktığımda serum çoktan sökülmüştü.
Kalkıp odadaki tuvalete gittim . Suratım çökmüşdü resmen hasta kıyafeti vardı hala üstümde üşümeye başladım . omzumda minik bı bandaj vardı , oynatınca biraz sızladı .Odadan sesler gelmeye başlayınca tuvaletten çıktım. Savaş ile burun buruna geldim . İçi ferahlamış görünüyordu.
Savaş - çıkıyorsun .
Soğuk adam dedim içimden beni odada bırakıp gitti üstümde yarı çıplak hastane elbisesi olduğu için gitmesi isime gelmişti.
Yatağın üstünde bı kapşonlu takım ve içine bluz vardı . Şöyle bir baktım bluz giymek beni zorlardı. O yuzden iç çamaşırlarını giyip kapsonluyu boğazıma kadar çektim .
Odada sanki çok biseyim varmış gibi bişey unuttum mu diye arandım . Kapıyı açtığımda orda yoktu bende Gülden e bı hoşçakal demek için hemşire odasına gittim. Kapıyı tıklatıp Güldeni sordum. Onun işi olduğunu söyleyip kapıyı kapattılar . Neyse diyerek dış kapıya yöneldim savaşın arabasını tanıyordum ama bursa yoktu . Arkamdan seslenince biri baktım.
Sadık - ayşıl hanım burdan lütfen.
Ayşıl - savaş bey?
Sadık - a onun bı işi çıktı sizi ben eve götüreceğim
Kafamla onaylayıp arabaya bindim.
....
Odaya girdiğimde sıcak bı duşa girdim.
Adamı asla anlamıyordum bı evlenme teklifi ediyor bı soğuk ama aptal kafa bende adam yediği boklar çıkmasın diye beni paravan gibi kullanıcak aman sanki ona kaldım.... Artık hayatım bu evde yani okulu bitirdikten sonra özgür bı hayatım olabilir.Kapı tıklandı.
Sadık - ayşıl hanım savaş bey sizi yemeğe bekliyor
Ayşıl - tamam şimdi iniyorum.Adamın bı hareketi bı hareketini tutmuyor asla şimdide beyfendi benimle yemek mi yemek istemiş... Kalkıp banyoda yüzümü yıkadım . Merdivenlerden inerken kulaklarımı tırmalayan o sesi duydum.
Tuğçe - yaaaa savaş? Hadi diyorum ya benimle bu davete katilmalısınnnn.
Yüzümü buruşturup aşağıya indim. Kahvaltı sofrasında savaş ve Tuğçe kahvaltı ediyordu. Savaş beni görünce öksürüp oturuşunu düzeltti.
Savaş - gel kahvaltı et ayşıl.
Tugcenin bakışları beni ezer cinstendi. Asla o masaya oturmayacaktım.
Ayşıl- teşekkür ederim ben aç değilim
Yalan çok açtım..
Savaş - iş anlaşmamızı konuşuruz.
Bu kızın yanında mı konuşacaktı? Ne onurumu ne gururu mu düşünüyordu.
Masaya oturdum.
Ayşıl - evet dinliyorum
Gözlerim yanmaya başlamıştı bile beni bu kadar küçük düşüreceğini düşünmezdim ..
Savaş - bı haftaya annemler gelicekler benimle alakalı sorulara hazırlıklı ol evi tanı gelir gelmez işlemlere başlarız... Sorun yok değil mi?
Boğazım yanıyordu resmen
Ayşıl - yoo..yok tamamsa ben çıkabilir miyim?
Kaşlarını çattı gözümden bı damla akıyordu ki ben hızla kalktım masadan.
Merdivenleri çıkarken
Savaş - Ayşıl!!! Ben sana kalk demeden o masadan kalkmayacaksın.
Önemsemeden yukarı çıktım odaya girince göz yaşlarım sel oldu aktı pst diye kali açıldı savaş gözleri dönmüş şekilde girdi odaya..
Savaş - ben sana ne dedim he!!! Benim lafımı emir olarak kabul ediceksin!!
Ayşıl - ne saçmalık bu ya kimsin sen he ?! Geldiğim yerden ne farkın var senin he !!
Savaş kolumu tutup beni sarstı..
Savaş - bana bak ben senin pezevenklerine benzemem
Ayşıl- ya sen manyak felan mısın? Ne diyorsun sen ya bana ne dediğinin farkında mısın? O tugcenin yanında konuşuyorsun hiç mi gururum aklına gelmiyor?
Savaş - Ayşıl bak..
Ayşıl- seninle evlenip bursa hapis olacağıma bı çöplükte ölürüm daha iyi
Kapıyı çarparak odadan çıktı bana da yine yol göründü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MALİKANE (tutkulu bir hapishane)
Teen Fiction19 yaşındaki Ayşıl yetimhaneden kovulmanın şaşkınlığını üstünden atmamışken yanlış insanlara güvenip bı geneleve düşmüştü.. ilk günler defalarca dayak yese de kimseyle boyun eğmemişti. kimse onunla birlikte olmak istemiyordu. bu da onun işine geli...