Sessizliğin bi sesi olsa sadece düz bir çığlık sanardım . Bence öyleydi, yurtta kaldığım gündüz olmasa bile geceleri o saatin tik tak sesi bazılarının uyku sesleri benim için sanki çığlık gibi geliyordu.
Yine yeniden yalnız kalmıştım. Bu ev de bana yuva olamamıştı. Savaş ne istiyordu anlamamıştım benim sahibim değildi. Zaten genelev den kız satın alan adam da nasıl bı adam olabilirdi ki ..
Pek bı esyam olmadığı için odanın ortasındaki yatağa oturdum .o evden çıktığı gibi gidecektim, korktuğumdan değil de muhatap olmak istemediğim için di.
Saatler geçmiş ama hala savaş gitmemişti . Evin bahçesinde sallanan salıncakta kitap okuyordu. Bu adamın işi gücü yok muydu?
Gözlerimiz birleştiğinde hemen kaçtım .
Rezillik resmen görmüştü beni.
Burdan çıkmak kolaydı . Yine eşref yada başka bı manyağın peşime takılmayacagı ne malumdu. Ama burada da beni oyuncağı sanan dominant bı savaş vardı.Kapı tıklandı.
Ayşıl - buyrun?
Savaş - konuşabilir miyiz?
Savaşı görünce beni pencereden görüp gelmiş olacağı aklıma geldiği için kıpkırmızı kızardım.
Ayşıl - ne konuşmak istiyorsun?
Savaş - bak ayşıl benim ve bu evin kurallarına uyman için sana bı şans daha vermeye geldim.
Kaşlarımı çattım.
Savaş - kural 1. Bana itaat edeceksin.
Kural 2. Ben istemeden bu evden gitmek yok.
Kural 3.erkek arkadaş asla yok.
Anlaşıldı mı?Derin bı nefes aldım.
Ayşıl - benim sahibim mi sanıyorsun sen kendini?
Savaş kaşlarını çatıp bana doğru yaklaştı geri geri gidince az önce oturduğum yatağa düştüm.. savaş birden iki elini iki yanima koyup üstüme çıktı.
Savaş - değil miyim yani ?
Ayşıl - benim sahibim esref değil ki sana para ile satsın.
Bunları söylerken yüzü bana çok yakındı nefesim suratına çarpıp geri bana geliyordu. Gözleri bı alev gibiydi.yutkudum.
Bı eli saçım ile oynamaya başladı.
Kalbim gümbür gümbür atıyordu.Savaş -senin sahibin benim ayşıl.
Gözleri gözlerime kenetlenmiş elindeki saçımı kokladı. Kaşlarımı çattım. Tam bişey demek için ağzımı açmıştım ki..
Sıcak dudaklarını dudaklarımda hissettim.istemsiz kapanan gözlerim narin ve istekli open savasa güven vermiş olacak ki bı elini saçımı tutan elini yanağıma koymuştu. Hep ignenirim bunca şeyden diye düşünüyordum. Ama öyle olmamıştı. Dudaklarımdan ayrılıp üstümden kalktı.
Yanaklarım alev alev di.
Savaş- sadece sen daha bilmiyorsun.
Kapıyı kapatıp gittiğinde elim hala hızla atan kalbime gitti. Ben salak mıydım? Onu neden itmedim ki .Yataktan kalkıp tekrardan pencereye gittim savaş gidiyordu bı an arkasını döndü ben kacamamıştım bana göz kırptı ve arabasına binip motorun ses tırmalayan sesi ile uzaklaştı. Ne olmuştu şimdi hiç bişey anlamamıstım.
Hızla odadan çıkıp aşağıdaki kata gitmiştim.bu evden çıkıp gidecektim. Geldiğinde beni bulama da bakalım sahibim kimmiş?? Haa
Alt kapıyı açmaya çalıştım ama kapalıydı.
Sadık - ayşıl hanım?
Birden seslenince zıplamıstım resmen
Ayşıl- efendim sadık ya ödümü patlattın.
Sadık - bı yere mi gideceksiniz?
Ayşıl- bursa kalamayacağım ben gitsem iyi olacak savaş beye teşekkür ettiğimi söylersin.
Sadık - üzgünüm ama savaş bey dışarı çıkmanıza izin vermiyor.
Ayşıl- ne? Ne saçmalık geçen gün çıktım gittim bugün de gideceğim.
Sadık - Ayşıl hanım savaş Bey'in kesin emri var bizi güç duruma sokmayın..
Sijirle merdivenleri geri tırmandım.. salak mı bu ya ?! Ne demek beni kapatmak savaş için iyi düşündüğüm de hiçte iyi yapmamıştım. Hep aptaldım ama savaş a güvenmem en büyüğü olabilirdi .
Odaya girip yatağa uzandım. Yapacak hi bişey yoktu bu evde tavanı izlerken uyuya kalmıştım. Telefon çalıyordu bı yerde benim telefonum yoktu ki
Yastığın altında ki telefonu aldım ekranda sahibim yazıyordu .kim olduğunu anlamam zor olmadı ne ara gelmişti uyurken gelip bırakmış olmalıydı.
Ayşıl- ne var?
Savaş - sen telefonları hep böyle mi açarsın?
Ayşıl- ne bilim ben hiç telefonum olmadı ki.
Savaş bı sesizdi.
Ayşıl - ne oldu?
Savaş - yemek için çağırmak istedim.
Karnım guruldamıştı.ama nasıl yüzüne bakacaktım.
Telefonu kapatıp merdivenlerden aşağı indim telefonun sesi odadan gelirken savaş çatık kaşlar ile telefona bakıyordu ki gözleri beni buldu telefonu masaya bırakıp bana doğru ilerledi
Savaş - o telefon bı daha benim suratıma kapanırsa..
Tam önümde durmuştu..bazen çok korkunç oluyordu. Savaş bı iyi bı kötü birisiydi .
Savaş - sana yapabileceklerimi ben bile hayal edemiyorum..
Bunu söylerken zevk almış gibi iç çekti..
Elimi kaldığım gibi ona tokat attım.
Ayşıl- eğer bana dokunmaktan bahsedip beni bir daha opmeye çalışırsan kendimi öldürürüm anladın mı?!!! Beni!! Savaş benim bu yaşadıklarım şaka mı ya?
Savaş belinden çıkardığı silahı ile başıma nişan aldığında kanım çekilmişti.
Savaş - bunu mu istiyorsun he?!! Ölmek benimle olmaktan daha mı iyi? Ne yaptım ben sana Ayşıl? Sana yardım etmekten başka ne yaptım ?
Ayşıl- sa...savaş lütfen..
Savaş - ne oldu ha!! Ölmek daha iyi dego mi benden bu kadar mı tiksiniyorsun?
Ayşıl- ne? Savaş seni tanımıyorum bile izinimi bile sormadan beni öptün bide 1 aydır neler yaşadığımı bilerek.
Savaş - nefret etmiyorsun yani?
Ayşıl - korkuyorum..
Hala elindeki silah kafamda duruyordu bi bana bı silaha baktı .. pişman olmuş bakışları vardı..
Savaş - ayşıl ben. Ben çok çok özür diledim ..bu ben değilim çok özür dilerim..
Hızlıca yanımdan ayrılmış beni orda bırakıp gitmişti burnum çok sızlıyordu..yere çöküp ağlamaya başladım. Artık tutacak takatim kalmamıştı. Bı süre agladıktan sonra ayağa kalkıp odaya çıkmak üzere ilerledim ama soğuk rüzgar üşütmüstü beni kapı açıktı. Kapıya uzanıp açtım kimse yoktu etrafta hızlı adımlarla çıkış kapısına ilerledim ne tuhaf bu kapı da açıktı dışarı çıkıp derin bı nefes aldım.
Geriye dönüp baktığımda sanki orda biseyler unutmuş gibiydim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MALİKANE (tutkulu bir hapishane)
Teen Fiction19 yaşındaki Ayşıl yetimhaneden kovulmanın şaşkınlığını üstünden atmamışken yanlış insanlara güvenip bı geneleve düşmüştü.. ilk günler defalarca dayak yese de kimseyle boyun eğmemişti. kimse onunla birlikte olmak istemiyordu. bu da onun işine geli...