1.6

320 28 25
                                    

yine aylar yillar gecti pardon ☝️☝️

"Yani diyorsunuz ki birisi bu çocuğu kapınızın önüne bırakıp kaçtı."

Kaç defa anlattığını bilmiyordun ama karşındaki polis memuru hikayenize inanmamışa benziyordu.

Evi aradıkları gibi sizi ve Yuji'yi alıp karakola getirdiler. Şimdi ise Yuji bir polisin kollarında hiç rahat etmediğini düşündüğün bir şekilde yatıyordu.

"Daha kaç kere demem gerekiyor anlamanız için?"

Alaycı bakışlarla sana bakan adama bir tane geçirmemek için zor duruyordun. Resmen yalan söylediğinizi ima ediyordu.

"Hanımefendi, çok fazla drama izliyorsunuz galiba."

Sabrının sonuna ulaşmışken ortalığın gittikçe kızışacağını fark eden sevgilin girdi araya. Oldukça sakin bir şekilde konuşmaya çalışıyordu.

"Bakın, amirim. Kamera kayıtları yok belli ki. Hiçbir kanıt olmadan bizi yalancı durumuna düşüremezsiniz!"

Sevgilinin aksine karşısında bir insan yokmuş gibi davranan polis memuru alaycı bakışlarını bozmadan konuştu.

"Kayıtları silmeseydiniz yalan söyleyip söylemediğinizi anlayabilirdik. Üstelik çocuğun ailesini araştırmamış olmanız kanıta gerek yok diyor."

Nanami'nin de sabrı tükeniyor olacak ki derince bir nefes çekti. Sakince vermeye çalışırken kendi elini senin elinin üzerine koydu.

"Bize yalanla ithamda bulunmanızın amacı ne bilmiyorum fakat kız arkadaşımın abisi bir polis memuru. Onun sayesinde bebeğin ailesi olmadığını öğrendik ve bakımını üstlenmeye karar verdik."

"Oh, bir de polis arkadaşınız var demek. Güzel, onun da ifadesini alalım bakalım."

Başının ne kadar derde girebileceğini düşünmeden abinin numarasını aldı ve aramaya koyuldu.

"Alo, Toji Bey ile mi görüşüyorum? ***** karakolundan arıyorum. Kardeşiniz çocuk kaçırmaktan suçlu. Sizin de ifadenizi almam gerekiyor."

Bir bok becermiş gibi sırıtarak konuşuyordu. Ayvayı yediğini ne zaman fark edecek diye bekliyordun.

Abini çoğu polis bilirdi fakat karşındaki akıllı belli ki bilmiyordu. Bir şeyler daha zırvaladı ve telefonu kapattı.

Nanami'ye gülerek baktın. Alttan alttan o da gülüyordu.

"Şimdi sıçtı."

Fısıldayarak söylediğin şey yarım akıllı polisin kulağına gitti. Yarım akıllıydı ama kulakları keskindi.

"Ben değil de siz sıçtınız sanki. Yanılıyor muyum?"

Yüzünden asla düşürmediği sırıtmayla aklı gibi yarım ağız konuştu.

"Yanılıyorsunuz. Abimi tanıdığınızda vereceğiniz tepkiyi merak etmiyor değilim. Kendinizi hazırlasanız iyi olur."

Yerinde hafifçe kıpırdandı. İşkillenmişti.

"Beni tehdit mi ediyorsun?"

"Üstüme iyilik sağlık! Yalnızca size üzülüyorum."

İçine düşen kurtla seni süzdü. Neyden bahsettiğini anlamaya çalışıyor gibiydi. Kendine gelmek için kafasını salladı ve tekrar alaycı konuşmasına devam etti.

"Bence beni çok düşünme. Kendi haline üzülmelisin."

Gözünü devirmekten başka bir şey yapmadın bu aptal adama. Abini beklerken telefonunh çıkarıp gruba yazdın.

It's my fault to fall in love - [Nanami Kento]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin