Sangre negra

53 3 0
                                    

Herkes sessiz bir şekilde trene doğru ilerliyor kimseden çıt çıkmıyordu. Sanki aralarında gizli bir anlaşma varda Herkes ona uyuyor gibiydi.

Luna dünkü olaydan beri gözlerini açmamıştı. Hepsi bu konu hakkında farklı bir şey düşünüyordu. Ginny hala kendini suçlamaya devam ediyordu. Diğer çocuklar ona kendisinin suçu olmadığını ikna etmeye çalışmışlardı ama pek bir işe yaramadı.

Yoldaşlığın çoğunluğu ise aralarında Bir hain olduğu konusunda enfikirdi. İkinci bir ihtimalde Luna'nın gizlice kaçtığı yönündeydi ama buna da çoğu kişi pek ihtimal vermiyordu. Herkesin emin olduğu şeyse dumbledore ve voldemort'an güçlü bir büyücünün olmadığıydı. Dumbledore'un bunu neden söylediği bile bir meçhuldü onlara göre.

Çocuklar çıtlarını çıkarmadan trene bindi. Bir kompartıman bulmaları pek zor olmadı. Hepsi bu kompartımana luna ile birlikte bineceklerini hayal etmişti. Bunun farkında olmaları seslerinin çıkmamasına asıl neden olan şeydi.

Yolculuğun pek çok kısmı sessiz bir şekilde ilerledi. Bu sessizliği ilk bozan kişi tahmin edilebileceği gibi ikizler oldu.

"Eee Hermione yoldaşlık hainini tam olarak nasıl bulacağımızı söyleyecek misin?"

Hermione bir gülümsemeyle yetindi. "Yaramazlıkta usta olan sizsiniz. Yoldaşlığı nasıl kendimize çekeceğimizi siz düşünebilirsiniz sanırdım"

"İyi güzel de onları kendimize çekerek onları asıl işlerinden alıkoymuş olmazmıyız."

Ginny'nin bu sorusu Hermione'yi düşündürdü. Haklıydı haini bulmak amacıyla onları buraya çekerlerse asıl önemli konulardan onları alıkoymuş olurlardı.

"Haklısın ama unuttuğun bir şey var."

Ginny Hermione'nin birden beliren yüz ifadesine bakakaldı.

"Eğer bunu yapmazsak kim olduğunu bilirsin sen tüm planlarını öğrenebilir." Çocukların yüz ifadelerine baktı. "Bu da onun yenilmesini zorlaştırır."

"Luna keşke burada olsaydı. Onunla birlikte seçilmek istedim"

George gözlerini devirdi. "abi tamam isterdiniz de bu kadar abartmaya gerek yok kız hayatta"

"Daha kötü bir şey de yapabilirlerdi George"

"Ama yapmadılar. Kızın cenazesi kalkıcak gibi konuşmayı bırakın da şu haini bulmaya odaklanın"

Bu tartışma Ron'u uykusundan uyandırdı. Başını kaldırıp bir kardeşlerine bir de Hermione'ye baktı. Başını geri koydu. Hiç kavga edilecek hali yoktu ki aynı kavgayı dün yapmışlardı ki zaten.

Kısa süre sonra bir dürtmeyle tekrar uyandı. Başını kaldırıp baktığında cüppelerini giyen dört çocuğu fark etti. Kendisine dün sabahladığı için küfredip hazırlanmaya başladı.

Ginny'nin bir hayranlık ifadesiyle hogwarts'a baktığını gören Ron sadece gülümsedi.

Ginny diğer birinci sınıflarla birlikte gölge doğru ilerledi. Çocuklar kendilerini hogwarts'a götürecek araçlarına bindiler.

Ortak salonun kapıları açıldı. Tavandaki gökyüzü muhteşem bir güzellikle onlara bakıyordu. Dört büyük masa kurulmuş. Masalar dört farklı renkte bezenmiş, çocuklar dört farklı binaya bölünmüştü. Binalara bölünmeyen tek kişiler birinci sınıf öğrencileriydi.

Ginny hayranlık içerisinde ortak salona göz gezdirdi. Bina masalarının ardındaki masayı ve masada oturan kişileri o an fark etmişti. Büyük ve tam ortada duran koltukta oturan beyaz sakallı yıldızlı gözlük takan adamı görünce durdu. Onun dumbledore olduğunu tahmin edebiliyordu. Bir kaç kere yoldaşlıkta onu gördüğünü hatırlıyordu.

Luna Snape Zamanın KadınıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin