Muggle kasabasına saldırı

279 9 0
                                    

Lily yıllarca sorularla boğuşup durdu. Kocasının kendisinden sır sakladığını anlamak için kahin olmaya gerek yoktu. Çünkü belliydi. Durduk yere garip garip zamanlarda dışarı çıkıyor. Kaç saat gelmiyor ve sorulan hiç bir soruya da cevap vermiyordu.

Bu sırada Luna 11 yaşına gelmiş güzeller güzeli bir kız olmuştu. Severus her fırsatta onun lily'e benzediğini söylüyordu ve haklıydı. Luna, Lily'e çok ama çok benziyordu. Onun kopyası gibiydi.

Luna'nın tıpkı annesi gibi kızıl saçları vardı. Babası gibi de koyu kahve gözleri, karanlıkta simsiyah gözüküyordu bu gözler. Neşe dolu bir kızdı o ama sinirlendi mi tam olarak sinirlendirdi, tıpkı babası gibi. Onun görünüşünü genel olarak babasına benzerdi ama davranışları çoğunlukla babası gibiydi. Ne olursa olsun herkesin hemfikir olduğu tek bir şey vardı, Luna çok ama çok güzel bir kızdı.

Annesi Luna'nın kendisine benzemesi konusunda övünüp dururdu. Kızının kendisine benzemesi çok hoşuna giderdi. Kimin hoşuna gitmesin ki? herkes çocuğunun kendisine benzemesi ister. Her zaman heyecan konusudur çocuğun kime benzeyeceği.

Tabi aileler bu tarz konularda heyecanlanırken çocuklar ise gençlere özenilerdi. Özellikle küçük çocuklar okula giden çocuklara çok özenir, okul için heves yapardı.

Tabi Luna da bu küçük çocuklardan biriydi. İki aya kalkmadan hogwarts'a gidicekti. Kim hogwarts'a gideceği için heyecanlı olmayacaktı? Kim heyecanını her tarafa yaymıyacaktı ki?

Tabi Luna gibileri hariç. O bu konuda babasına benzerdi asla ama asla heyecanını sözlü olarak dile getirmezdi, getirmezdi. Çünkü anne ve babası onunla pek ilgilenemez hem aynı konuyu tartışırlardı. Babasının nereye kaybolduğunu tartışırlardı.

Bir kaç kere gelecek postasında babasının ölüm yiyen olduğunu söyleyen haberler okumuştu Luna. Annesiyle, babası bu konu hakkında çok kötü kavga etmişlerdi. Sanıyordu ki bu hayatları boyunca ettikleri en büyük kavgaydı.

Babası kendini "Benim ölüm yiyen olduğumu söyleyen kişilere bakar mısın? Onlar zaten benden nefret ediyor." Diye savunmuştu kendini. Haklıydı. Bu iddiayı suna kişiler; James potter, Remus Lupin, Sirius Black ve Peter Pettigrew di.

Lily ise buna karşılık "senden nefret etseler bile bu kadar büyük bir iddiada bulunmazlar" demişti. Bu dörtlü bir çok kişi tarafından voldemort ile yapılan savaşın Albus Dumbledore'dan sonraki liderleri olarak görünüyordu.

Voldemort'un kim olduğunu sorsan bir çok çocuk adından dahi korkulan kötü bir adam olduğunu dile getirir. Lily gibi insanlar hariç. Lily defalarca kez kızına bir isimden korkmamak gerektiğini belirtmişti.

Zamanın ebeveynleri tabi ki korkularına yenik düşerdi. Bu sebeple çoğu çocuk önceden büyü eğitimine tabi tutulurdu. Hogwarts'a başlayan çoğu çocuk çoktan ilk iki sınıfı tamamlayacak kadar bilgiye sahip olurdu. Luna da bu çocuklardan yalnızca biriydi.

Gerçi annesi bir isimden korkmamak gerektiğini Luna'ya defalarca söylemesine rağmen babası onunla aynı fikirde değildi. Lily voldemort'un ne kadar gaddar biri olduğunu Luna'ya defalarca kez söylemesine rağmen babası bu konuda ağzını bıçak açmıyor ve voldemort'un adını her ağzına aldığında ona kızıyor, susmasını söylüyordu.

Luna korkmuyordu bu isimden. Korkması için bir nedeni yoktu. Onun eline düşsen seni öldürmeye kalksa geçip karşısına 'ama ben sana kim olduğunu bilirsin sen dedim' mi diyecektin? Yabi eminim seni kurtarır.

Luna Snape Zamanın KadınıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin