10. Kafe

209 31 17
                                    

Seungmin'den;

Evde delirmek üzereydim. Hyunjin'le öpüşmemizin üzerinden iki gün geçmişti ve o zamandan beri görüşmemiştik. Birlikte setimiz olmadığı için denkte gelmemiştik.

Çocuklar ona yakın davranırsam çözüleceğini söylüyordu ama görüşemiyorduk bile! Bu yüzden ne yapacağımı bilmiyor ve evde öylece oturuyordum. Ama izin günümde olmama rağmen telefonumun aniden çalmasını beklemiyordum. Hemde onun aramasını.

"Alo?"

"Efendim Yeji?"

"Ne yapıyorsun?"

"Hiç, evde oturuyordum. Sen?"

"Bende kafedeyim şimdi. Hyunjin falan var, istersen sende gel diye aramıştım."

Gözlerim şokla aralanmış ve şaşırmıştım. Tanrı bana bir imkan mı sağlıyordu? Ve Yeji neden özellikle Hyunjin'den bahsetmişti?

"Olur aslında, zaten sıkılıyordum."

"Tamam ben sana konumu atarım, bekliyoruz."

"Tamamdır, görüşürüz."

"Baybay!"

Heyecanla koltukta zıpladım ve telefonu bir kenara atarak hızlıca ayağa kalktım. Hemen giyecek bir şeyler bulmak için odama doğru koşturdum.

Hyunjin'le vakit geçirmek için bir şans yakaladım! Bir saniye. NEDEN BU KADAR HEYECANLANIYORSUN!?

Ondan hoşlanmıyorsun Seungmin? Hayır, sırf çekici olduğu için bir adamdan hoşlanamazsın!

"Bu düşünceyi kafandan sil!"

Büyük dolabıma vardığımda sürgülü kapakları açtım ve tek tek bakmaya başladım. Kendimi güzel hissetmek için hiç giymediğim ve hoşuma giden bir parça giymem ve onu hep giydiğim tamamlayıcı başka bir parçayla kombinlemem gerekiyordu. Böylelikle hem farklı, hem iyi hissedecektim. (bu taktik ise yarar aga)

Yaklaşık beş dakika sonra geçen hafta aldığın tek dizi yırtık kot pantolonda karar kıldım. Üzerime de lacivert detaylı beyaz bir tişört seçtim ve biraz mahremiyet için lacivert bir şapka aldım. Aynanın önüne geçtim ve saçlarımı tarayıp kısaca şekillendirdim. Ardından far paletimi açıp hafif bir kahve rengi ile toz pembeyi gözlerimin kenarlarına sürdüm. Makyözlerden bir şeyler kapmıştım! Dudaklarıma da nemlendirici sürmüş ve bolca parfüm sıkmıştım. Hazır olduğumda kocaman gülümseyip yatağımın başındaki komidinde duran bilekliklerime uzandım. Onları takarken içeri doğru gidiyordum.

Telefonu attığım kanepe arasından kısa bir uğraş sonucu çıkarmış ve konuma bakmıştım. Yakın değildi ve ehliyetim olmadığı için araba süremezdim. Şoförümü arayıp hızlı gelmesini söyledikten sonra el mecbur beklemeye başlamıştım. Saate baktığımda henüz yarım saat geçtiğini görmüş ve mutlu olmuştum.

Şoförüm dediğim gibi oldukça hızlı geldiğinde heyecanla arabaya bindim ve yol boyunca ona olan minnetimi anlatıp durdum. Belki de bu, heyecanımı azaltmıştı.

Kafe'nin önünde durduğumuzda şoförüm Namjoon hyung'a döndüm. (boyle alakasiz yerlerde idolleri kullanmaya bayiliyorum)

"Çok ve çok teşekkürler hyung. Sen bir kaç saat istediğin gibi takıl, ben sana mesaj atınca gelirsin olur mu?"

"Tamamdır, dikkat et, dışarı çıkma habersiz."

İki elimle de 'ok' işareti yapıp arabadan indim ve içeri doğru adımladım. Tabi içeri girdiğimde dızlak gibi ortada duran bir masada Hyunjin ve başka bir adamı görmeyi planlamıyordum.

Love Sketch! HyunminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin