"Prensim, siz ne dersiniz? Yakmayın başımı. Majesteleri kellemi alır"Sarı saçlı Omega laf dinlemek istemiyordu. Yoongi'yi merak ediyordu ve onu görmeye gidecekti. Kral kızıp bağırsa da çok üzülmeyecekti. Belki birazcık üzülürdü ama Yoongi'yi merak ediyordu işte.
"Sorumluluğu üstleneceğim, Leydi. Altı üstü pazara çıkacağım"
Jimin yalan konuşmayı sevmezdi. Lakin Ana Kraliçe onun Yoongi'nin yanına gittiğini bilseydi tüm gününü zehir edecekti.
Bu yüzden pazara kadar atlı arabasıyla gidip, oradan sonra kalabalığa karışıp gözden kaybolacaktı. Böylece Yoongi'yi görebilecekti.
"Efendim, hamilesiniz. Karnınızda bir Veliaht taşıyorsunuz"
Saçındaki tacını düzelten eli durduğunda keskin gözleriyle kadına dönmüştü. On dakikada tüm sinirini bozmuştu. Daha fazla müsamaha gösterecek değildi. Ki, "Karnımda kocamla olan bebeğimi taşıyorum. Ben Veliaht doğurmak için çocuk doğurmuyorum. Gelecek sefer üslubunuza dikkat etmezseniz tolerans göstermeyeceğim" diyerek dairesini terk etmişti.
Onu bekleyen atlı arabasına bindiğinde sarayın çardağından gözlerini ona diken Ana Kraliçeyi göz ardı etmiş, "Gidebiliriz" demesiyle yola koyulmuştular.
✿
"Majesteleri, lütfen oturun. Siz başlayın, ben bu servisi kapıda bekleyenlere verip geleceğim. Sabahtandır ayaktalar, açtırlar"
Taehyung, elinde tepsiyle önüne dikilmiş eşine baktığında hiç beklemeden ayağa kalkmıştı. Bir şey demeden tepsiyi eline aldığında "Sen otur, ben veririm" demesiyle gözleri büyümüştü Omega'nın.
Bir gören olursa, Ana Kraliçenin kulağına giderse başı ağrırdı. Veliaht vermemiş Omega'nın teki Kralın hizmetlilerine yemek götürmesine sebep olması rezillik olurdu.
"Tanrı aşkına! Bırakın Majesteleri. Ben veririm, siz ne diye zahmet ediyorsunuz?"
İnatla tepsiyi almaya çalıştığında buna engel olan Alfa, sert çıkmasına engel olmadığı ses tonuyla "Sana geç otur dedim Yoongi. Omega'm yeterince küçük görüldü" diyerek kapıya adımladığında arkasında bıraktığı beden zar zor kendine gelerek yerde kurduğu sofraya oturmuştu.
Kısa müddette dönen kocasıyla yemeğe başladıklarında garip sessizlik oluşmuştu. Hele de Taehyung'un etrafı ikide bir kontrol etmesi gerilmesine sebep oluyordu.
"Bunca zamandır tek mi yaşıyorsun burada?"
Sonunda garip bakışların getirisiyle Kral ilk sorusunu sorduğunda ufak şekilde başını sallamıştı. Belki kızar diye ardından "Evet, Majesteleri" dediğinde aklına gelen şeyle hızlıca devam etmişti.
"Sakın şüpheniz olmasın ki, haneye yabancı birileri geldi. Ne bir Beta ne de Alfa haneye girmedi"
Duyduklarını ilk başta adlandıramadı esmer tenli. Gözlerini kısmış, eşine baktığında demek istediğini anladığında derin nefes almıştı.
"Ben onu mu diyorum Omega? Burası tenha yer. Ya haydutlar eve girip sana zarar verseydi?"
Yoongi neye sevineceğini bilemedi. Kocasının asla öyle düşünmemesine mi yoksa kendisi için endişelenmesine mi.
Ne diyeceğini şaşırmış, dudaklarını birbirine bastırmışken kızarmış yanakları onu ele vermişti. Başını eğmişti hemen. Kral görmemeliydi.
Kendi içinde utancını yaşıyorken gerçekten üzgün olduğunu belli eden tınısıyla "Neden daha erken gelip bana söylemedin Yoongi?" diye soruvermişti Taehyung.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Throne
FanfictionKim Hanedanlığının günleri güneşli geçiyordu. Kral Kim Taehyung sayesinde. Kim Taehyung'un ise geceleri bile güneşli geçiyordu. Çiçekleri sayesinde... [Omegaverse] [Alfa-Kim Taehyung] [Omega-Yoongi, Jimin, Jungkook] [Foursome]