Taehyung|
"Sana kendi başına oraya gitmemeni söylemiştim.Ne diye haber bile vermeden yüzlerce adamın olduğu yere gidersin ki?Namjoon fark etmeseydi ölebilirdin Jimin!"
Hastane sedyesinde yatarken,oflamış gözlerini devirmişti.Gelmemizin üzerinden yaklaşık yarım saat geçmişti.Karnından vurulmuştu neyse ki ölümcül yerine denk gelmemişti."Biliyorum,buraya gelene kadar yüz defa söyledin."sonunda konuştuğun da kaşımı çattım.
"Ölebilirdin diyorum ne bu umursamazlık Jimin.Tanrı aşkına!"
Eliyle sakin olmam için işaret ederken "Telefonum nerde?"diyordu.Cebimden çıkardığım telefonunu ona uzattım bir kaç adım yanına yaklaşınca.
Parmaklarını ekranda gezdirip bir kaç tuşa basmasının ardından kulağına götürünce"Ne yapıyorsun?"diye sordum."Yoongi'yi arıyorum,endişelenmiştir."dedi,sesi çatlak çıkıyordu.
Bir kaç saniyenin ardından Yoongi denen herif Jimin'i aramasını açmış olacak ki telefondan dışarıya yankılanan sesi duyulmuştu.Jimin ile birbirlerini sevdikleri aşikardı,nerdeyse günde binlerce kez buluşup aynı şeyleri konuşup dururlardı.Muhtemelen çoktan evde çıkmış buraya doğru geliyordur."Umarım evde yalnız değildir."konudan alakasız kendi kendine söylenirken bedenimi yavaşça camdan görünen şehire çevirdim."Kim evde yalnız değildir?"
Yastığa kafasını koymaya devam ederken yerinde kıpırdandı."Yoongi'nin kardeşi gibi gördüğü bir çocuk var.Daha küçücük,yirmi yaşlarında olmasına rağmen çocuktan farkı yok."dilimi yanağımda gezdirip kaşımı çattım."Bundan banane?"
"Yanına gitsen diyorum.Yoongi ile kalırım ben."
"Jimin sen iyi misin!"Cevap vereceğim sırada odanın kapısı açılmış içeri Jimin'in biricik sevgilisi Min Yoongi girmişti.
"İyiyim Yoongi sorun yok."
Yoongi, karnından başka yarası olup olmadığına bakmak için vücudunun diğer yerlerine dikkatlice bakarken Jimin tebessüm ederek onu izliyordu."Tanrı'm çok korktum Jimin! Neden dikkat etmiyorsun ki?Ne kadar endişelendiğimden haberin var mı?"Kollarımı birbirine dolayıp sırtımı duvara yaslarken pantolununa baktım.
"Evet,o kadar endişelenmiş ki pantolununu ters giymiş."
Jimin,dalga geçmemem için kaş göz işareti yapmasının ardından kapıya baktı."Yoongi, Jungkook yok mu?"
Jungkook? Şu benim çiçek çocuğum olan Jungkook mu? Yoongi ile ne işi var.
"Hayır,ben çıkarken evde değildi.Hava kararmadan eve geçer o."
"Küçücük çocuğu yalnız başına dışarda mı bıraktın?"diye dikeldim hemen."Evet,kendi başının çaresine bakacak yaşta."dedi kaşını çatarak,saçlarımı geriye tarayarak gözlerimi yumdum."Yirmi yaşında olmasına rağmen saf bir çocuk o.Eline şeker tutuştursalar tereddüt etmeden peşlerinden gider!"söylediklerim ikisini şaşırtmıştı.Yoongi'ye bakıp sonra bana döndü Jimin.
"Sen Jungkook 'u tanıyor musun?"dilimi yanağımda gezdirirken kafamı olumlu anlamda salladım."Bir kaç gün önce tanıştık."
Jimin kafasını anlarmışcasına hafif sallarken, Yoongi'nin ona getirdiği meyve suyunu içiyordu."O zaman geçen gün onu eve bırakan da sendin?"diye beklenilen bir soru sordu."Evet."kısa bir cevap verip tekli koltukta duran ceketimi kollarıma geçirdim.Jimin gideceğimi anlamış bitirdiği meyve suyu kutusunu sehpanın üzerine yerleştirmişti.
"Nereye?"
"Jungkook'a."kapı kulpuna elim uzanırken duyduğum ses Yoongi'nin idi."Jungkook 'a zarar verirsen külahları değişiriz Kim."gülümsedim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Diosa Lavinia | Taekook
Fanfic"Çiçeklerimden sizde almak ister misiniz bayım?" 21092023