Bay Ki(m)

2.4K 105 24
                                    

2 haftadır okul yüzünden yoktum o yüzden bölümü şimdi yazabilidim kusura bakmayın🫶🏻 Uzun tutmaya çalışacağım.

kth:

Apar topar arabama bindik. Bir kaç saniye durup soluklandıktan sonra yanımda oturan bedenin gözleri beni buldu. Daha fazla beklemeden araba camlarının karaltılmış olmasından faydanalarak jeongguk'un çenesinden tuttuğum gibi kendime çevirip dudaklarına yapıştım. Bu hareketim ikimizi de oldukça sert bir öpüşmeye sürükledi. Dudaklarını dudaklarımın arasına alıyor ve sömürüyordum. Jeongguk ise oldukça acemi hareketlerle hızıma yetişmeye çalışıyordu. Arada sırada kısık mırıldanmalarını da bana sunuyordu. Çok zaman kaybettiğimizi fark ederek dudaklarımızı ayırdım. Karşımda oldukça sevimli ve aynı anda çekici duran, öpüşmenin etkisiyle şişmiş ve kızarmış dudaklarıyla bana bakan bir jeongguk vardı. Bu görüntüye ister istemez hafifçe kahkaha attım ve önüme döndüm. "Hazırsan evime geçiyoruz." deyip alaycı bir tavırla arabayı çalıştırdım. Jeongguk utancından bana cevap veremeyince dudaklarımın kenarı yukarı kaydı. Ona dönüp göz kırptıktan sonra direksiyonu çevirip okulun kapısına doğru sürdüm. Bu sırada jeongguk telefonunun kamerasını açmış öpüşmenin etkisiyle dağılmış saçlarını düzeltmeye çalışıyordu.

Ana yola kadar hızla sürdüm ve ikimiz de tek kelime etmedik. Jeongguk hala bana utanmış gibi ara sıra göz ucuyla bakıyordu. Sessizliği bölen bu sefer ben oldum. "Okuldayken sana yardım etmem için nerdeyse yalvaracakken şuan neyden utanıyorsun?" aniden gözlerini büyütüp bana baktı. "Şey bay kim ben-" Tedirgin olduğunu fark edince sözünü böldüm. "Şş şaka yapıyorum. Sadece bana öyle bakmayı bırak kendi iyiliğin için." Meraklı bakışları yine bana döndü. "Nasıl yani?" Kırmızı ışıkta durunca başıma yana çevirip: "Diyorum ki eğer bana öyle bakmaya devam edersen eve kadar bekleyemem ve arabayı kenara çeker seni arka koltukta becerimim jeongguk." Bu söylediklerimden sonra daha da bir kızardı ve bacaklarını sıkmaya başladı. Bakışlarının altında dahada sertleşirken artık pantolonum patlak verecek gibi hissettim. Yanımdaki bedenin de benden bir farkı yoktu, üstelik onu okulda boşaltmıştım ama ben daha boşalmamıştım. Işık yeşile dönünce hızlıca yola devam ettim. Bir an önce eve gitmemiz lazımdı.

Evin bahçesine girip arabamı park ettim. Eve gelmeden telefonumdan bir mesajla bugünlük bütün hizmetçilerime izin vermiştim. Arabadam ikimizde çıktıktan sonra kilitleyip beraber hızlı adımlarla evin kapısına doğru yürüdük. Kapıyı anahtarımla hemen açıp jeongguk'u benimle birlikte içeri çektim. Kapıyı kaptığım gibi sırtını kapıya yapıştırmam bir oldu. Hiç vakit kaybetmeden dudaklarına atıldım. Bu seferki öpüşmemiz öncekinden daha şiddetli ve arzuluydu. O kadar yükselmiştim ki artık dayanamıyordum. Sertiliğimi jeongguk'un sertiliğine itip onu kapı ve aramda adete sıkıştırdım. Bu hareketimle küçük bir inleme bıraktı. Aniden kolunu omzuma attı ve beni geri çekmeye çalıştı bende anlayıp hemen dudaklarımı ayırdım. İkimiz de nefes nefese biri birimize bakıyorduk. Bu sefer sessizliği bölen o oldu. "Bay kim babamı arayıp haber vermem lazım." Bu halde bile babasını düşünüyordu. "Sonra verirsin şimdi biz başladığımız işi bitirsek mi diyorum." Cevap vermesine izin vermeden tekrar dudaklarına atıldığım gibi bir inleme daha bıraktı. Birkaç dakika daha aynı pozisyonda öpüştükten sonra geri çekildim. "Gel yukarı odama çıkalım." dediğim gibi hızlıca yukarı adımlamaya başladık. Artık sertliğim ve ben dayanamıyorduk.

Odaya girdiğimiz gibi jeongguk'u kolundan çekip yatağa yatırdım. Bana şaşkınca ve bir o kadar heyecanlı bir şekilde bakarken gömleğimin düğmelerini tek tek çözüp üstüm çıplak kalınca üstümdeki yerini aldım. Bu sefer hedefim açıkta kalan boynu oldu. Atik hamlelerle hem dil atıp hem ara sıra dişimi geçirerek boynunda izlerimi bırakmaya başladım. Jeongguk bu sırada kendinden geçmiş bir şekilde inlemeye devam ediyordu. Boynundan ayrıldım ve bıraktığın izlere bakıp sırıttım. Üstündeki okul formasını tek hamleyle çıkarıp onu da benim gibi yarı çıplak bıraktım. Gözlerimin önüne serilen süt beyazı teni izlerken resmen büyülendim. Hiç beklemeden sağ göğüs ucunu dudaklarımın arasına alıp emmeye başladım. Bu sırada jeongguk zevken dört köşe olmuş inliyordu. Aynı işlemi sola da uyguladıktan sonra yavaşça kasıklarına kadar öpücüklerimi sıraladım. Pantolonunu ve iç çamaşırını aynı anda çektiğim gibi çıkardım. Bu sefer karşılaştığım manzara hızla kasıklarına çarpan sertlik oldu. Bu görüntüyle sırıtıp bir öpücükte penisinin başına bıraktım. Bu yaptığımla birlikte yine inledi. Bu sefer bacaklarını aynı anda kaldırıp karınına doğru bastırdım. Karşımda duran içinde hala vibratörün olduğu delik kasılıp duruyordu. "Hm sence bunu burdan çıkartsam mı çıkartmasam mı?" alayca bir tavırla sorduğum sorunun cevabı çok geçmeden geldi. "Ah- Çıkarın bay kim lütfen"

Mr. professor | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin