Mırıldanmadan Doğan Çığlık

26 6 0
                                    


Hyunjin'in iyileşmesi ve kendini toparlaması Seungmin'in beklediğinden daha hızlı olmuştu. Kahve gözlü oğlan geceyi Hyunjin'in başında iyi olduğuna emin olarak geçirmiş. Uzun zaman sonra ilk defa sabah 8 dersine gitmemişti. Hyunjin neden sabah odada olduğunu sorduğunda da soruyu başka soruyla geçiştirmişti.

O geceden sonra Hyunjin'in davranışları değişmişti. Seungmin bu değişimin tam olarak ne olduğunu bilmiyordu. Mesela siyah saçlı adamın tavırların büyük bir değişim yoktu ama bazen hiç beklemediği anlarda Hyunjin ile göz göze buluyordu kendisini. Ve o anlarda karşısındaki adam 3 hafta önce Chan'ın tanıştırdığı kişiden farklı hissettiriyordu. Seungmin bu konuda takılı kalmama kararı aldı içinde. Cevabını bilmediği soruları sormanın bir mantığı yoktu sonuçta değil mi?

Felix ile geçen günkü konuşmasından sonra sarı saçlı oğlanın odasına uğramaya karar verdi ders çıkışı. Küçüklüğünden beri insanlarla ilişkilerini sürdürebilen bir yapısı yoktu. Eğer sıra arkadaşını öğretmeni başka bir sıraya otutturursa arkadaşlıkları büyük ölçüde orada bitiyordu. Arkadaşliklarini korumak için yeterince çaba sarf etmemişt hiç. Bu değiştirmek istediği bir kaç özellikten biriydi.

Arkadaşlarının odasına vardığında yavaşça kapıyı çaldı. İçeriden duyduğu gir sesiyle şaşırsada kapıyı açıp girdi. "Kapıdaki kişi öğrenci de olabilirdi biliyorsun değil mi?" Jisung masanın üstüne oturduğu yerden cevapladı. "Kimse o kapıyı senin kadar nazik çalmıyor. Bir de Lix ile karar verdik. Kapının önüne çıkmak yerine öğrencilerin odaya girmesine izin vericez" Seungmin duydukları ile kaşlarını çattı. "Bu odaya mı" Yüzünde ve sesinde alaycı ton çok net hissediliyordu. Dağınık kelimesi odayı tanımlamak için yeterli değildi. Felix'in tarafı büyük ölçüde topluydu ama Jisung'un dağınıklığı odanin derbeder görünmesine yetiyordu. İkilinin konuşmasının ortasında hafif bir tıklama ile odaya Felix girdi.

Felix'in gelişi ile Seungmin bir saniye daha beklemeden "Ne karar aldınız bilmiyorum ama lütfen bu odayı hiçbir öğrencinin görmesine izin verme. Kendin için değil bunu diğer mentörler için yap" Felix odaya girer girmez Seungmin'i görmesi ve hemen ardından söylediklerini anlaması için bir kaç saniyeye ihtiyaç duymuştu. Daha sonra kahve adamın söylediklerini anlayınca her zamanki gülüşü yayıldı yüzüne. "Sung'u toplu olmaya motive etmek için dedim öyle ama" etrafına acı bir bakış atıp "Mission not accomplished" dedi emin olmayan bir sesle.

Seungmin karşısındaki sarı saçlı oğlanın tavırlarına gülüp büyük ihtimalle rüzgardan dağılmış saçlarını elleri ile daha dağıttı. "Kıskanıyorum ama" diye bağırdı Jisung arkadan. Telefonunu masaya bırakmış ve ikiliye doğru yaklaşıyordu. "Seungminnie, bana da sevgi göster" dedi ve kendisini kahve gözlü oğlanın üstüne attı. Seungmin bu odaya gelme fikrini ilerisi için bir kez daha gözden geçirdi.

Günün kalanını ikilinin odasına geçirdikten sonra odasına dönerken aklından Jisung'un söylediği şarkı mırıldandığını fark etti. İçinden Jisung'a sevgi dolu(!) sözcüklerini gönderdi. Etütün başında beklemenin sırası ondaydı ve ortalık sessizken şarkı mırıldanan kişi olmak istemiyordu.

Odasına yaklaştığında içeriden anlamlandıramadığı sesler geliyordu. Sesin Hyunjin'in olduğunu anlamıştı ama odanın yalıtımı yüzünden söylediklerini seçemedi. Odaya girip girmeme konusunda kaldığı ikilemle kendisini kapıyı açarken buldu. Kapının arkasında sinirden kızarmış derin derin nefes alan bir Hyunjin bulmayı beklemiyordu. Hyunjin bir eliyle telefonu tutarken diğer eliyle kafasına masaj yapıyordu. "Belki de ne yaptığımı obsesif bir şekilde takip etmeyi bırakarak başlayabilirsin" Siyah saçlı adamın sesi daha önce hiç duymadığı kadar sertti. Normalde konuşurken olan yumuşak tını şimdi soğuk ve keskin, sözleri karşı tarafı incitmek niyetinde gibiydi. Seungmin o anda odada çıkmayı düşündü. Hyunjin'in özel anını işgal etmiş olmanın verdiği hissi hiç sevmemişti.

The Day We Met| hyunminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin