Selam nasılsınız!!
Kitabın son bölümüne geldik,
Emin değilim belki 2. kitabi yazarım.
Sizin isteğinize bağlı.
Keyifli Okumalar^^
°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°
Han Jisung'un Ağzından;
Gözlerim buğulandı birden. Elimdeki kağıda bakıyordum. Elim titriyordu. Odadan çıktım. Kendimi direk Minho'nun kollarına attım. Elimdeki kağıt yere düştü. Gözlerimi sıkı sıkı kapadım.
Abim yerdeki kağıdı almıştı. Haşırtı sesi beynimin içinde yankılanıyordu. Daha sıkı sarıldım Minho'ya. Abimin titreyen sesini duyana kadar durdurabilmiştim göz yaşlarımı.
"Jisung'a kanser teşhisi koyulmuş.."
Abime doğru baktım, gözleri dolmuştu. Onun ağladığını hiç görmemiştim. Yanına gittim, sarıldım. Sıkı sıkı sarılıyordu. Ve bütün üyeler sarıldı. Sanki bir daha hiç görüşmeyecekmişiz gibi.
Geri adım attım ve Minho'nun elini tuttum. Yanından ayrılmak istemiyordum. Hiç yoksa som günlerimi onunla beraber geçirmek istiyordum. Kanser cok ilerlememişti. Ilk seviyedeydi, geçicilik yüzdesi %90'di. Bu iyiye bir işaretti.
Artık yurtta kalkmıyorduk. Kendimizin bir evi vardı. Geniş ve rahattı. Eve girdiğim gibi odama çıktım. Biraz uyuyup dinlenmek istiyordum. Odamın kapısını açtım ve içeri girdim. Minho'yla beraber kalıyorduk.
Arkamdan Minho'nun geldiğini gördüm. Yanına gittim. Gider gitmez elini belime koymuştu. Elimi omuzlarına koydum. "Iyi misin" dedi. Yüzüne bakmakla yetindim. Konuşmak istemiyordum. Kafamı yukarı aşağı salladım.
Biraz daha yakınlaştırdı yüzünü bana. Aramızda santimler vardı. 'Her zaman yanında olacağım bebeğim' ve ben an yanağımda bir sızı hisettim. Ondan ayrılmak istemiyordum. Ölüm bizi ayırsın istiyordum.
Sarıldım ona, içtenlikle sarıldım. Sarılmayı hiç bu kadar istememiştim. O kadar gerek duymuştum ki sarılmaya. Ona doğru baktım. Dudağına buse bıraktım. Sağ elini yanağıma koydu. Baş parmağıyla göz yaşlarımı sildi.
☆Kalktım, düne göre yorgun hissediyordum. Minho yanıma geldi ve yatağın ucuna bana yakın olacak şekilde oturdu. Yüzü gülüyordu. Eliyle saçlarımı okşadı. Gülümsedim, hoşuma gitmişti. Başını yana doğru yatırdı. 'Nasilmis benim küçük sincabim' dedi hoş bi sesle. 'Seni görene kadar kötüydüm' dedim.
Kaşları yukarı kalktı. 'Nedenmis o?' dedi. 'Biraz başım ağrıyor' dedim uykulu bir sesle. Elinin tersini alnıma koydu. 'Ateşin yok' dedi. 'Ilk evrelerindesin çok normal, iyileşeceksin ama' dedi. Gülümsedim. Sırtımı yatak başlığına yasladım. Elimi yanağına koydum. 'Tabi iyilesicem' dedim.Bana doğru yaklaştı, elimi tuttu. 'Beraber yeneceğiz küçüğüm' dedi. Sarıldım, üstüne atladım. Onun üstündeydim. Tek bir hareketiyle beni altına almayı başarmıştı, 'Sen mi beni altına alıcaksın?' dedi dalga geçer gibi. 'Evet' dedim sırıtarak.
Boynumda hissetmiştim dudağını, işte şimdi başlıyordu. Kısık sesli inlemeler çıkıyordu ağzımdan. Bu ondan hoşlanıyormuş gibi, gülüyordu bazen. Bense zevk alıyordum.
'Yapalim mi' diye sordu. Dans odasına inmemiz gerekiyordu. Kafamı yastığa koydum. 'Abimlerin yanına gitmemiz lazım biliyorsun' dedim. 'Sonra yaparız, sen yapalım mı yapmayalım mı onu söyle' dedi. Kararsızdım, yana doğru ittirdim onu. Yanıma yattı.
"Bi gidelim yanlarına, bitirelim işleri. Sonra bakarız" dedim. Dudağına buse kondurdum ve doğruldum. Göbeğine dokundum. 'Az ye biraz yoksa seni taşıyamayacağım' dedim gülerek. Oda güldü, gülüşünde hayatı bulduğum.
Dolaptan siyah esofman ve gri sweatshirt aldım. Üstümü giyindim. Ben giyinirken Minho bana bakıyordu. 'Neden bana bakıyorsun?' dedim. 'Eger onumde soyunmaya devam edersen bu is akşama kalmayacak' dedi sırıtarak.
Güldüm, kafamı sağa sola salladım.☆
Yorucu bir gündü. Kendimi direk yatağıma atmıştım. O kadar yorulmuştum ki. Bu hastalık beni yormaya meyilliydi. Minho'nun yanıma geldiğini gördüm. Üstüme çullandı, aramızda santimler vardı. Dudağına buse kondurdum. Hoşuna gitmişti ki sırıtıyordu.
'Baslayalim mi' dedi. Kafami salladim. Ne kadar yorgun olsamda bunu yapmak istiyordum. En azından 15-20 dakika. Pantolonumu çıkardım, Minho kapıyı kitledi. Yanıma geldiğinde ikimizde çıplaktık.
Arkamı ona doğru döndüm. Macera şimdi başlıyordu..
Lee Minho'nun Ağzından
Hiç beklemeden soktum, umrumda değildi. Sevdiğini biliyordum, psikolojiden çok rahat anlarım. Buda onun hoşuna giderdi. Kollarımda acı hissediyordum, çiziyordu. Kollarımda çiziklerle çıkıcaktım burdan.
İnce ince inleme sesleri geliyordu. Bense bundan zevk alıyordum. İçimdeki o azgın meydana çıkmıştı. B u sexs benim için 1 saatlikti. Jisung'u yormak istemiyordum.
Gel gittim yaptıkça inliyordu. Hoşuma gidiyordu inlemesi. O inledikçe daha fazla azıyordum.
1 saatin sonunda..
İkimizde birbirimizin sırtına dönmüş guluyorduk. Yorucu ama güzel geçmişti. Birbirimize doğru döndük, tekrar gülmeye başladık. Nefes nefesydik. 'Artik banyo yapalım bu halde abimlerin yanına gidemeyiz' dedi Jisung yorgun bir sesle.
'Ya orda da azarsam' dedim. 'Bir daha yapamam Min gücüm kalmadı.' dedi gülerek. Elimle yanagini tuttum, yakınlaştım. 'Tamam tamam,' dedim gülerek. Dudağına bir buse daha kondurdum. Ayağa kalktık ve banyoya gittik.
____________________________________________________________________________
Bir bölümün (ficin) sonuna geldik.
Ilk bölümlerde bir olay yoktu artık var,
Size de okuduğunuz için çok teşekkür ederim.
Kendinize iyi bakın görüşürüz
İkinci kitabi çıkartmiyorum maalesef.