Haiiii ben geldiiim!
Yazım yanlışlarım varsa affoluna. Keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx
+++++
Karşı karşıya olduğumuz tehlike büyüktü. Bu seferlik incinen, zarar gören kimse olmamıştı ve ama bu devam eden günlerde aynı gitmeyebilir, işler sarpa sarabilirdi.
Her türlü ihtimali düşünmek gerekirdi. Ama son sefer olduğu gibi denizden çıkıp gelmezse onu nerede bulabileceğime dair bir fikrim yoktu.
Tabii o gelip beni intikam almak için bulmazsa...
Doğruca eve geçmiş ve kıyafetlerimi değiştirdikten sonra nöbet tuttuğum yere geri dönmüştüm.
Hava aydınlanana kadar etrafı gözetlerken, duyduğum en ufak bir seste panikle seslere kulak kesilmiştim.
Havanın aydınlanmasıyla birlikte halk ufak ufak dışarıya çıkmaya başladığında evime geri dönmüş ve tüm yaşanan olayları bir kenara bırakıp derin bir uyku çekmiştim.
Uyandığım gibi bir şeyler pişirip karnımı doyurmuş ve soluğu sarayda almıştım.
Atımı almaya geldiğimi muhafızlara haber verdiğimde beni içeriye almadılar.
Dışarıda beklememi ve Kral'a haber vereceklerini, şayet izni olursa içeriye girebileceğimi belirtip gitmişlerdi.
Kapının dışında nöbet tutan muhafızlarla birlikte dışarıda dikilip bekledim.
Neredeyse yarım saatlik süren beklemenin ardından muhafızlardan biri kapıyı açtı ve bana girebileceğimi söyledi.
"Nihayet." diyerek gözlerimi devirdiğimde, "Anlamadım?" dedi çıkışarak muhafız. "Hiç, hava diyorum çok güzel."
Gözlerini devirerek başını önüne çevirdi ve arkasından gelen muhafızlarla birlikte beni sarayın ön bahçesine götürdü.
Bahçedeki büyük çardakta oturup pirinç şarabı içen kral Taehyung görüş alanıma girdi.
"Hürmetlerimi sunarım majesteleri." diyerek öne doğru eğilip ona saygımı gösterirken, bakışlarımı çaktırmadan kaldırdığım anda başını bana çevirdiğini gördüm.
Keskin bakışları üzerimdeydi. Tacı başında değildi. Kıyafetleri daha gündelik ve rahat edebileceği türden seçmişti. Yine siyah giyinmişti ama kıyafetlerinin ipek kumaşı bu açıdan bile ışıl ışıl parlıyordu.
"Majesteleri, rahatsız ettiğim için bağışlayın lütfen. İzniniz olursa atımı almak için gelmiştim. " dediğimde bardağını alıp şarabını kafaya diktikten sonra önündeki masaya bıraktı.
Boş bardağını diğer köşede dikilen çalışan doldururken, "Gel, ben de seni bekliyordum." dediğinde yavaşça eğildiğim bedenimi doğrulttum.
"Geleyim mi? Ben mi geleyim? Nereye geleyim?" Olduğum yerde dikilmeye devam ederken elimi göğsümdeki zırhıma doğru bastırdım.
Kral Taehyung gözlerini kaçırarak gülümsediğinde ensemi sıvazladım.
Başını çevirerek bakışlarımızı buluşturdu. Kaşıyla, karşısına geçmem için işaret verirken, "Geç." dedi hırıltılı bir sesle.
Başımı olumlu anlamda sallayıp hızlıca emrine itaat ederek karşısına geçtim. "Otur şövalye Jeon."
Komutuyla birlikte yavaşça karşısına oturduğumda bana da bir bardak içki vermelerini emretti.
"Majesteleri, karşınızda içmek saygısızlık-"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DARK WAR • TAEKOOK ✓
FanfictionKral Kim Taehyung'un sakladığı büyük bir sırrı, karanlık bir tarafı vardı. Jeon Jungkook ise halka mutlak korku saçan ejderhanın Kral Kim Taehyung olduğunu bilmeden onu avlamakla görevlendirilen şövalyeydi. Semetae! Ukekook! Başlangıç tarihi: 15.10...