12

5K 827 261
                                    

Haiiii, ben geldiiiim.

Yazım yanlışlarım varsa affoluna. Keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx

+++++

"Beni yaralayan ejderha değildi, sendin şövalye Jeon." dediğinde başımdan aşağıya kaynar sular dökülmüş gibi sarsıldım. "N-ne... Yoksa..."

Şokla fısıldarken, başını dik tutmaya devam ederek gözlerimin içine baktı. "Halktan gizlediğim en karanlık sırrım buydu." dedi derin sesi. "O benim şövalye Jeon."

"O yaraladığın, hayatını kurtaran ejderha en başından beri bendim."

Duyduklarımı idrak etmeye, hazmetmeye çalışırken afallamış bir şekilde majestelerine bakmaya devam ettim.

Ejderhayı yaraladığım her defasında kısa bir süre sonra onu denizin içinde yaralanmış bir şekilde bulmam, üstelik tam da ejderhayı yaraladığım yerlerde yaralanmış bir şekilde ona rastlamam, ejderha ortadayken kapıya geldiğimde onun dışarıya ses vermemesi... Her şey yerine tek tek oturuyordu.

Ayrıca konuştuğumda beni anladığını belirtmek için başını sallayışı... O ejderha gerçekten de Kral Taehyung'tu.

Şüphelerimde haklıydım. İlk başta işkillendiğimde böyle bir durumun söz konusu bile olamayacağını düşünmüş, kendi kuruntum olduğunu zannetmiştim. Ama şimdi kendi kulaklarımla duymuştum.

İtiraf etmişti. " O ejderha sizsiniz..." diye fısıldadığımda başını ağır ağır beni onaylarcasına salladı.

Ardından iki adım geriledi ve önce sağ, sonraysa sol kanadı sırtından çıkarak odasını kaplayacak şekilde iki yanında sırtından belirdiğinde ellerimle ağzımı kapattım.

"Aman Tanrım..."

Küçük dilimi yutacak şekilde derin nefes çektim içime. Gözlerim yuvalarından fırlayacak raddede irileştikçe irileşti.

"Gerçekten sizdiniz..." dedim yüzüm şokla çarpılmış bir şekilde. Duyduklarıma inanmakta güçlük çekerken, bir de kanatlarını bana gösterince şok içinde kalmıştım.

Kanatları kıyafetleri arasından sıyrılırken yırtılmış, bu yüzden göğsü açığa çıkmıştı.

"Sizi öldürmem için neden beni tuttunuz... Ejderhayı avlama görevi için neden izin verdiniz? Ya sizi gerçekten öldürseydim..."

Dudakları beğeniyle bükülürken yavaşça kanatlarını katlayarak küçültüp sırtına doğru çekti ve sonra da kanatları gözden kaybolacak şekilde sırtının derisinin içine saplanıp kalırken dişlerini sıkıp gözlerini kapattı.

Bu onun canını yakmış olmalıydı. Tanrım resmen koca kanatları derisinin içinden dışarıya fırlamış ve sonrasında ise geri tenine saplanıp girmişti.

Hızla kendi pelerinimi çıkartıp omuzlarına bıraktığımda kollarını pelerinden geçirerek önünü bağladı ve bakışlarını gözlerime dikti.

"Dürüst olmam gerekirse beni yaralayabileceğini bile düşünmemiştim. Eğer buna izin vermezsem halkı korumak için kılını oynatmayan bir Kral olarak anılacaktım."

"Ama asla ejderhayı, yani sizi... Kimse yakalayamayacak ve bu sonlanamayacak. Ben sizi... Ben sizi öldüremem majesteleri."

Başını ağır ağır olumlu anlamda salladı. "Dönüşümüme son zamanlarda engel olamamaya başladım. Ve her dönüştüğümde bir tek sana gelmek istedim.Beni avlamak istediğini bile bile."

Sertçe yutkundum. "Ben... Ben sadece sizin verdiğiniz görev..."

"Senin suçun değildi." diyerek gülümsedi. "Kimseye zarar vermek değildi derdim, ama ejderhanın vahşilik dürtülerinibastırabilmek, kontrol altında tutabilmek güçtü ve bu zamanımı aldı."

DARK WAR • TAEKOOK  ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin