niyese içimden atmak geldi,,
&&&pazartesi günü
ben dolapların arkasına
saklanmışken
tarih sınıfının önüne
geldiğini gördüm.
her zamankinden
yarım saat
kadar önce okuldaydın.
yanında arkadaşlarında vardı.
sanırım gerçeği öğrendin.
Mary beni pazar akşamı arayıp
o partinin sahibi olan çocuğu
dövdüğünü anlatmıştı.
bir süre orada dikilip
çevrene bakındın.
ardından
çıkışa doğru
ilerledin.
seni izledim
ve beraber
Jessie'nin gelmesini
bekledik.
aslına bakarsan
ben senden
20 metre kadar ileride
dolabın arkasında
gizleniyordum.
ama yine de
yanındaydım.
Jessie
neredeyse uçarak
içeri girdi
ve seni öptü.
hiçbir tepki vermeden
öylece bekledin.
Jessie'nin gülümsemesi
yüzünde solarken
sinirlendiğini
hissedebiliyordum.
çeneni sıkmıştın.
kollarındaki damarlar
bir anda daha
belirgin hale gelmişti.
yumruğunu sıkmıştın.
Jessie sakince
konuşmaya çalıştığı anda
bağırınmaya başladın.
neyseki okul boştu,
sesin her yerde
yankılanıyor olmalıydı.
ona her şeyi bildiğini
küçük kuşların ona
gerçeği söylediğini
bağırdın.
küçük kuş olmak
suçluluk hissettirdi.
ama dediğim gibi
kandırılışını
izleyemezdim.
ağlamaya başladı
ve senden
özür diledi.
ama dinlemedin
bağırınarak
ondan ayrıldın.
hiç bu kadar
sinirlendiğini
görmemiştim.
daha önce
okuldaki
kabadayılardan birini
döverken bile
daha sakindin.
ama Jessie'ye bağırırken
sinirden çok
kırgınlığın ve üzüntün
seni
çileden çıkarıyordu.
Jessie'yi orda
ağlayarak bıraktın
ve uzaklaştın.
ona
çok fazla
değer veriyordun.
sana yaptığı
şeyden sonra
onu üzmeye
kıyamayacak
kadar
çok değer veriyordun.
işte o an
Jessie'den gerçekten
nefret etmeye başlamıştım.
bir gün bana da değer vermen dileğiyle,
-Pam
ŞİMDİ OKUDUĞUN
wish you were mine [j.mcvey]
Fanfiction"yıldız kayarken bir dilek daha tut ben senin benim olmanı dileyeceğim." ©All Rights Reserved. || @mcveyshine