-12-

137 12 22
                                    

Sonunda o an geldi. Elimdeki ufak çantayı hevesle sırtladım. Az önceki kaldığım balkondan exim tarafından kurtarılarak çıktıktan sonra enerjim yenilendi sanki. Buraya bir daha dönememek üzere servise doğru hızlıca ilerliyordum. Buraya gelen aklıma sokayım.

Sunghoon ve Zuha'yı ne biçim özlediysem artık ikisine yaptığım o güzel shopa bakıp hasret gideriyorum. Kapılar açıldı. Arka koltuklardan birine geçtim ve çantamı dizlerimin üstüne yerleştirdim. Arabanın kalkmasını sabırsızlıkla bekliyordum. Ön koltuğa bayan Park geçti. Tüm kızlar sıra sıra bindi. Hiyyiler yanıma dizildi. Herkes binince bayan Park yoklama aldı. Herkesin burda olduğundan emin olduğumuz için artık gidebilirdik. Araba çalıştı ve ilerlemeye başladı. Ufak bir heyecan gösterisi sergiledim. Bana tip tip bakan Rei'yi görünce sınır hormonlarım aktifleşti.

Yana dönerek o aptalın yüzünü görmemek için çabaladım. Aklıma Riki'nin sigara içtiği geldi. Elindeki pembe çakmak aklımda canlandı. Rei'ninmiydi o? Birde pişmanım diye etrafta geziyor. Daha kızın verdiği çakmağı saklıyor.

Ne çakmağı?

Görmedin mi?

Yiuoooo

Sabah Riki sigara içiyorduya. Elinde pembe çakmak vardı.

Lan nerden biliyon Rei'nin verdiğini?

Bas baya o vermiş olm. Inkar mı edicen. Hemde bana karşı.

Ben senim aptal. Üstelik bunları sen düşünüyon

Aynen kanka bende Elon Musk.

Saçmalıyon.

Sende bu kadar saçmasın diyom.

Iç sesim sustu. Hakettiğini alınca evine gidiyor garibim. Şimdi ne olucak. Aman dikkat. Çukurlar yüzünden düşüyordum. Neyseki emniyet kemerim takılı. Çantamdan kulaklığımı çıkardım. Son bir kaç gün nedensizce aklıma takılan o şarkıyı açtım .

Attention-

+I know that dress is karma, perfume regret
You got me thinking 'bout when you were mine, oh
And now I'm all up on ya, what you expect?
But you're not coming home with me tonight

Şarkıya dalarak dışarıyı seyretmeye başladım. Uykum bedenimi bastırıyordu. Bu güzel şarkının eşliğinde huzurla gözlerimi yumdum.

Okula varalı fazla olmadı. Araba okul bahçesine girdiği andan itibaren koşarak müdürün odasına gidip zar zor izin almıştım. Saat henüz 12 bile olmamıştı. Günün kalanını okulda mahvetmeye gerek te yoktu. Hoon beni özlemiştir yazık. Sırt çantamı kavradım ve kısa mesafeli ev yolculuğuma atıldım. Normalde attığım yavaş adımlar bir anda büyüdü. Bu beni de oldukça şaşırtıyor.

Sitenin giriş kapısından girdim. Apartman kapısını da atlayıp asansöre bindim. 7. kattaki fazla büyük olmayan evime az kalmıştı. Kapılar açıldığında sol taraftaki kapı ziline basılı tuttum. Kapı bir kaç dakikanın ardından açıldı. Ama karşımda Zuha vardı.

"Eunchae?"
"Zuha?"
"Ne işin var burada?"
"Evime geldim. Gezi bitti. Senin ne işin var?"
"Hoon çağırdı"
"Ha iyi o zaman"

Içeriye girip canım abime selam bike vermeden odama geçtim. Kendimi yatağa yüz üstü bıraktım. Her ne kadar üstüm kirli olsada şuan çok üşeniyorum. Kalkıp da üstümü değiştirmek çok zor olur şuan.

"Hani beni özlemiştin lan bizans köpeği?"
"Sonra abi. Şuan uyumam gerek"
"Yok öyle konuşucaklarım var"
"Ya sonra konuşalım. Kaçmıyorum ya bir yere"
"Hadi hadi gel hemen"
"Ufff"

Üfleye üfleye yataktan doğruldum. Eğerki abimle zıtlaşırsam herşey daha kötü olabilir. Mesela beni boğmaya kalkarken camdan sarkıtabilir. Yapmışlığı var ama yaparmı yine. Yapar. En iyisi gitmek.

Dolabımdan geniş bir pijama ve hoddie çıkardım. Bir çırpıda üstüme geçirdim ve yönümü içeriye çevirdim. Zuha hala burdaydı. Lan Zuha niye burda? Hayırdır?

"Niki ve sen hayırdır?"
"Ha?"
"Sen ve Niki diyorum"
"Birkaç hafta sevgili olduk sonra ayrıldık. Neden sordun?"
"Heeseung ne alaka?"
"Ne oluyor abi?"
"Soruma cevap ver önce Eunchae"
"Arkadaşım sadece"
"Seungmin denen çocuk öyle dememiş ama"
"Seungmin'i nerden tanıyorsun acaba?"
"Orası seni hiç alakadar etmez"

Nerden öğrendi de bu gavat bana hesap soruyor? Zuha desem olmaz. Seungmin'i bile tanımıyor yavrum. Riki konusunuda asla açmaz yani. Ne oldu da öğrendi. Konu değiştirmem gerek.

"Annem ve babam nerde?"
"Hasta sormaya gittiler"
"Tamam ben uyuyorum"
"Hayır. Geç otur karşıma"
"Ya ama abi"
"Aması yok. Akıllı ol yoksa babama anlatırım herşeyi."
"Aman aman. Geçti eline bir koz. Kullan hemen"
"Abiyimlan ben"
"Yesinler abiliğini"
"Yok yemesinler"
"Tamam"

Kendi odamın kapısını araladım. Içeri girip uyumak varken aklıma bir soru takıldı. Ve cidden acayip uyumsuz saçma bir şeydi.

"Siz ikiniz neden evde teksiniz?"

Bombayı ortaya attım. Hangisi patlatıcaktı acaba. Hoon ve Zuha birbirlerine bakındılar. Ya tabi kalırsınız öyle.

"H-hiç ödevlerime yardım etsin diye çağırdım."
"Biriniz liseli ama diğeri bale kursuna gidiyor. Nasıl bir ödev bu abicim"

Zuha birkez daha abime baktı. Abim bilmem derecesine omzunu düşürdü. Zuha artık nasıl heyecanlandıysa elleri tireye titereye konuşmak için derin bir nefes aldı.

"Evet hala bir cevap alamadım."
"Euncha biz Hoon'la iki gündür çıkıyoruz"
"Neden söyledin Zuha?"
"O benim arkadaşım ve hatırlatırımki seninde kardeşin"
"Olabilir."
"O zaman herşey karşılıklıysa eğer sen Riki ve Heeseung'u unutacaksın. Bende size yardım edicem"
"Ne tür bir yardım"
"Aman boşver orasını"

Kapıyı üstüme kapatıp yatağıma uzandım. Vay anasını. Bu ikisi bensiz ne ara çıktılar. Anlam veremiyorum.

Alla alla herkes senin gibi yok yere gurur yapmıyor.

Benimki gururdan da öte içsessu. O beni aldattı. Buna göz yumup hiçbirşey olmamış gibi davranamam. Çok saçma bir kere.

E tamam Riki seni aldattı. Ama eşşek gibi pişman değilmi? Şans ver sende

Eşşek gibi pişman. Ama eşşeklerler laftan anlasaydı çoktan insan olurdu. Hem sen bensen eğer neden beni tutmuyorsun?

Çünkü ben senin aslında veripte sonradan vazgeçtiğim kararlarınımda ondan.

Anladım. Şimdi müsade ette ben biraz uyuyam. Telefonumu açıp kontrol ettim. Kayda değer herhangi bir şey yoktu. Kimseden bir mesaj bile yoktu. Geri kapattım ve yastığımın altına koydum. Gözlerimi yumdum ve sadece huzur istedim. Güzel bir uyku...

Birkaç patırtı sesi ile uyandım. Ellerimi gözlerime atıp ovalamaya başladım. En son odama geçip kendimi atmıştım. Balkon kapısı aralıktı. Içerisi serinlemişti lakin tüm eklemlerim sızlıyordu. Sızlana sızlama kapıya vardım. Kapıyı açarak salona adımladım. Mutfaktan bir kaç takırtı geliyordu. Ne Hoon, ne Zuha ne de ailem evdeydi. Yada belkide annemdir.

Dağınık olan saçlarıma elimi attım. Hafif kaşıyarak mutfağa vardım. Gözlerimi açmakta zorluk çekiyordum. Masaya geçip çenemi elime yasladım. Hafif esneyerek anneme seslendim.

"Ne yemek yapıyorsun anne?"
"Anne??"

Annemin güzel ve eşsiz olan sesini kalın ama bi o kadar derin bir ses kaplamıştı. Evden biri değildi. Kesinlikle. Telâşlanıp ayağa kalktım. Gözlerimi iyice açarak önümdeki insana baktım.

Mutfak önlüğünü takan ve elinde eldivenleri olan sırtı dönük kişi ile çığlık attım. Elime bulduğum ilk şeyi alarak kafasına kafasına vurmaya başladım. Karşımdaki bu kişi durmam için söylensede ben her söylenişinde daha sert vurmaya başladım. Kolumu tutup bana engel olan kişinin suratına bakındım.

"Heeseung???"

KARMA LOVE 'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin