Draco sessiz sessiz koltuğunda oturuyorken, dışarıyı izliyor ve konuşacak konu düşünüp duruyordu.Aynısını Harry'nin yaptığını da biliyordu.
Çünkü ikisi de farkındaydı yeni bir arkadaşlığın kendilerine uymayacağını.
"Ee" dedi draco gülümseyip Harry'nin gözlerine bakarak. "Daha daha nasılsın?"
"İyiyim... Rahatsız mı oluyorsun?"
"Hm? Neyden?"
"Benimle konuşmaktan."
"Aynı şeyi senin için düşünüyordum, rahatsız ediyor gibiyim seni"
"Hayır. Ben senden hiç rahatsız olmuyorum. Ama senin rahatsız olduğunu düşündükçe rahatsızlık duyuyorum."
"Ben rahatsız değilim, sadece yani... Ne bileyim garip geliyor. Yani sonuçta-"
"Eski düşmanlarız"
"Evet, öyle, ve birden kurmak istediğimiz arkadaşlığımızın önünde, binlerce engel olduğunu düşünmekten kendimi alamıyorum."
"Geçmişi geçmişte bıraksak, aslında bir sorun kalmayacak."
"Geçmişi yaşamasaydım, şuan olduğum insan olamazdım. Sende öyle. Kolay değil bu dediğin."
"Ben seni affettim. Sende beni affet."
"Affedilecek birşey yapmadın" diye mırıldandı Draco gözlerini kaçırarak. "Hatalarım aklıma geldikçe yanında durmak istemiyorum. Utanıyorum."
"Çok büyük bir hata yapmış olsaydın, emin ol, yanında ben durmazdım. Bu nedenle kendini daha fazla üzme ve sen kendini affet, Malfoy. Çünkü hiçbirimiz seni suçlamıyoruz, bu suçlamaları sen kendine yapıyorsun."
Draco konuşmak için dudaklarını araladı, sonra kapattı ve yutkunup tebessüm etti. "Neyse," dedi çay bardağını iki eliyle kavrayarak. "Başka birşey konuşalım... Noel nasıl geçti?"
"Güzeldi. Arkadaşlarımla kovukta kutlama yaparak geçirmiştim. Sen ne yaptın?" Yalandı. Fred öldükten sonra kovukta hiçbir şey eskisi gibi olmamıştı.
"Ben... Bende ailemle çok güzel geçirdim." Eskiden voldemort'un oturduğu masada, soğuk, sessiz ve daraltıcı bir havayla ailesiyle yemek yemiş, savaştan sonra iyice ketumlaşan babasının dırdırına, annesinin öfkeyle odasına kapanmasına katlanması dışında iyi bir Noel geçirmişti. Yada kendini kandırıyordu.
"Güzel."
"Evet."
Ve yine o rahatsız edici sessizlik.
Draco içinden ofladı ve gözleriyle dışarıyı izlerken, cumartesinin hemen bitmesini istiyordu artık. Açıkçası yarın için daha heyecanlıydı ve o isimsiz kişi ile konuşacağı birkaç cümleyi bile Potter'a tercih ederdi. Tamam Potter iyiydi, hoştu ama olmuyordu işte. Denese de birkaç cümle dışına çıkamıyorlardı.
"Tatlı yiyelim mi?" Dedi Harry, dükkana bakmayı bırakarak.
"Olur, yiyelim."
"Seçimi ben yaparım, zevkime güven."
"Nasıl istersen" Harry tatlı seçmeye gittiğinde "lanet olsun" diye mırıldandı Draco. "Daha fazla oturmak istemiyorum."
Kol saatine baktığında, kafede sadece bir saat geçirdiğini görmüş ve zamanın bilerek mi yavaş ilerlediğini merak etmişti. Korkunç bir gün geçiriyordu, Potter'a daha fazla adım atması gerektiğini anladı. Çünkü birbirlerinden bu kadar uzak durmaları, ortamı daha da geriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oneshot Drarry
FanfictionDrarry hakkında bir yada birkaç bölümlük one-shot hikâyeler vardır içinde. ❤️