Yeni Şehir.

47 2 0
                                    

Hemen arabaya koştum. Telefon nerde!?!? Allah kahretsin. Yol boyu dinlediğim müzikler şarzımı sömürmüş. Telefon kapandı çok güzel ya valla.
"Babaaa!"
"Eylül gel kızım çabuk." bu o. Allaam. Kaslı cafer bu!!!
"Boynuna dikkat et." bi eli babamda diğer eli aşağıda. Elini omzuma atcaktım. Çekmez olaydım.
"Aaahh.Dikkat etsene be."
"Ya napiim tamam kusura bakma."
"Kızım dikkat.!"
"Off baba tamam dedim ya." hava karardığından yüzler belli olmuyordu. Arka kapıyı açtım. Babam geç diye işaret etti. Arkaya bindim. Baktım babam Cafer'i yaklaştırıyo. Elimi uzattım hemen.
"Aman istemez."
"İyi beeh." diye çirkefleştim. Babam hemen ön koltuğa geçti.
"Ah.!" kolunun üstüne düştü sığırcık. Takmadım.
Başını kaldırıp gözlerini kısarak bana döndü.
"Seen." he ne var bakışımı attım.
Oha bayıldı bu . Başı iki bacağıma düştü. Saçına doğru elimi uzattım.
"Babaaa! Kan." kafası kanıyo olumm. Ya ama çok tatlı duruyo bu. Ne saçmalıyon Eylül göt müsün?!?
"Sakin ol kızım geldik sayılır." bu kadar sakin kalması ses tonu rahatlattı bi an. Allaam ya öldüyse. Şu yavşak sevgilisi ne bok yiyo.
"Öldü çocuk!" dış sesim miydi bu şimdi.
"Eylül saçmalama,geldik bekle görevli birini bulayım." araba tam acilin önündeydi. Filmlerde falan hemen biri geliyordu. Kimse niye bakmıyo ya. Ayrıca babam ne ara bu kadar yardım sever oldu? Kafamda deli sorular. Arabaya doğru yaklaşan sedyenin sesiyle sıçradım. Daha adını bile bilmediğim şu dizimde kanayan kafası olan hani, hareket etmiyo. Ölmüş olamaz demi.
"Bırakın siz,bi bakalım..."
"Durumu nasıl?"
"Henüz bizde bilmiyoruz." dedi uzun adam bide salakmışım gibi bakıyo. Tabi salağım ekşın arıyom kendime. Dizimden çekip aldılar çocuğumu. Arabadan indim hemen. Sedyenin bi kenarını tutcaktım ki bi el.
"Kızım biz elimizden geleni yaptık. Doktorlar yakınlarını ararlar. Yola çıksak iyi olur." hah bende nerde o eski babam diyodum.

"Ya baba olur mu öyle? En azından durumu nası bi baksaydık. Biz getirdik sonuçta." deyip Shrekin kedi bakışını attım.
"Tamam bakma öyle. Hadi bi bakalım bari." evladım olsa sevinemezdim bu kadar.Koştur koştur. Danışmaya gittim. Adını bilmediğimden.
"Şey az önce ki hasta nerde acaba?" hıh en nefret edilmesi tip. Ağızda sakız. Gözlüklerin burnundan düşcek nerdeyse.
"Hııı o hasta. 4.kata alındı. Ameliyata giricekti." ameliyat mı ama ama.
"Tamam sağolun."
"Nolmuş kızım?"
"Ameliyata alıcaklarmış baba." sesim bi hayli buruktu. Hastanenin ışıklarında elbisem dikkatimi çekti. Kafasından akan kanlar beyaz elbisemde. Aynı kan elimede bulaşmış. Ama benim kana...
.......

Yarı açık gözüme vuran beyaz ışık. Kahretsin noldu? Ayrıca elbisem gitmiş. Çıplak değil kız fesatlık yapmayın :D Kot şortum üstümde bu kimin be. Ha beyaz 1980 yazılı tişörtüm. Off hatırlıyorum ya şu Caferin kanı yüzünden. Cafer? Hiih. Kalksam iyi olur. Kapı açıldı yavaşca.
"Eylül sonunda uyanmışın kızım."
"Kaç saattir burdayım ben? Üstümde ki uyumsuzluğa bakarsak sen mi giydirdin baba beni! Cafer'e ne oldu bu arada?"
"1 saat oldu yaklaşık olarak. Hayır hemşire giydirdi kızım ama seçimler bana ait. Cafer kim bilmiyorum eğer Aras'tan bahsediyosan gitmiş bile."
"Ha tamam.. Ne gitmiş mi ?"
"Evet de niye şaşırdın bakiim sen bu kadar."o iğneleyici bakışlar oww.
"Hiç. Neyse o zaman yola çıksak iyi olur. "Başıyla onayladı. Ne yapmam gerekiyo bilmiyorum yani adı Aras şimdi bide o var. İnsan bi teşekkür falan eder. Çekip gitmeler falan. Eylül başlama gine sanki yıllardır konuştuğun çocuk. Daha bugün tanıştığın biraz kaslı salak bi tip işte.
.......


"İşte yeni şehrimiz." sesi fazla heycanlıydı.
"Gelebildik sonunda." Elim radyoya uzandı. Bengü-Yaralı öğkk deprasyon şarkıma selamlar. Hah ses ver ses. Multimedya da bulunmakta. Bakınız. :D telefonu elime aldım lanet olsun kapanmıştı demi. Aniden arabayı döndüren babama bakış attım.
"Amcamlarda mı kalıcaz?" suratı asıldı. Arası pek de iyi sayılmazdı. Annemle evlendiklerinden beri böylelermiş. Nedeni bilinmez.
"Sadece bi süreliğine. " nefesini dışarı verip sağa baktı sola evet geçtik.
"Canım sen in. Ben park edicek yer bulana kadar şu köşede bekle."
"Tamam babacığım. Valizler kalsın mı?"
"Ben hallederim."saat 22.35 egolu hödük kardeşim amcamlarda olucaktı. Şuan evde daha 14 yaşlarında ergen bir kuzen,tipik bi amca, atarlı bi yenge ve de eğer oralardaysa 15 yaşında ki kardeşim Ekim. Evet biliyorum iğrenç bi uyum ama. Babam sağolsun. Elinde ki iki bavulun sürtünme sesi sokakta yankılanıyordu. Babama doğru yürüyüp mavi olanı aldım.
"Diğer bavullar nerde baba?"
"Şimdilik bu kadarıyla idare ederiz. Yarın yeni ev bakmaya çıkıcaz" nee yeni ev mi.
"Yeni ev?"
"Evet kızım sonra konuşuruz bunu. Geç bakalım." Bina dört katlıydı. Yanlış hatırlamıyorsam 4.kattaydı evleri. En son 13 yaşımda gelmiştim yaz tatilinde. Asansörün düğmesine basıp bi adım geriledi babam. Bi kez daha iç çekti. Asansör geldi. Her zaman asansör korkum vardır. 4.kata bastım.
"Eylül. 3.kattı kızım. " hafif bi gülümseme belirdi yüzünde.
"4 yıldır gelmiyorum baba olsun o kadar." Sırıttım bende. İşte geldik. Bavulları çektikten sonra zile uzandım.
"Ooo Eylüll. Hoşgeldin canım gözümüz yollarda kaldı. Arıyoruz açmıyosun da." Gülümsedim. Tekil konuşması beni rahatsız etmişti.
"Şarzım bitmişti amca." Asansörden bavulu çeken babamı görünce yüzü asıldı. Holden gelen sese kafamı çevirdim.
"Buyurun, buyurun dışarda durmayın el gibi. Faruk açsana kapıyı iyice." Ayşe yengem hiç değişmemiş. Şen şakrak, neşeli, şirin. Amcama karşı hep bi atarlı seviyorum bu kadını. Ayakkabılarımı açıp içeri girdim. Babam da ardımdan.
"Eylülcüğüm ne kadar büyümüşsün." Önce iki elimi tutup sonra kendine çekip sarıldı. Bir iki dakika kaldı öyle galiba :) Babamla amcam tokalaştı. Yıllardır görüşmemelerine rağmen...
"Prenseess." Kollarını açan amcanın üzerine atladım.
"Kocaman kız olmuşun. Dur bakiyim.. Sen kiloda almışın." diye iki yanağımı sıktı.
"Ya amcaağğ" diye çirkefleştim.
"Şaka yapıyorum canım." Makas alıp içeri geçti. Yanaklarımla kastı ney bu adamın ya :D
"Ozan yok mu yenge?"
"İnine kapanmıştır inine." diye sesini yükseltti.
"Burdayım anne burda." diye sırıtan kuzenime çevirdim kafamı.
"O-H-A diyorum. Benim ergenim ne ara bu kadar büyümüş." Kollarımı açtım. Sonrasını bilirsiniz sarılmalar vıcık vıcık oyy oyylar.
"Sende değişmişin Eylül abla."diye sırıttı. İçeri geçti o da. Kot ceketimi çıkarıp askıya astım. Babamla sarılma sesleri geliyodu. Salona geçmişler. Tekli koltukların birinde babam diğerinde amcam oturuyo. Üçlü koltukta ki Ozan'ın yanına geçtim. Kulağına nası değişmişim ya diye fısıldadım. "Yani alınma ama zayıf orta boylu Eylül gitmiş. Mario Eylül gelmiş."
"Nee?" Demek amcamda ciddiydi. Off boyum aynı ama 55 kiloda fazla değil ki.
"Yorgun görünüyosunuz. Hemen yerlerinizi yapayım isterseniz." olur dercesine kafamı salladım.
"Eylülcüğüm sen bana yardımcı ol biraz. Gel bakalım. " ne oturuyon Eylül kalksana yav.
"Geliyorum diye peşinden kalktım.
"Sen Miray'ın odasında kalırsın. Baban için de oturma odasını hazırlarız olur mu ?"
"Tabi olur yenge de Miray gelmiycek mi?"
"Miray bu haftasonu arkadaşında kalıcak canım." Miray'dan fazla hoşlanmadığımdan odasında kalmaya pek hevesli değildim.
"Merak etme bişey olmaz. Gel hadi." İçimi rahatlamak için çabalıyo tamam anlarım.
"Ben eşyalarımı getireyim. "
"Tamam bende babanın yerini yaparım.Üstündekilerden kurtul hiç rahat görünmüyosun." gülümsedi. Aynen kanka dediğini yapıcam. Başımla onayladım. Bavulu odaya çekip fermuarını açtım. Hah zeki kızım ben ya en üstte ki mavi kareli alt pijamayla üstüne krem rengi.sıfır atletimi giydim. Saçımı yukardan toplayıp bağladım. Saçlarım bağlıyken çok huzurlu hissederim de. Üzerime yarım kol düğmeli siyah yeleği geçirdim. Odadan çıktım.
"Eveeet. Babanın yeri de hazır."
"Yenge ya lavabo tam olarak nerdeydi unutmuşumda." Hafif sırıttı. Ne yani çiş de mi yapmayah?
.....








Yarım Kalanım.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin