ST.PETERSBURG
RUSYADikkatini askerin lafına vererek başını kaldırdı.
"Ne demek iz yok?"
"Kusura bakmayın efendim. Sadece Asker geri döndü, Corentine'e ulaşamıyoruz."
"Bana bunu şimdi mi söylüyorsunuz? Boş oturmak yerine Amerika'ya asker gönderebilirdiniz!"
Sesi iyice yükselen adama ne diyeceğini bilemeyen asker, yerinde mıhlanmış gibiydi. Büyük bir hata yapmışlardı ve acilen durumu toparlamaları gerekiyordu. Tüm gücünü toparlayıp sinirli adamın gözlerine baktı.
"Askerlerimiz hazırlanıyor efendim. Sadece normal personaller gidecek, Süper Askerleri tehlikeye atmak istemiyoruz."
"Gerekirse onlar da gider. O kız şimdiye kadarki en iyi projemiz. Yanında o uzaylıyla birlikte ortadan kaybolmasına izin veremem. Ne gerekiyorsa onu yapacaksınız ve atılan her bir adımdan haberim olacak. Eğer 2 hafta içinde bulunmazsa Ajanlar da Amerika'ya yola çıkacak. Şimdilik sadece Yenilmez Kulesinin takibini istiyorum. Giren çıkan herkes hakkında bilgi sahibi olunsun ve hepsi denetlensin. Birliğin başına seni geçiriyorum, bütün raporları Gregor'a vereceksin. Gidişata göre sonraki adımları belirleriz. Askerler saat 12.00 olmadan yola çıkmış olsunlar. Ha bir de, NYC'deki karargahta kalmasınlar Washington'dakini kullansınlar."
"Emredersiniz efendim."
Askerin bir sorusu daha vardı.
"Kış Askeri'ni görürsek ne yapalım efendim?"
Aradan uzun bir dakika geçti. Etraf buz kesmiş gibiydi. İkiside nefes almıyordu sanki. Kalp atışları odanın içinde yankı yapıyor, damarlarındaki trafik adeta hissediliyordu.
"Öldürün"
☆★☆
Yerleşkedekilerle arası gayet iyiydi. Çevredekiler hakkında yeterince bilgisi vardı ve birinci elden gözlemleme şansını da elde ettiğine göre artık harekete geçme vakti gelmişti. Avengers hakkındaki her şey ona lazımdı; özel hayatları, geçmişleri, hataları, güçlü ve güçsüz yönleri, ilgi alanları, zaafları, eğitimleri... Kısacası her şey. Kişilikleriyle alkalı olan kısım için önce hepsiyle yakın bağlar kurmalıydı, resmi belgeler içinse Shield'a sızmalıydı. İkinci kısım halledilebilirdi, sonuçta Fury'le yakın bir ilişki kuracağa benziyordu. Ama ilk kısım tahmin ettiğinden daha zor olacaktı. Yerleşke ikiye ayrılmıştı, ona karşı olanlar ve onu destekleyenler. Destekleyenlerin sayısı gayet azdı. Ama onlar ilk hedefiydi. Bir grupla ne kadar yakınlık kurarsa öbür grup tarafından da o kadar dikkate alınırdı. İlk hedefi Sam'di. Kendini bir şey sanan küstah erkeklerden daha kolay avlanacak başka bir şey yoktu. Biraz gururunu okşaması yeterdi, ki bunu teklifini kabul ederek yeterince yaptığını düşünüyordu.
Kafasından bütün bu düşünceleri geçirdikten sonra yataktan kalktı. Kahvaltıyı takımla birlikte yapmamıştı ve antrenmanları da izlemeye gitmemişti. 'Biraz' asosyal takıldığının farkındaydı ancak kendini ağırdan satmak istiyordu. Böyle bir durumda da en iyi bu yapılabilirdi zaten.
Corentine üzerine mont alıp odasından çıktı. Uzun koridorun sonundaki asansörün düğmesine basıp beklemeye başladı. İçinde garip bir his vardı. Bariz bir şekilde.
"Gerginsin"
"Hayır değilim Venom. Sadece gün çok sakin geçiyor. Buna alışık degiliz."
"Bence bundan o kadar emin olma."