ST.PETERSBURG
RUSYA"Corentine... Corentine"
Yavaşça gözlerimi açtım. Bembeyaz ışık direkt gözlerime vurdu. Etraf netleşince kafamı çevirip beni sarsan adama baktım.
Nikolay.
Oda arkadaşım.
13 yaşımdan beri Nikolay'la aynı odada kalıyordum. Benim için bir abi gibi olmuştu. Yerleşkedeki tek arkadaşımdı. Diğerleri benden pek haz etmezlerdi. Sebebi de belliydi zaten, ben farklıydım.Yavaşça yerimde doğrulurken bir çift mavi göz bana gülerek bakıyordu.
"Heyecanlı mısın?"
"Sana da günaydın Niky."
Kıkırdayarak bana baktı
"Kusura bakma prenses."
Hafifçe gülümserken onu başımla onayladım.
"Bu neşeyi neye borçluyuz?"
"Göreve tabikide! O kadar uzun zaman oldu ki heyecandan bayılabilirim."
"Of saçmalama istersen. Diğer hepsiyle aynı olacak. Birkaç bilim adamı o kadar."
"Tanrım... ne? İyi misin?"
Anlamayan gözlerle ona baktım.
"Görevimiz Kaptan Amerika."
Ne?
"Vay! Bu... Çok..."
"Yeni!"
"Evet. Yeni."
Kaptan Amerika mı? O yaşlı herifi isteseler çoktan öldürürlerdi. Özellikle de Kış Askeri'yle. Hiçbir zaman hedef dahilinde değilken neden bir anda onu öldürmeye kalkışıyorduk? Veya neden Nick Fury'nin görevinde ikisi burun buruna gelmişken onu öldürmemişti? Gerçi artık Kış Askeri diye bir şey kalmamıştı. Bir süredir ondan haber alınamıyordu ve bu durum üsttekilerin canınını bir hayli sıkıyordu. Ben de Süper Askerdim. Hydra'nın en önemli projesi. En başarılısı! Ama bende Kış Askeri'ndeki gibi bir çip yoktu. Her emre boyun eğerdim. Bunu isteyerek yapardım. Çünkü bir süre sonra alışıyorsunuz. Aynı vahşi doğadaki gibi oluyor. Hayatta kalmak için alt tabakayla beslenmeniz gerekiyor. Garip tabirlerle durumu açıklamış gibi görünsem de etobur bir uzaylıyla neredeyse kardeş gibi olunca insan normal karşılamaya başlıyor.
Ben bunları düşünürken kapı aniden açıldı.
Gitme vakti gelmişti.
☆★☆
NEW YORK
AMERIKASon bir kez Nikolay'a baktım. O benim aksime daha az ciddiydi. Genel olarak böyleydi zaten. İki kişilik bir takım sayılırdık. O benim yardımcılığımı yapmak için buradaydı. Bunu çok iyi bilmesine rağmen asla bana karşı negatif bir duygu beslememişti. Ona minnettardım.
"Asker!"
Adımın seslenilmesiyle arkamı döndüm. Askerlerden biri önünde ittiği tekerlekli masanın üstündeki fanusla yanıma geliyordu. Benden birkaç adim ötede durdu ve düğmeye bastı. Fanus ikiye ayrıldı. İçindeki yapışkan canlı yavaşça masadan süzülerek yanıma geldi ve yavaşça bana yapıştı.
"Merhaba Venom."
Nikolay ve Venom anlamlandıramadığım bir şekilde yakın bir ilişki içerisindeydiler. Görevlerden önce ve sonra sürekli konuşurlardı.
"Nikolay!"
İçime giren yapışkan uzaylı yavaşça sekillenerek kafasını çıkardı ve Nikolay'ın yüzünü yaladı. Böyle bir durumdayken normalde gülerdim ancak gòreve çıkmak üzereydik ve ben profesyonel davranmalıydım. Yerleşkedeki diğer insanlar beni ne kaadr sevmiyorlarsa ben de onları sevmiyordum. Hepsiyle aramda sıkı duvarlar vardı. Aralarındaki tek kız bendim zaten.