"Bir arada"
"Nerden geliyorsun?" Masawei oturduğu masanın arkasından başını uzatarak, gecenin bir yarısı eve dönen Shuji'yi sorguya çekmeye karar verdi. Draken'den iyi olmadığına dair bir mesaj aldıktan sonra onun için fazlasıyla endişelenmiş ve dönene kadar beklemişti.
Hanma derin bir nefes soluyarak ellerini ceplerinden çıkarıp ağır adımlarla ilerledi. Konuşmak istemiyordu ve burada durarak zaman kaybetmeye de niyeti yoktu.
"Mezarlıktan."
"Alay mı ediyorsun benimle?"
"Yoo, ciddiyim." Masawei gözlerini kısarak ayakta durmakta zorlanan Shuji'nin üzerinde gezdirdi bakışlarını. Her ne kadar içmiş olmasından şüphelense de o zıkkımlara yetecek beş kuruş parası olmadığını da biliyordu.
"Yaklaş bakayım bi." Hanma gözlerini devirerek ne yapmak istediğini anlayınca nefesini yüzüne doğru üfledi. İçmemiş ve sarhoş olmadığını kanıtladığını düşünerek daha fazla oyalanmak istemediği için üst kata çıktı. Annesinden kendisine kalan odaya girerek kapıyı kilitlediğinde derin bir nefes soludu.
Günün yorgunluğunu ve stresini atmak için biraz uykuya hazırdı. Fakat yan odada kalan kızlardan birinin bu gece randevusu olduğunu bilmeden yatağa uzandığında kalkması çok hızlı oldu. Elbette böyle bir yerde bunun olması normaldi fakat bu gece rahat bir uyku çekmek istiyordu.
"Tanrım..." Yatağını sürüyerek diğer köşeye asılıp birazda olsa sessizlik ve huzur aradı. Nihayet rahat bir uyku çekmeye hazır olduğunu düşünerek yatağa uzandı.
* * * * *Kafenin kapısı açılırken üzerindeki minik zil bir kaç tıngırtı çıkardı. Chifuyu şaşkınlık içinde bakışlarını halen uykulu bedenin üzerinde gezdirip neden burada olduğunu kendi içinde sorgulamaya çalıştı.
"Gelmeyeceksin sanıyordum?" Hanma esneyerek yorgun bakışlarını tezgah arkasından kendisini izleyen kısa bedenin yüzünde gezdirdi.
"Nereye kadar kaçabilirim ki?"
"Kaçmanı gerektiren bir konu mu var?" Baji kedilerin bulunduğu alandan başını uzatıp kendisini gösterirken Hanma sessiz kalma hakkını kullanarak üzerini değiştirmek için odaya girdi. Chifuyu'nun erkek arkadaşına bir açıklama yapacağından emindi.
"Ne oluyor yine?"
"Senin haberin yok tabi. Kazutora dün akşam yeni erkek arkadaşıyla buraya geldi."
"O yüzden mi gelmedi bugün?"
"Bilmiyorum." Baji zaten böyle bir durumun olacağını bilerek çokta şaşırmamıştı. Bir yerde Kazutora'ya da hak veriyordu. Fakat Hanma adına da üzülmüştü.
"Ben ne yapayım?" Hanma üzerini değiştirip yanlarına geldiğinde Chifuyu toz bezlerini eline tutuşturdu. Masaları silip sandalyeleri yerleştirmesi gerekiyordu.
Baji kedilerin altını temizledikten sonra yeni su ve mamalarını bırakıp kafesi kilitledi. Ağır adımlarla kahve almak için tezgah arkasında ki sevgilisinin yanına durdu.
"Bu arada geldiğin iyi oldu Hanma. Akşam sürpriz bir doğum günü partisi için kapalıyız. Biraz yardım iyi olacak."
"Ne zaman başlayacak?"
"Akşam sekizde."
"Süsleme yapılacak o zaman?"
"Evet ve en güzel işi sana bırakıyoruz. Balon şişirme." Hanma anlamsız bakışlar atarak Baji'yi izlerken Chifuyu uyarı amaçlı aşağıdan sevgilisinin bacağına vurup susturdu.
"Şimdi bunun sırası değil. Bugün öğleye kadar açık olacağız. Zaten süsleme işi kolay."
* * * * *
"Nereye gidiyoruz?" Rindou gözleri bağlı bir şekilde eliyle önünü yoklayarak ilerlerken Sanzu havada ki elini tutarak kendilerini bekleyen kalabalığın içine asıldı sevgilisini. Bugün Ran'la da barışmasını umuyordu.
"Geldik bile." Sanzu arkasına geçerek göz bağını çözerken Rindou derin bir nefes soluyarak sıkıldığını belli etti. Gözleri yeniden ışığa kavuşacağı için mutluyken beklenmedik bir şekilde pasta üzerinde yanan mumlar hariç başka ışık yoktu.
"İyi ki doğdun sevgilim." Rindou'nun bakışları omzunun üzerinden Sanzu'ya kayarken gülümseyerek dudaklarına minik bir öpücük bıraktı.
"Teşekkür ederim." Sanzu arkasından sarıldığı sevgilisinin bir dilek dileyip mumları söndürmesini bekledi.
Lütfen Shuji'yi bulmama yardım et tanrım.
Mumların sönmesiyle birlikte konfetiler patlatılıp alkışlar yükseldi. Işığın açılmasıyla birlikte bütün davetliler ortaya çıktı. Rindou her birine teşekkür ederek bakışlarını abilerinin üzerinde gezdirdi.
"İyi ki doğdun Rin." Kendisine kucak açan Wakasa'nın kolları arasına girip yanlarında dikilen Ran'ın üzerinde gezdirdi bakışlarını. Her ne kadar ona kırgın olsa da ona da sarılarak sevgisini gösterdi.
"İyi ki doğdun canım kardeşim."
"Teşekkür ederim Ran." Başını abisinin omzuna yaslayarak menekşe moru gözlerini etrafta gezdirirken köşede kendilerini izleyen bedende takılı kaldı.
Hanma doğum günü partisinin Rindou için olacağını bilseydi burada hiç durmazdı. Ve her şeye rağmen inat gibi neden burada bir kutlama yaptıklarına anlam veremiyordu.
"Shuji." Ran kaşlarını çatarak kardeşini uzaklaştırırken bakışları Rindou'nun takılı kaldığı köşeye kaydı. Kazutora'nın söylediğine göre burada olmaması gerekiyordu. Fakat bu gece her şeyin güzel gitmesi lazımdı. En azından Rindou için.
"Ne konuşuyorsun kendi kendine? Hadi hediyelerini aç." Ran kardeşini çevirerek ilgisini dağıtmaya çalışırken keskin ve sert bakışları Shuji'ye buradan gitmesi için baskı yapıyordu. Zaten onunda burada durmaya niyeti yoktu.
"Keşke hiç var olmamış olsaydın Shuji."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
腹違いの兄弟 | Haitani Brothers/Hanma Shuji
FanfictionShigeru'nun üç farklı kadından toplam dört çocuğu vardı. Wakasa lise yıllarında birliktelik yaşadığı Asami'den, Ran ve Rindou ikinci evliliğini yaptığı Tomoko'dandı. Shuji adını dahi bilmediği bir kadından olan son ve en küçük oğluydu.