5🍂

127 34 12
                                    

"Bir avuç kalp kırıklığı"

Akşam üzeri güneş batmaya yakın gökyüzünü kızıla boyarken kafenin kapısının açılmasıyla birlikte üzerindeki minik zil bir kaç tıngırtı çıkardı. Chifuyu tezgah arkasında ki işinden başını kaldırıp Kazutora'nın el ele girdiği çocuğu baştan aşağıya kısaca süzdü. Bugün izin günüydü ve bir randevuya çıktığını bilmiyordu. İkili kendisine doğru yürürken sıcak bir gülümseme sunarak karşıladı.

"Selam."

"Selam." Chifuyu bakışlarıyla arkadaşını rahatsız ederek sorgulayıcı ifadesini yanında ki bedenin üzerinde gezdirdi. Bu kısaca 'tanıştırmayacak mısın?' oluyordu.

"Bu erkek arkadaşım Ran." Chifuyu ifadesini bozmadan elini uzatırken Ran'da aynı şekilde karşılık vererek elini tuttu.

"Bu da patronum Chifuyu." İkili arasında kısa bir tanışma faslı geçtikten sonra tezgah önünde bulunan yüksek sandalyelere oturdular.

"Baji yok mu?"

"Peke'nin aşıları vardı. Bugün hiç gelmedi." Kazutora anladığını belirterek başını sallayıp yanında oturan bedene çevirdi gözlerini.

"Sizi gözüm bir yerden ısırıyor gibi ama çıkaramadım."

"Daha öncesinde kardeşlerimle geldim buraya. İmaushi Wakasa abim olur."

"Gerçekten mi? Wakasa-san'ın bir kardeşi olduğunu bilmiyordum." Chifuyu şaşkınlığını bastırmaya çalışarak yaptığı işi bırakırken bakışları Kazutora'ya kaydı.

"Bu arada ne alırsınız?"

"Dur." Kazutora yerinden ayaklanırken Chifuyu elinde ki bezi kenarıya bırak arkadaşının tezgah arkasına gelmesini izledi.

"Sevgilimin ilk kahvesini ben hazırlamak istiyorum."

"Tamam." Chifuyu biraz dinlenmek için kenarıya çekilirken arka odada iş verdiği Hanma yanlarına çıkıp gelmişti. Elinde ki listeye bakarak bir şeyleri kontrol ederken bakışlarını kaldırıp Kazutora ve çokta yabancı olmayan bedeni görüş açısına soktu.

Ran elbette onu tanıdı. Aile yemeklerinden önce annesi onu gördüğünü söylemişti. Bu yüzden herhangi bir şaşkınlık yaşamamakla birlikte hiç tanımıyormuş gibi davranarak bakışlarını erkek arkadaşına çevirdi. Böylesinin daha iyi olduğunu düşünerek en azından annesinin gerçekten yanılmadığını ve Shuji'nin hayatta olduğunu kendi gözleriyle görmüş olmuştu.

Chifuyu, Hanma adına kötü hissederek dikkatini çekmek için elinde ki listeyi kontrol etmek için uzandı. Fakat Hanma'nın bakışları iğneleyici bir şekilde Ran'ın üzerinde geziniyordu.

"Hanma?"

"Afedersin." Hanma elinde ki kağıt parçasını Chifuyu'nun almak için uzattığı eline sıkıştırıp tekrardan arka odaya geçerek bir süre kendisini sakinleştirmek için gitti.

"Eksik malzemeleri bir de ben kontrol edeyim." Chifuyu ikiliyi baş başa bırakıp Hanma'nın peşinden odaya girdiğinde soyunma odası için ayrılan küçük bölümde olduğunu düşünerek oraya geçti.

"İyi misin?"

"O kim?"

"Kazutora'nın sevgilisi." Chifuyu sessizce yanına çökerken bakışları geçireceği herhangi bir atağa karşı tetikte bekliyordu. Hanma'nın Kazutora'yı sevdiğini biliyordu ve böyle bir durumla karşılaşmasına üzülmüştü.

"Bir kaç gün izin alsam sorun olur mu?"

"Olmaz."

"İyi." Hanma oturduğu yerden ayaklanıp üzerini değiştirmek için dolabını açtı. Sinirden elleri titreyek kıyafetlerini dışarıya çıkardı. Çantasını alırken yıpranmış mavi peluş bir tavşan yuvarlanıp yere düştü.

"Artık senin olabilir. Benim ihtiyacım kalmadı."

Shuji bir anda hücum eden anılarla irkilerek geriye çekildi. Bunun olmasından nefret ediyordu ama geçmişini hiçbir şekilde silip atmak gibi bir durumu yoktu. Anıları her zaman bir adım gerisinde takip ediyordu.

"Al." Chifuyu uzanıp aldığı oyuncağı kaldırıp geri kendisine uzatırken gözlerinin dolmasına engel olamadı.

"Teşekkür ederim." Dolabının köşesine yerleştirip kapağını kapatırken bir anlık dalgınlığıyla üzerini çıkarıp tişörtünü giymek için hamle yaptığında Chifuyu koluna yapıştı.

"Ne oldu sana böyle?"

"Hiçbir şey." Kolunu kurtarıp tişörtünü hızlıca üzerine geçirip ayakkabılarının bağcıklarını bağlamak için eğildi.

"Kim yaptı?"

"Kimse!"

"Bu normal bir şey değil tamam mı?" Chifuyu'nun eli yeniden koluna yapışırken derin bir nefes vererek doğruldu. Şuan tek isteği evine gidip yatağına uzanmak ve oradan hiç çıkmamak.

"Sen hiçbir şey görmedin." Hanma yerinden ayaklanıp şapkasını başına geçirirken çantasını omzuna takarak hızlı adımlarla uzaklaştı. Kafe içine geri döndüğünde Kazutora ve Ran'a hiç bakmadan aynı hızla dışarıya çıktı.

"Hanma!" Chifuyu her ne kadar peşinden çıkıp yakalamaya çalışsa da artık çok geçti. Kazutora ve Ran'ın bakışlarını üzerinde hissedince özür dileyerek odaya geri döndü.

"O ikisi birlikteler mi?"

"Hayır. Chifuyu beş yılı aşkın bir süredir Baji'yle birlikte. Burayı beraber açtılar. Sonra biz dahil olduk falan filan."

"Anlıyorum." Ran gülümseyerek kahvesinden bir yudum alırken buraya hiç gelmemiş olmayı istedi.

"Rindou ile aran nasıl?"

"Hala limoni."

"Senin canın bu yüzden mi sıkkın?"

"Bu da var tabi ama bizim kendi aile sorunlarımız da var. Şu sıralar biraz çalkantılıyız."

"Umarım düzelirsiniz." Ran yorgun bir gülümseme sunarak iç geçirdi.

"Kedili kafe." Beş yavru kedi Ran'ın dikkatini çektiğinde Kazutora gülümseyerek yerinden ayaklanıp birini almak için kafeslerin yanına gitti. Sokakta buldukları hayvanları içeriye alıp bakımlarını üstleniyorlardı. Ayrıca gelen müşterilerin çoğu onlar için geliyordu. İlgiye muhtaç yavruların hepsi sevgiye açtı. Zarar verilmediği sürece sevmek ve oyun oynamak serbestti.

"Chifuyu her gördüğü kediyi toplayıp buraya getiriyor. Aşıları tam ve bakımlılar." Yavrulardan birini Ran'ın kucağına bırakırken, büyük bir tebessümle erkek arkadaşının yüzünde gezdirdi bakışlarını. Hanma için üzülse bile yapabileceği bir şey yoktu ne yazık ki.

"Yumuşacık ve sevimli." Ran'ın tepkileri içini ısıtırken küçük bir kıkırdama kaçırdı dudakları arasında. Onun gerçekten doğru bir seçim olduğuna inanmak istiyordu. Fakat derinlerde bir yerde kendisini hançerleyen bir acı yatıyordu. Ne yaparsa yapsın hiçbir şeyi görmezden gelemiyordu.





















Olaylar olaylar olaylar...

腹違いの兄弟 | Haitani Brothers/Hanma ShujiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin