Ebrar'ın beni davet ettiği partiye gitmek için hazırlanmaya evlere gelmiştik.
Şuan ise eve girmeden önce akıl edip nerede olduğunu sorduğum ve cevap olarak çiftlikte olacağını öğrendiğim parti için hazırlanmanın son dokunuşlarını yapıyordum.
Çekmecemden çıkarttığım eldivenleri yatağımın üzerine koyup parfümümden bolca sıktım.
Parfüm şişemi yerine koyup yatağa bıraktığım eldivenlerimi elime aldım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Seçip ayırdığım deri siyah postallarımı da giydiğimde son olarak elimde ki eldivenlerimi taktım.
Hazırdım.
Odamdan çıkmadan önce son kez bir daha parfüm sıkıp yatağımın üzerindeki müzik açık olan telefonumu da alıp çıktım.
Dış kapının önüne geldiğimde arabaya koyarım diye düşünüp ev anahtarımı ve telefonumu üzerimdeki ceketin iç cebine koydum.
Dışarı çıkıp kapıyı arkamdan kapattığımda Ebrar'ın evine doğru adım atmıştım ki kapı açıldı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Giydiği takımıyla aynı renk olan deri eldivenli elleriyle şapkasını düzeltiyordu.
Nutkum tutulmuştu.
O an aklımda Ebrar'la daha tanışmadan önce Zehra'nın söylediği cümle yankılandı.
''Ebrar KARAKURT bir markadır.''
Ne kadar da haklı bir isyan ama.
Ebrar beni fark ettiğinde baştan aşağı süzmüş ve ıslık çalmıştı.
'Seni insan içine çıkartmamam için beni zorluyorsun.'
Yanıma gelip belime sarıldığında iyice dibine girdim.
Tanrım bu nasıl bir koku böyle.
Boynundan derin bir nefes aldım.
'Senin benden aşağı kalır yanın var sanki. İnsan içerisine çıkartmama durumu benim içinde geçerliyse benim için problem yok.'
