- 7 -

177 26 8
                                    

Geçen tüm haftalarda Hyunjin'in hocası Minho ile bir çelişki içerisinde olduğu Seungmin tarafından bile onaylanmış bir şeydi artık. Bunun sebebi Minho tarafından bilinmiyordu ancak artık öğrencisini kenara çekip onunla konuşacak raddeye gelmişti, herkesin sabrı vardı.

Ders bitiminde herkesten önce sınıftan çıkmak için hazırlanan Hyunjin'i fark eden Minho sert bir ses tonunda onun sınıfta kalmasını rica etmişti ancak kelimeleri ne kadar kibar olsa da kullandığı ses tonu emreder gibi çıkmıştı. Hocasına bilerek tepki gösterirken var olan tepkisini daha da abartarak gösteren Hyunjin bu sefer onu görmezden gelmeye çalışmış ve yüzüne bile bakmamıştı.

Öğrenciler sınıftan çıktıktan sonra Minho Hyunjin'e kalkıp bahçeye inmesi gerektiğini söyledi. Yine yağmur yağan bir okul çıkışıydı, hala aynı mevsimdelerdi. Minho Hyunjin'e arabasına binmesini istediğinde Hyunjin ilk önce sert bir tavırla reddetmiş sonradan Minho'nun aniden ortaya çıkan sinirine karşı korkup bir yavru kedi gibi minik adımlarla arabaya binmişti.

Minho arabaya binip arabayı okuldan çıkardı ve bir parkın kenarına park etti. Sertçe park ettiği arabasında Hyunjin'e döndüğünde derin bir nefes verip hala umursamaz tavırlar sergileyen öğrencisine baktı. "Hyunjin, sorun nedir?"

Bir süre düşündü ilk önce. Hazırcevap biri olmadığı için bir süre söyleyeceğini düşünmesi gerekiyordu, çoğu zaman tartışmalarda bu yüzden söyledikleri gerçekler ile alakasız oluyordu. "Sorun sizin beni şu an arabanızda konuşturmaya çalışmanız, hocam."

Kaşlarını çattı Minho. "Yanlış bir şey mi yaptım? Sanki bir hatam varmış gibi davranıyorsun."

"Ne olduğunun farkında mısınız bilmiyorum, öğrencinizle konuşuyorsunuz ama."

"Diğerleri gibi olmadığını biliyorsun, Hyunjin."

"Nasılım mesela?"

Bunu soran Hyunjin pişman olmuştu çünkü hocasının aniden yumuşacık olan bakışları ve kızaran yanaklarını görmeyi beklemiyordu. "Farklı," Diye mırıldandı Minho. "Seungmin gibi de değilsin. O benim kardeşim gibi, bunu bütün okul biliyor."

"İ-ima etmeye çalıştığınız başka bir şey var s-sanırım?"

Minho bir süre derin bakışları ile Hyunjin'e bakmaya devam etti. O sırada Hyunjin sabırsız bir şekilde konuşmaya çalıştı, "Ama belli ki var çünkü normal davranıyormusunuz. Ben.. Özür dilerim ama sorgulamaya başladım. Normal gelmedi ama sonra da kibirli biri olduğumu düşündüm, bu düşündüğüm şey mümkün olabilir miydi? Ama oldu sanırım."

Uzunca gözleri birbirlerinin üzerinde gezdi. "Ne oldu..?" Diye mırıldandı Minho itaatkar bir şekilde kaşlarını hafifçe kaldırıp dudaklarını davetkar bir şekilde aralarken.

"T-tavırlarınız, h-hareketleriniz, bakışlarınız daha çok. H-hepsi.. Oyun g-gibi. Çözmeye çalıştım ama olmadı. B-bir çocuk gibisiniz, b-bir de kocaman adam olmuş mantıklı biri. Y-yani size sinirlendim, ç-çünkü-" Küçüğe doğru uzanan Minho'nun dudakları ile Hyunjin'in söyleyecekleri engellenirken Hyunjin gözlerini hayretle kocaman açıvermiş, saniyelerce öyle beklemelerinden dolayı onlar ayrılmadan Hyunjin bilinçsizce hareket etmişti.

Soluklanmak adına ayrılan Minho yakasından tutulup küçüğe doğru çekilince anlık afallasa da küçüğünün bu hareketi hoşuna giderken dudak kıvrımlarının yukarıyı göstermesine sebep olmuştu. Hyunjin öğretmenini içtenlikle öperken Minho da aynı içtenlikle dudaklarını duygu yüklü hareketlerini profesyonelce kontrol ediyor ve dudaklarını dans ettirirken aynı zamanda küçüğün saçlarını okşuyordu.

Geri çekildiklerinde birbirlerinden uzaklaşamamışlardı. Gözleri birbirlerine çok yakınlarken ışıl ışıl parlıyordu. Bir an Hyunjin için sıcak basmıştı. Başını eğerek kızaran yüzünü gizlemeye çalışırken Minho da ondan pek farklı görünmüyordu.

"Sevgilim olur musun?" Hyunjin aniden duyduğu soru ile başını inanamaz bir şekilde yan koltuktaki bedene çevirdi. "Ama bunu öğretmen-öğrenci ilişkisi olarak düşünmemelisin. Bizim daha farklı bir ilişkimiz var.."

"E-evet."

"Evet mi?"

"Yani dediğinizi onaylamak amacı ile."

"Hangisini? Hangisini Hyunjin? Ah!"

"İkisi."

Minho şok olmuştu ama bu yalnızca üç saniye sürmüştü. O kadar mutluydu ki az daha 'Yüzüme tokat atacağını düşünmüştüm' diyecekti. "Ben çok sevindim, teşekkürler."

"Şey o zaman, ben evime gideyim artık.."

"Bırakırım."

"Teşekkürler.."

Hafifçe gülümsedi Minho ve arabayı Hyunjin'in sitesine sürdü. Arabayı kenara park ettikten sonra küçüğe döndü. "İyi misin?" Diye bir soru yöneltti yumuşak bir ses tonu ile.

"Evet, sanırım.."

"Beni cidden seviyor musun?"

"Şey e-elbette ama eskiden.. Nefret ettiğimi zannediyordum."

Minho'nun duyduğu ile burnu kırıştı. "Üzücü. Ama şu an önemli, eğer gerçekten birlikteysek artık.. Sorun yok."

İçtenlikle gülümsedi Hyunjin. "Evet.. Gerçekten beraberiz. Şey.. Her şey için teşekkür ederim, hoşça kalın." Ardından elleri ile yüzünü kapatıp hızla arabadan indi. Arkasına bakmadan elini sallayarak uzaklaşmıştı oradan.

Minho ise gülümseyerek arkasından bakakalmıştı.

















Beğeniyorsanız lütfen oy vermeyi unutmayın.. Ve umarım iyi gidiyordur.. Umarım iyisinizdir..

~ ♡︎ ~

pepsi - hyunho Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin