18

138 6 1
                                    

Siz hiç olmadığınız birine dönüştünüz mü? Ya da daha açık olmak gerekirse siz hayatta olmak istemeyeceğiniz birisine dönüştünüz mü?

Eminim ikisine de cevabınız aynıdır. Benim içinde öyleydi.

Salı akşamı bildirilen toplantı üzerine hemen hazırlanmam gerekiyordu. Normalde olsa saat yedideki toplantıya çok erken saatten başlardım hazırlanmaya. Çünkü rüya vardı bana yardım ederdi beraber sallana sallana hazırlanırdık ama şuan kimse yok yanımda. Korkutucu olanı da bu ya zaten. Koskoca yirmi gündür kimseyle muhabbet etmedim. Kaan dışında tabii ki. Evimde tüm gün oturup şarkı dinleyip çizim yaptım. Aşırı sıradanlaşmış hayatımı düzene sokamayacağım fikri aklımdan çıkmıyor değildi ya hani. Kerem konusuna değinecek olursak, kerem bana fotoğraf falan birşeyler uydurdu sonra yemediğimi anlayınca "ayrılmak istediğimi en iyi bu dille açıklayabileceğimi düşündüm." diyerek cevap verdi bana. Direkt gelip ayrılalım deseydi şuan farklı bir konumda olabilirdim. Maalesef erkekleri anlamak çok zor. Bizim şirkette eğer azda olsa birşey biliyorsan üst kademeye geçebiliyordun. Uzun zamandır bu konu üzerinde konuşuyorlardı bende bunun için toplantı düzenlediklerini düşündüm. Koskoca Nike şirketinde çalışıyordum sonuç olarak. Evet önceki iş yerimden ayrıldım ancak bunu tam olarak ben istemedim. Müdürüm bana teklif geldiğini ve göz atmam gerektiğini söyledi. Önce çok düşündüm sonrasında karar veremeyince odasına gidip fikir aldım. Haklıydı galiba benim için en uygun en iyi yer orası olabilirdi. Hayatımı tekrardan şekillendirebileceğim fikrine kapılmıştım taki o şirkete adımımı atana kadar. Aniden çevremden uzaklaşmaya başladım,nedensizce ve saçma gelen bir yerdeydim şuan. Ne içimi açacak arkadaşım vardı ne de her isteğimde aniden beliren abim...

Neden böyle olmuştu hiçbir fikrim yok ama. Hayat felsefem Hz.Osman (r.a.) sözü gibi "Allah, nasip etmeyeceği şeyin hayalini kurdurmaz/Bir şey kaderinde yoksa kabulleneceksin/Her şeyde bir hayır vardır."

Kimine göre fazla sıradanlaşmış sözler olabilir ama ne yapalım.

Sabah kalktığım gibi üzerime tam beden bluz ve üstüne ince ceketimi aldım. Altıma da en sevdiğim bol paça pantolonumu giydim ve ayakkabı dolabını açtım. En sevdiğim nike air force'larımı giymeye çalışırken diğer yandan da aynadan saçıma odaklanmıştım resmen elektrik çalmış gibiydi. Ne olduysa oldu bu hayatımın sonu değildi ki ben yaşantıma devam etmeliyim diyerek düşündüm ve saçımı tarayıp aşağıdan bağladım. Ayakkabı dolabının üstündeki anahtarımı alırken aklımda eski anılarım belirdi. "Abi anahtarları almıyorum sen evdesin." "Abi terli kiyafetlerini yerlere atma."

Ne günlerdi ama...

Siteden aşağı merdivenle inmek zorundaydım çünkü asansör taşındığımdan beridir bozuktu. Hızlı hızlı inip arabaya bindim. Bu arada benim arabam yok tekrardan değineyim şirketin bana verdiği araba bu. Kamuoyuna duyurulur. Şirkete vardığımda derin bir iç çekip el frenini çektim. Çantamı almadığım için telefonla cüzdanı arka cebe koydum. Ve besmele çekerek şirkete giriş yaptım. Odama geçtim biraz oyalandım orda sonra ise abdullah beyin odasına koyuldum. Abdullah bey nike'ın Türkiye ceolarından olabilirdi. Hakkında pek bilgiye sahip değiliz biraz gizemli birisidir. Ama şirketteki en üst konumda olan kişi oydu. Kapıyı tıklattım ve içeriden gelen sesle girdim içeriye. Odada 4 kişi vardı ikisi ayakta diğer ikisi ise sandalye de ellerinde bir dosya tutuyorlardı.

Abdullah: Hoşgeldiniz öykü hanım

Öykü: Günaydın hoşbuldum.

Abdullah: Bizde tam sözleşme imzalıyorduk

Öykü: Ne sözleşmesi bu?

Abdullah: Biliyorsun biz dünyaca ünlü markayız. Bir sürü takıma sponsorluk yaptık,yapıyoruz da. Özellikle de forma tasarımlarımızla çok ses duyurduk. Bugün ise galatasaray futbol takımının bir yıl daha sponsorları olmak üzere imza attık. Şirketin en genç en önü açık tasarımcısı olarak seninde bu konuda çok katkı sağlayacağına inanıyorum.

Aşk Yok Olmaktır || Kerem AktürkoğluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin