-İyi okumalar-
_
____
Hayat masallarda anlatıldığı kadar güzel veya eğlenceli değildi. Yaşamak için amaçlara ihtiyaç vardı, nefes almak için çabalara ihtiyaç vardı ve eski Hazal yaşamak için çok hevesliydi. Babam beni bir suçluyla evlendirmeye çalıştığında 17 yaşındaydım, küçük bir kız çocuğu için evlenmek ölmekle eşdeğerdi. Karşı çıktığım gün annem de babama karşı çıkmıştı ve babam gözünü kırpmadan, eli bile titremeden ikimizi de vurmuştu. Annem benim kadar şanslı değildi vurulduğu gibi olduğu yerde öldü. Babam o silahı ateşlediğinde belki de bilerek ıskalamıştı ve kalbimin hemen altından vurmuştu. 2 hafta boyunca kendi evine doktor çağırmıştı ve ameliyatımı da evin bodrum katında kendi doktorlarına yaptırmıştı. Tamamen iyileştiğimi anladığında bana yeni bir kimlik çıkarttırmış ve kedi yavrusu gibi sokağa bırakmıştı. O gün ben vurulurken ve annem ölürken o odada tamı tamına 10 kişi vardı, beni evlendirecekleri suçluyla beraber.
İçimdeki ateş o odadaki herkes ölene kadar dinmeyecekti. Annemi ve beni öldürmesine göz yuman herkesi gözümü bile kırpmadan tek kurşunla öldürecektim.
Televizyonda son dakika haberlerini izlerken dün akşam yaşanan üzücü bir intihardan söz edildi. Aman ne kadar acıklı. Göz devirdiğimde ekranda Avukat Mehmet Meriç'in fotoğrafı gösterildi. Spiker intihar değilde bir cinayet olabileceği konusunda fikir sunarken gözümü bile kırpmadan ekrana bakmaya devam ettim. Tabii ki intihardı, beni kendine düşman ederek kendi kafasına sıkmıştı. Ve diğerleri de öyle yapacaktı. Hiçbirinin katili ben değildim, hepsi kendi kafasına sıkmıştı yada sıkacaktı. "Hazal." Toprak'ın sesiyle birlikte gözlerimi televizyondan çekip başımı ona çevirdim. "Ne var Toprak, bu sefer ne var." dediğimde gözlerini devirip yandaki koltuğa kendini attı. "Babanın korumaları senin tarafına geçmek istiyormuş. Mehmet Meriç öldüğüne göre daha fazla o herifi korumalarına gerek olmadığını söylediler. Ha ayrıca hepsi onu senin öldürdüğünü biliyor." dedi gözlerim yavaş bir şekilde ona dönerken yutkundu ve düzgün oturdu. "Ne demek benim tarafıma geçmek istiyorlar?" Toprak gözlerini kısıp ne düşündüğümü anlamak için dikkatlice yüzümü inceliyordu. Madem babamı benim öldürdüğümü biliyorlardı o zaman yakınımda olmaları gerekirdi. "Akşam hepsini Maltepedeki depoya çağır. Konuşacaklarım var." Toprak başıyla beni onaylayıp koltuktan kalktı ve birkaç saniye içinde ortadan kayboldu. Kapının çarpma sesi geldiğinde evde tekrardan yalnız olduğumu anladım. Yalnız insanların evinde hep televizyon açık oldurdu. Fakat durum benim için aynı değildi, yalnızlığı seviyordum ve evde bir ses olması benim için tehlikeydi. Her yerin sessiz olması gerekiyordu ki herhangi bir tehlikeyi hemen algılayabileyim. Televizyonu kapatıp daha fazla saçma haberlere maruz kalmaktan kendimi kurtardım. Akşama kadar kafamı oyalayacak bir şeye ihtiyacım vardı ve telefonumu çıkartıp bakanlıktan mesaj var mı diye baktım. Vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölümün Soğuk Nefesi
Mystery / Thrillerİnsan bir kez ölürdü ve benim bir daha ölmek için şansım yoktu. -H.M-