art deco,, hyunin

1

Sunsetz - Cigarettes After Sex

Küçüklükten beri, yazın en sevdiğim yanı hep tatiller olmuştur. Aslına bakılırsa sıcaktan pek hazeden biri değilim lâkin, denize gitme fikri beni her zaman tatmin eder. Bu yaz da tatile gittiğim yazlardan biri olduğundan dolayı, annemin önüme attığı kıyafetleri valize yerleştiriyorum. Ve evet, 17 yaşında olmama rağmen hâlâ tatile ailemle beraber gidiyorum. Sıkıcı olan kısım, tatillerin, aileyle asla çekilmemesi sanırım. Hele ki su fobisi olan bir anneniz varsa, denize girmek adeta cehennem azabına dönüyor.

Önüme atılan spidermanli şorta gülüp, anneme, en sevdiğim şort olduğundan dolayı öpücük atıp, bir kaç parça kıyafet ve eşyayı da minik, kırmızı valizime yerleştirdiğimde fermuarını kapatıp iç çektim, bir kaç saat sonra otobüs yolculuğu başlayacaktı, ve ilk kez arabayla değil de, turla gidecektim. Bu durum beni geriyordu. Bakın, lafın gelişi söylemiyorum, benim çok fazla çişim gelir, özellikle uzun yollarda.. İki'de bir, bir şeyler içtiğimden dolayı yedi yirmidört tuvete girme gereği duyarım, bu yüzden hep diken üstünde olur ve asla rahat edemem.

Oflayıp kendimi yatağa attım, bir süre kestirmek en iyisiydi, muhtemelen yolda uyuyamazdım. Uyandığımda saat 9'a geliyordu, annemin tertiple ilgili öğütlerini işitirken yataktan kalkıp kendimi lavaboya attım, ihtiyacımı giderip elimi yüzümü yıkamış, dişlerimi fırçaladıktan sonra yüzüme nemlendirici sürerek odama geri geçmiştim. Üzerime düz siyah şort ve sweat giyip yanıma klimadan dolayı üşüme riskine karşı battaniye de aldım, kalan ıvır zıvırları doldurduğum sırt çantam ve valizimi anneme gösterip hazır olduğumu söyledim. Kendimi heyecanlı, fakat daha çok yorgun hissediyordum. Bu sıralar kafam binlerce sorunla meşgulken, tatilin ve yaz atmosferinin dinginlik sağlayacağını umuyordum. Tabii, yanmazsam, yanmaktan nefret ederim.

Yaklaşık bir saat içerisinde çoktan evden çıkıp otobüsün kalkacağı alana ulaşmış, bavullarımızı bagaja yerleştirmiş ve koltuklarımızda yerimizi almıştık. ikili koltuklarda, en arka köşede tek başıma oturuyordum, muhtemelen çok kalabalık olmayacaktık, zaten otobüs oldukça kapsamlıydı. Annemler benden iki ilâ üç koltuk önde oturuyorlardı, annemin verdiği böreği almaya gitmeme rağmen numaralarına göz atmamıştım. Koltukları iyice yatırıp yastıklarımı arkama yerleştirmiş, dizlerimi kendime çektikten sonra kulaklığımı takıp kapişonlumu geçirmiştim. Sunsetz açıp başımı cama yasladım, şarkı içimi huzurla kaplarken ne ara otobüsün harekete geçtiğini, diğer yolcuları alacağımız yere geldiğimizi algılayamamıştım bile. Gece böyle geçerse işim kolay olacak gibi gözüküyordu, ha bir de çişim gelmezse.

Yaklaşık iki, üç saat geçmişti, tüm yolcuları almışlardı, ben ise bu kadar saattir sadece yolu izleyip şarkı dinlemiştim, şimdi de yaoi okuyor, arada instada geziniyordum. Henüz uykum yoktu. Elimdeki sütü yudumlarken gelmesini umuyordum. Ta ki çişim gelene kadar.. Hay amına koyayım.

İçimden söverken belki hissiyâtı yok olur diye bir süre beklemiştim lâkin patlayacakmış gibi hissettiğimden ötürü anneme mesaj attım, tam bakmıyor diye isyan ederken, cenabet şansımın işe yaradığı anlardan birisine gelmiş, petrole durmuştuk. Durmamızla beraber annemleri uyandırıp koştura koştura petrolün lavabosuna gittim, kabinlerin dolu olduğunu görmemle beraber iç çektim, yaklaşık beş dakika sonra biri boşalmıştı, hızlıca girip, ihtiyacımı giderdim, hiç bu kadar rahatladığımı hatırlamıyordum.

Ellerimi yıkayıp saçlarımı düzelttiğimde lavabodan çıktım, kendime içecek harici bir şeyler alıp otobana doğru yürüdüm, dağlık bir yerdeydik, bu yüzden gökyüzü temizdi, yıldızlar belli oluyordu. Gülümseyip otobüse tekrardan bindim, on dakika sonra yola devam edecektik.

Gecenin ilerleyen saatlerinde uyuyakalmıştım, arada sırada irkilerek uyanıyor, her seferinde üzerimden sıyrılan battaniyeye tekrardan gömülüp uyumaya devam ediyordum.