Haha hayatımda ölsem aklıma böyle birşey gelmezdi doğrusu.Hele şu Pazar gününden sonraki gelişmeler yani nasıl desem masalda gibi.Ama memnundum hayatımdan.Gayet hızlı gelişiyordu herşey.Hoşuma gitmişti bu sürerlilik.Ama şu ağabey konusu kafamı kurcalamıştı gerçekten.Yani nasıl desem hem bir yandan inandırıcı geliyordu.Hemde kandırılıyormuş hissine kapılıyordum.Böyle tuhaf şeyler hissediyordum.Çünkü daha 3 gün öncesine kadar rutin bir hayat içindeyken şimdi kendisini ağabeyim olarak tanıtan birisinin evinin bahçesindeydim.Vallahi ne desemki şuan çok korkuyorum.Niye biliyormusunuz?.Eğer o şahıs ağabeyimse ki İMKANSIZ.Ben bunları düşünürken çakma ağabey seslendi.Ona çakma ağabey adı taktım.Çok hoş değilmi?
-Derin bak beni dinle lütfen.
-Bak sana güvenmemi bekleme lütfen.Emlapati kurarmısın? Şimdi hani böyle bazı kitaplar vardır sayfalara dökülen cümleler,kelimeler hemen canlanır gözünde ya hani.Sende şimdi benim dediklerimi canlandır bakalım neler hissedeceksin.Bak şimdi sen bir sabah kalktığında yerde yatan bir adam veya bayan,başındada duran bir anne babayı düşün.O an aklına ne gelebilirki değilmi?Şimdi sözümü kesmeden dinlemeye devam et lütfen.Çünkü asıl empati noktası burası.O yerde yatan şahıs 3 gün sonra gelip,ben senin kardeşinim.Benle gel vb. şeyler söylüyor.Sen güvenirmisin hiç tanımadığın birine birdenbire?-Yoo
O kadar söylediğim anlatmaya çalıştığım cümleleri 1 kelimeye sığdırmıştı.Dinlemiyordu çünkü.Ben niye kendimi anlatma gereği duymuştumki?
-Beni lütfen en yakın taksi durağına götür!
-Herşey karşılıklı canım.DNA=Taksi.
-Yet-her
Arka cebinde bir telefon duruyordu.İleri doğru ilerlerken cebindekini alıp annemi aradım.Telefonu aldığımdan haberdar değildi.Tam annemi çaldırırken cebini yokladı.Yokluğunun farkına varmıştı o lüx telefonun.Laaan diye bağırdı birden bire ve sonra....