B.2.

7 1 0
                                    

¬ Henry
〰️〰️〰️

Gün her zaman ki sıkıcılığıyla devam ederken boy aynamdan gelen ışıltıyla birinin daha uykuya daldığını anladım. Aynama dokunmamla şeffaf bir hal alması saniyeler aldı. Önce elimin sonra bütün bedenimin aynanın içine girişini izledim.

İşte başlıyorduk..

Deniz kenarındaydım. Etrafım insan kalabalığıyla doluydu. Onlarca sese rağmen duyduğum sesler bir anne ve kız çocuğuna aitti. Rüya bu kız çocuğuna ait olmalıydı.

Kız annesine ne kadar seslenirse seslensin annesinin pekte umurunda gibi görünmüyordu.

Kız annesinin yanından kalkıp denize doğru yol almaya başladı. Su minik ayaklarını aşarken bakışları tekrar döndü annesine.. Tekrar seslendi. Kadının sağır olduğunu düşünmeye başladığım sırada yan tarafımda bir hareketlilik hissettim.

Az önce denizin kenarında duran minik kız şimdi mavi gözlerini gözlerime dikmiş yanı başımda öylece duruyordu.

Rüyalarımın hiçbiri bu kadar hızlı gelişmezdi. Sanırım bugün gerçekten de dönüm noktam olacaktı.

"Merhaba küçük kız. Annenin yanına gitmek ister misin?.

Kafasını olumsuz anlamda sallayarak gözlerini annesine çevirdi.

Annesine baktığımda kucağında ona benzer bir kız çocuğu daha gördüm. İkizi olduğunu düşündüm ve teyit etmek için küçük kızın boyuna alçalarak mavi gözlerini tekrar gözlerime çevirmesini bekledim.

"O senin ikizin mi?. Senden daha mı çok seviyor yoksa onu bu yüzden mi gitmek istemedin annenin yanına? Anneler ne olursa olsun çocuklarını çok sever ama.."

"Ben ölmüştüm. O benim ikizim değil o benim ruhum. "

Ciğerime saplanan acının bir an önce geçmesini umarak sakin kalmaya çalıştım ve derin bir nefes aldım. Şuan ölü birinin rüyasında olmam mümkün değildi. Mantıklı düşünmeliydim. Bu rüyanın beni bulmasının bir sebebi olmalıydı.

Biz rüyaları seçmezdik, Rüyalar bizi seçerdi..

" Peki bunun nasıl olduğu hakkında bir bilgin var mı?. Yani iki yerde aynı anda bulunabiliyorsun ve öldüğünü söylüyorsun. Bu nasıl mümkün olabilir?."

"Annem beni çok severdi.. Son zamanlarda bana benim bir canavar olduğumu ve beni evlatlık aldıklarını aslında onların çocukları olmadığımı söylerdi. Sonradan öğrendim. Gerçek ailem çöpe atmışlar beni onlar da çocukları olmadığı için almışlar. Belki daha mutlu bir hayat sürebilir, kardeş kavramını tanımlayabilirdim. Keşke o gün orada ölseymişim."

Gözlerinden birer damla yaş düştü.

"Benim senin gibi küçük bi kız kardeşim olsa.. Her gün onunla oyunlar oynar onun mutlu olması için elimden gelen herşeyi yapardım."

Uzanıp gözlerinden akan yaşları parmağımın ucu ile sildim.

"Ruhum da bedenimde olmadığına göre ruhlar ve perilerin uçabildiğini duymuştum peki ben.. ben de uçabilirim değil mi?" diyerek gözlerini tekrar gözlerime çevirdi.

"Bilmem belki de denemelisin. Hayatımda hiç meleklerin uçtuğunu görmedim. Buna şahit olmayı çok isterim."

Küçük kız ona melek dediğimi anlamış gülümseyerek gözlerini gözlerime dikmişti. "Benim için bir kez elimi tutabilir misin?." diye sorduğu soruyla tereddüt etmeden minik parmaklarını avuçlarımın içine aldım. Elini öpme isteği ile küçücük elinin üstüne dudaklarımın dokunuşunu ve geri çekilişini izledim.


Küçük kız hazır olduğunda gözlerini kapatarak iki kolunu da yavaş yavaş yana doğru açtı.

Kolları yükseldikçe etrafında bulunan herşey yükselmeye insanlar kumla karışık toz bulutunun arasında kaybolmaya başladı. Ayaklarını da havaya doğru kaldıran küçük kızın omuzlarından etrafına saçılan bembeyaz kanatları çıkmaya başlamış kanatları büyüdükçe de gözlerime yansıyan ışık göremeyecek derecede rahatsız etmeye başlamıştı.

Rüyada olmama rağmen sanki rüyayı gören benmişim gibi hissediyordum.

Küçük kızı artık zor görüyordum. Kanatları küçük bedenini sarmal gibi sarmış saçtığı ışık ise gittikçe azalmaya başlamıştı. Gözlerim sönen ışığın ardında tekrar onu buldu.

Kanatları yavaş yavaş açılmaya başlamıştı. Sanki tüm gücünü uçmaya çalışarak harcamış gibiydi. Gözlerim önce halsiz görünen yüzüne daha sonra da artık küçük olmayan bedenine takılı kalmıştı.

Aynı mavi gözler, Aynı bakışlar,
Artık farklı olan bir beden.

Karşımda 18 yaşlarında beyaz tenli mavi gözlerine uyumlu tahminen turkuaza yakın renklerde beline kadar uzanan saçlarıyla ve bembeyaz kanatlarıyla gerçek bir melek gibi duruyordu. Yanağı ile dudağı arasında oluşan çukur oraya gömülme isteği yaratıyordu.

Mavi gözleri tekrar gözlerim ile buluştuğu an rüyadan çekildiğimi hissettim.

Bedenim ayakta duramayacak kadar yorgun düşmüştü. Yatağa uzanmamla gözlerimin önüne gelen mavi gözler kalbimin atışını arttırmaya yetmişti.

Keşke şuan burada olsaydı o melek kız. Onun prensesi olması için elinden gelen her şeyi yapardı.

〰️〰️〰️

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 24 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Düşler ÜlkesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin