Elif ve Emir, Elif'in sıkıcı hayatının ortasında ansızın beliren bir parlak nokta gibiydi. İlk tanıştıklarında, sürekli olarak birbirleriyle çatışıyorlardı. Her fırsatta çatışmalarını sürdürüyor, kimse onların nasıl arkadaş olabileceğini anlayamıyordu.
Bir gün okulun koridorlarında yeni bir yüz belirdi: Emir. Elif ve Emir, birbirlerine ilk karşılaştıkları andan itibaren anlaşamıyorlardı. Her konu bir bahane, her söz bir neden oluyor, sürekli birbirleriyle atışıyorlardı. Ancak bu çekişmeler, zamanla yerini bir anlayışa ve dostluğa bıraktı.
Elif ve Emir, sıradan birer lise öğrencisiydi. Dersler, ödevler, sınavlar, aile beklentileri... Hayatları monoton bir döngü içinde sürüp gidiyordu. Ama birbirlerinin hayatına girmeleriyle her şey değişmeye başladı.
Zaman içinde, Elif ve Emir, bu çatışmaların arkasındaki gerçek nedenleri keşfettiler. İlk başta birbirlerine karşı ne kadar zıt gibi görünseler de, aslında birçok ortak noktaları vardı. İkisi de benzer hayalleri paylaşıyor, aynı tür müzikleri seviyorlardı, hatta aynı esprilere gülüyorlardı.
Elif'in en yakın arkadaşı olan Zeynep, bu yeni arkadaşlığı sorgulamadan edemedi. "Emir, sana iyi mi davranıyor? Gerçekten güvenilir mi?" diye sordu.
Elif, Zeynep'in endişelerini anlayışla karşıladı. "Bazen tartışıyoruz, ama aslında iyi biri olduğunu düşünüyorum. Herkesin farklı yanları vardır, değil mi?"
Zeynep başka bir meseleyi gündeme getirdi. "Peki, ailen ne diyor? Onlar nasıl bir ilişkiniz olduğunu düşünüyorlar?"
Elif bu soruya yanıt verirken düşündü. Ailesi, Emir'i tanımıyordu ve onun hakkında çok fazla bilgiye sahip değillerdi. Bu nedenle, onların düşüncelerini tahmin etmek zordu. "Henüz aileme bahsetmedim. Onları yakında tanıştırmayı düşünüyorum."
Ailelerle tanışma konusu ise hala erteleniyordu. Elif, ailesiyle arkadaşının ailesini tanıştırma fikrini ertelemişti, çünkü Emir ailesi hakkında pek fazla şey paylaşmamıştı. Ancak bu konunun yakın bir gelecekte gündeme geleceği kesindi.
Elif ve Emir, arkadaşlıklarını daha fazla derinleştirmek için birlikte zaman geçirmeye devam ettiler. Birlikte sınıf projelerini üstleniyorlar, hafta sonları gezilere çıkıyorlar, sokaklarda maceralar yaşayarak hayatlarının tadını çıkarıyorlardı.
Bir gün, okulun bahçesinde otururlarken Elif, Emir'e döndü ve sordu: "Gerçekten benimle arkadaş olmak istediğini mi düşünüyorsun?"
Emir gülümsedi ve cevapladı: "Eğer seninle arkadaş olmaktan vazgeçmeyeceksen, o zaman kesinlikle istiyorum."
Elif de gülümseyerek, "O zaman arkadaşız," dedi.
Elif ve Emir, birbirlerine olan arkadaşlıklarını daha fazla derinleştirdikçe, hayatlarındaki monotonluğu geride bırakıyorlardı. Her geçen gün birlikte geçirdikleri anılar artıyor, her bir anıları onları birbirlerine daha çok bağlıyordu. Birlikte yeni ilgi alanları keşfetmeye başladılar. Birlikte resim yapmayı öğrendiler ve sokak sanatı dünyasına adım attılar. Elif, Emir'in etkisiyle gitar çalmayı öğrendi, Emir ise Elif'ten yeni müzik türleri keşfetti.
Ailelerine olan açıklamaları yaklaşan bir etkinlikle gerçekleşti. Elif ve Emir, okullarındaki bir yardım organizasyonuna katılmaya karar verdiler ve bu organizasyon için ailelerini davet ettiler. Aileleri, çocuklarının birbirlerine olan desteklerini ve nasıl birer olumlu etki yarattıklarını gördüler.
Elif ve Emir, bu etkinlik sayesinde arkadaşlıklarının aileler tarafından da kabul gördüğünü görmüş oldular. Ayrıca, birbirlerinin hayatlarına ne kadar olumlu bir etki yaptıklarını anlamışlardı.
Okullarının son yılına yaklaşırken, Elif ve Emir, gelecekleri hakkında daha fazla düşünmeye başladılar. Birlikte üniversiteye gitmeyi ve yeni bir başlangıç yapmayı planladılar. İkisi de birbirlerinin hayatlarında kalıcı bir rol oynamak istiyorlardı.
Elif ve Emir'in son lise yılları son hızla ilerliyordu. Mezuniyetleri yaklaştıkça, gelecekleri hakkında daha fazla plan yapmaya başladılar. Üniversite başvuruları, kariyer hedefleri ve hayalleri onları heyecanlandırıyordu.
Elif ve Emir bir akşam favori kafelelerinden birinde oturup geleceği konuşmaya başladılar. Emir, "Belki de aynı üniversiteye gitmeliyiz, değil mi?" dedi.
Elif, bu fikri düşündü ve gülümseyerek cevapladı, "Eğer olabilirse, neden olmasın? Aynı şehirde aynı üniversitede okumak harika olur."
Ancak, üniversite başvuruları ve kabulleriyle ilgili belirsizlikler vardı. Her ikisi de farklı üniversitelere başvurmuştu, ve sonuçları beklemek zorlu bir süreç olabilirdi.
Sonunda başvurularını yapmış ve beklemeye başlamışlardı. Kabulleri geldiğinde, heyecanları doruk noktasına ulaştı. Emir, ilk kabul mektubunu aldığında hemen Elif'i aradı. "Elif, kabul aldım! Aynı üniversitede okuyacağız!" diye sevinçle haber verdi.
Elif de heyecanla cevapladı, "Harika! Benimkiler de hala sonuçları bekliyor, umarım kabul alırım."
Birkaç hafta sonra, Elif de kabul mektubunu aldı ve artık ikisi de aynı üniversitede okumaya hak kazanmışlardı. Bu, arkadaşlıklarını bir üst seviyeye taşıyan bir dönüm noktasıydı. Üniversite maceraları başlamak üzereydi.
Diğer Bölümü okuyunuz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anlayışın Gölgesinde
RomanceHikaye tam bitmedi isteğe bağlı devam ettirebilirim.--Hep birseyler yazmak istiyordum yazdıklarımdan birini sizlerle paylaşmak istiyorum eğer beğenirseniz devamını birlikte getiririz!