4. Mahperi.

49 3 25
                                    

Selammm. Bölümleri geç yazdığım için özür dilerim fakat sınavlar, dersler derken çalıştığım kadarını yapıyorum. Ben bu bölümü biraz fazla sevmiş olabilirim. Umarım siz de seversiniz. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen.
Bolca kalplerrr♥️




Babalar kızlarını severdi değil mi? Ya da anneler çocuklarını bütün yanlışlarına rağmen bağırlarına basmaz mıydı?

Hayır. Bunların hiç biri olmazmış. Hiç bir sebep olmaksızın, sorulara cevap verilmeksizin sevilmez bazı çocuklar. Neden diye sormamız bile yasaktır bizim. Çünkü biz zaten onların yanlışları, hayatta olmak istemedikleri yerde olduklarını gösteren kişileriz.

Babam daha o ölmemişken bana büyük bir miras bırakmış. Bu miras o kadar büyük ki omuzlarım o ağırlığından daha şimdiden çökmüş durumda.

İki saat geçmişti ve ben daha ne yaşadığımı bile anlamamıştım. Bir saat içinde bir sürü bilmediğim şey öğrenmiş, yüklerin altında ezilmiştim. Soğukkanlı biriydim ben. Kendim dahil her kesi bu yalana inandırmıştım. Şu an da bunu yapmalı inandığım bu yalana göre davranmalıyıdım.

İlk yarım saat ne yapmalı olduğumu bilememiştim, daha sonra silkelendim ve yeniden bar kısmına geçtim. Ben işime devam ederken iş arkadaşlarım tabii ki sorular sormuştular fakat ben onlara yine ve yine cevap vermemiştim.

Bu sefer verebilecek bir cevabım bile yoktu. Başıma gelenler saçma diye düşünürken aslında saçma olanın benim geçmişin peşimi bırakacak olmasını düşünmemdi. Belki de babam geçmişi unutmamım yanlış olduğunu düşünmüş ve bu miras adında yükü omuzlarıma şimdi bırakmayı seçmişti.

Çalışmaya devam ettiğim süreçte artık barı sevmeye başladığımı düşünüyordum. Hatta gereksiz bir serzenişe girmiş, insanların içmek istediklerine göre karakterlerini hayal etmeye başlamıştım.

Uzunca bir süre sonra göz radarıma giren mavi gözler yine uzun bir konuşmanın başlanğıcı gibi görünse de benim bu gece kaldırabileceklerim yeteri kadar vardı.

Barı kapatma sırası bu sefer diğerlerinde olduğu için Fatihle üzerimizi değiştirip çıktık. Bütün bar boş olduğu için Alpayın da gittiğini düşündüm ama Fatihle dışarı çıktığımda beklediğini görmüştüm.

"Renan, canım arkadaşım olan ama arkadaşı olamadığım güzel insan, noluyor? Bu herif niye sana bakıyor? Seni dışarı çıkarken görmüştüm, bu da senin arkandan geliyordu. Anlatır mısın ne olduğunu çok rica etsem?" Fatih bir saniye bile susmadan dişlerinin arasından tıslayarak konuştu.

Fatihi tanıyorum, biliyorum. Onun sizi sevmesi için sizin onu sevmenize gerek duymaz asla. Çünkü istediği bir dostluktan çok sevgi yaymak ve ben onun bu huyunu çok seviyorum. Korumacı olması da başkalarına yaptığı zaman çok hoş bir davranış fakat o da biliyor ki ben böyle davranışlara gelemem.

"Fatih, sana da bazen sen fazla meraktan göt yoluna gidecekmişsin gibi geliyor mu? Bence öyle düşünmüyorsan düşün bak sana farklı bir bakış açısı sunuyorum, tamam mı? Şimdi seni bu cümlemle baş başa bırakıp gidiyorum." Orta ve işaret parmağımı birleştirip şakağıma götürerek ona 'hoşçakal' yaptıktan sonra yüzümü Alpaya doğru çevirip beni beklediği yöne ilerledim.

"Şu an daha fazla yeni bilgiyi kaldıramam. Umrumda da değil bu gecelik çok fazla. Evime gidiyorum." sözlerimi söyleyip onun yanından geçip gidecekken o da bana doğru gelip eşlik etti.

"Bir süredir yaptığımın aksine seni takip ederek değil yanında yürüyerek sana eşlik etmek isterim." dedi ve adımlarını benimkilerle uygunlaştırdı.

Bozuk PusulaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin