tanıtım

27.6K 2.4K 1.8K
                                    

Haiii yine yeni bir fic getirdim sizlere. Bir povumu daha fice çevirdim an itibariyle. Yeni bir maceraya atılıyoruz, arkanıza güzelce yaslanın ve kemerlerinizi sıkı bağlayın bir yolculuğa daha çıkıyoruz beraber :')

Buraya fice başladığınız tarihi alabilirim! Xx

Tanıtım bölümüyle sizi başbaşa bırakıyorum, keyifli okumalar dilerim lokumlarım! <33

+++++

Gözlüğümün üstünden yazıcıdan çıkarttığım çizelgeyi kontrol ederken telefon çalmaya başladı.

Telefondan kare tuşuna bastığım gibi telefonu açıp ahizeyi kulağıma yasladım. "Buyrun Bay Kim."

"Jeon, bana kahve getir." dedi burnundan solurcasına. Yine neye öfkelenmişti acaba?

"Her zamankinden mi yapayım Bay Kim?" diye sorduğumda hat sesi ile karşılaşınca gözlerimi devirdim. 

Farklı bir şey içmek isteyebileceği olasılığını göz önünde bulundurunca telefonun ahizesini yerine yerleştirip döner sandalyemin tekerleklerine asılacak şekilde geriye kayıp ayağa fırladım.

Ardından gözlüklerimi düzeltip gömleğimin yakalarını çekiştirerek toparlandım ve vakit kaybetmeden Bay Kim'in odasının kapısı önünde soluğu aldım.

Ofisinin cam kapısına tıklattığımda, çok geçmeden içeriden "Gir!" diyen derin sesini işittim. Komutuyla birlikte bir an bile beklemeden kapının kulpunu çevirip içeriye girerken, "Bay Kim, rahatsız ediyorum ama kahveniz nasıl olsun diye soracaktım ama kapattınız. Her zamankinden mi yapayım yoksa farklı bir şey mi ister-"

"Sert olsun Jeon, 1 yıldır sekreterim olarak çalışıyorsun ne zaman farklı bir kahve istediğimi gördün?!" Başını leptobundan ayırıp gözlerini bana diktiği gibi bağırdığında gergince yutkundum.

"Geçen hafta mocha istemiştiniz ama..."

"Sen içiyordun diye merak ettim ama kötüydü. Hoşuma gitmedi, hayatımda içtiğim en kötü şey olabilir." diyerek yüzünü buruşturdu. "Zıkkım gibi acı kahvelerden hoşlanıyorsunuz yani, anlıyorum." Kelimeler bir anda ağzımdan döküldüğünde hızla ağzımı kapattım.

"Pardon, zehir gibi demek istemiştim." diye kıvırdığımda gözlerini kısarak öfke tohumları yüklenen delici bakışlarla doğruca gözlerime baktı.

"Tamam Bay Kim, öyle kötü kötü bakmayın. Ben hemen kahvenizi yapıp getiriyorum." diyerek şirince sırıttım ve o sessizce bana dik dik bakarken gülümseyerek kapıyı çekip çıktım.

Derin bir nefes alırken gözlerimi yuvalarında yuvarlayarak, ellerimi ceplerime tıkıştırdım. "Zevksiz, mocha sevilmez mi. Sen ne anlarsın kahveden." diye söylenerek kahve hazırlamak için mutfağa yöneldim.

Bölüm tasarımcısı ekibinden olan Minji ile karşılaştım. Mutfaktaki taburelerden birine oturmuş bacak bacak üstüne atmış bir şekilde elindeki küçük aynayla kırmızı rujunu taşırıp taşırmadığını kontrol ederken, "Naber Jungkook?" diye sordu.

"Aynı işte bildiğin gibi, senden naber? Bu arada senin bu katta ne işin var ki?" Bay Kim'in özel yapım kahve bardağını her zaman bırakılan en soldaki dolaptan çıkartıp tezgaha koydum.

"Bomba gibiyim. Bizim katta yeşil çay kalmamıştı. Buraya geldim çay almak için." diye açıkladığında masaya doğru baktım ama ne bardak almıştı ne de kettle'da su ısıtmıştı.

Bay Kim'in kahvesini hazırlamaya koyulduğum sırada, "Anladım." dedim mırıltıyla karışık bir şekilde.

Kahveyi hazırladıktan sonra simsiyah olan kahveye bakarken yüzümü buruşturdum. "Zift gibi kahveyi içiyor resmen midesi delinecek." diye kendi kendime söylenerek bardağını sıkıca kavradım.

VAMPIRE PROBLEMS • TAEKOOK ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin