4

16.7K 2K 1.1K
                                    

Haiii ben geldiiim!

Yazım yanlışlarım varsa affoluna. Keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx

+++++

Bulunduğumuz katın tuvaletlerinde soluğu aldığımda, kravatını gevşeltmiş bir şekilde ıslak elleriyle lavabonun taşlarına abanmış, başını önüne eğmiş bir konumda Bay Kim ile rastlaştım.

Yolda gelirken jileti cebimdeki mendile sarmalayıp çöp kutusuna atmış ve öyle tuvaletin yolunu tutmuştum. Buradaydı.

Derin derin soluklar alıp sesli bir şekilde soluklarını havaya salıyordu. Yüzünden çenesine süzülen damlaları görebiliyordum. "Bay Kim, iyi misiniz?" diye sorarken orada dikilmeye son verip tam da yanındaki lavabo taşının önüne geçtim.

"Jungkook, çık dışarı!" diye tısladığında irkildim. Elimi onun görebileceği şekilde önüne doğru uzatırken, "Ama elim kanıyor ve elimi yıkamaya gelmiş-" diye başlamıştım ki, "Sikeyim!" diye tısladı ve avcumdaki kanı yaladığında gözlerim yuvalarından fırlayacak gibi irileşti. Gerçekten de vampir miydi?!

Tam bunu dile getireceğim sırada saçları arasından parlayan kırmızı gözleri nefesimi kesti. "Sadece birazcık..." diye hırıltılı bir sesle homurdandı ve ardından dişleri dudaklarının arasından sivrildiğinde şoktan nefesim kesildi.

"Bay Kim siz... Vampir..." diye başlamıştım ki avcuma dişleri saplandığı anda sarsıldım. Beynimde zevk tohumları cirit atmaya başladı ve dudaklarımdan koca bir inilti fırladı.

Neredeyse bayılacak gibi hissettiğimde belimde sıkı tutuşunu hissettim. Zemine yığılacak kadar kendimden geçtim. Mutlak haz damarlarımı patlatacakmış gibi beni sarhoş edecek şekilde kendimden geçirdi.

Gözbebeklerim ve beynim uyuştu. Kafatasımın içi buharlaşıyor gibi hissettim. Ateş topları derimin altına her geçen saniye daha çok diziliyordu sanki.

Ve sonra kelimelerle bile ifade edemeyeceğim kadar eşsiz hissettiren o eylemi sonlandırdı. Açık tutamadığım gözlerimi araladığımda gözbebeklerime saydam benekler yerleşmiş gibi etrafı puslu gördüğümden gözlerimi kırpıştırdım.

Kıpkırmızı gözlerin sahibi Bay Kim karşımda dururken, dudaklarına bulaşan kırmızı lekeyi yaladı. O leke benim kanımdı.

"Nasıl hissettin?" diye sordu hırıltılı sesiyle. Gözleri yavaşça koyulaşıp gözlerimin önünde normale döndü. Sersemleşmiş bir şekilde, "Muhteşem hissettiriyor bu..." diye fısıldadım.

"Her defasında biraz daha iyi hissettirir." dedi ve çenemden yakaladı. "Gözlerimin içine odaklan."

Dediğini yapıp tek kelime etmeden gözlerinin içine baktım. "Burada yaşananları unut. Elin kesildi ve lavaboya yıkamak için geldin. Yıkayıp gidiyorsun." diyerek parmağını şıklattı.

Ona afallamış bir şekilde bakmaya devam ederken zihnimden hiçbir şey silinmediğini fark ettim. Hassiktir, gerçekten de vampir oydu ve beni o noonanın söylediği gibi hipnoz etmeye çalışmıştı. Daha ziyade hipnoz ettiğini zannediyordu çünkü kolyeden dolayı işe yaramamıştı.

Noonanın söyledikleri tamamen doğruydu, kolye işe yaramıştı.

"Neden bana öyle bakıyorsun? Bir şey mi oldu Jungkook?" diye sorduğunda gözlerimi kısarak şirince sırıttım. "Hiç. Ellerimi yıkamaya gelmiştim Bay Kim."

Tıpkı bana söylediği gibi pürüz çıkarmadan dikkatini çekmeden istediği gibi davrandım. Şimdilik.

Ama artık onun sırrını öğrenmiştim. Dünyaca ünlü olan ve şirketinin ürettiği oyunlarla nam salan şirketin CEO'sunun perde arkasında herkesten sakladığı bir yönü vardı. O bir vampirdi. Kan ile beslenen bir vampir...

VAMPIRE PROBLEMS • TAEKOOK ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin