15

13.5K 1.6K 1.1K
                                    

Haiii ben geldiiim!

Yazım yanlışlarım varsa affoluna. Keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx

+++++

Oturduğu koltuğa iyice yayılıp bacaklarını araladı. Sol bacağına pat pat vurdu ve bakışlarını üzerime dikerken derin sesi kulaklarımda aksetti. "Gel bakalım kucağıma Jeon, seninle ilgileneyim."

Kalbim dörtnala koşan bir at misali çarparken heyecanla, bir an bile beklemeden ona doğru yönelip bacaklarının arasına girdim.

Kalçalarımdan yakalayarak beni kucağına çekmesine izin verirken ellerimi geniş omuzlarına yerleştirdim.

O sırada başını koluma doğru eğip bileğimi kokladı. Diliyle daha önce ısırdığı bileğimi yaladığında titreyen bileğimi ağzına iterek bastırdım.

"Sabırsızız biraz sanki, hmm?" diye homurdandı başını geriye çekip gözlerimin içine baka baka.

"Bay Kim... Isırın beni." dediğimde dudakları beğeniyle büküldü. Ardından bileğimi sıkıca kavradığı gibi sivrilerek ortaya çıkan dişlerini hoyratça bileğime sapladı.

O ne kadar sert ısırırsa o kadar yoğun bir hazla kavruluyordu bedenim. Bu kez, her birinden çok daha mutlak bir hoyratlıkla ısırmıştı ve bu içimde havai fişekler patlıyormuş gibi etki yaratmıştı.

Dişlerinin derimin içine saplanışıyla birlikte genzimden derin bir inilti firar ederken tutamadığım başım geriye doğru kaydı.

Zevk çemberi etrafımı kuşatırcasına sarmalarken haz içinde inledim. "Ahhhmm."

Normalde her ısırdığında kilitlenip kalıyor gibi hareket edemez, başımı geriye atıp inlerdim. Lakin bu kez bir ilk gerçekleşmişti. Kucağında otururken diğer kolumla omzundan tutunup destek alarak ona sürtünmeye başladım.

Saçları dirseğime kadar sıyırdığım gömleğim nedeniyle koluma sürtünerek tenimi gıdıklandırırken, ısırığının etkisiyle gözbebeklerim kamaşıyordu.

Diğer eliyle kalçamdan sıkıca tutup beni kendine bastırdığında boğuk bir şekilde inleyip önüme eğdiğim başımı saçlarımı savuracak şekilde yeniden geriye doğru attım.

Bu kez ciddi anlamda bir haz havuzunun ortasında sıkışmışım gibi hissettim kendimi. Sanki derimin içi fokur fokur kaynıyordu. Kavruluyordum alev alev. Bu bambaşka bir boyuttu. Bu tutku, bu ihtiras, bu şehvet o kadar baskındı ki, beynimin içi zevkten eriyor, buharlaşıyor gibi hissediyordum.

"Ahhmm dönüştürün beni." Kesik kesik iniltilerimin arasından kelimeler soluk soluğa dökülüverdi dudaklarımın arasından.

Ağzım kapanmak bilmezken gözbebeklerim üstüne perde gibi çöken gözkapaklarımın ardında yuvarlanıp kaydı.

Derimin derinliklerinde kaybolan sivri dişleri tenimden sıyrılarak geri çekildiğinde kulaklarım deli gibi çınladı. O zevk bir anda bedenimi bozguna uğratırcasına terk edip giderken geriye sadece kontrolsüz bir şekilde bedenim savruldu. Kendi bedenimin ağırlığını oturduğum yerde taşıyamayacak hale geldim.

"Jeon?" Bay Kim'in sesi çok uzaktan ve uğultulu gelirken, kulaklarımdaki çınlama mümkünmüş gibi daha da yoğunlaştı.

Bedenimin bir yere yatırıldığını hissederken başım daha çok döndü. Gözlerimi açmak istesem de, başımın çok fazla döndüğünü dile getirmek istesem de yapamadım.

"Her defasında biraz daha kaptırıyorum kendimi sana... Kahretsin Jeon beni duyuyor musun?" 

Uzaktan ve uğultulu duyuyor olsam dahi  ona duyuyorum diye cevap veremedim. Boynumda buz gibi parmakların soğuk dokunuşunu hissettim.

VAMPIRE PROBLEMS • TAEKOOK ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin