3. kısım

4 1 0
                                    

Diana gözlerini yavaş yavaş açtı geceydi at arabasındaydı elleri bağlanmıştı yanında ve önüne oturan iki adam vardı

" senin aklına sıçayım ben "
" bana bak şu an tanrılar şahidim olsun ki seni kesmemek için kendimi zor tutuyorum kes sesini de işimize devam edelim "
" hayır yani neden bu kızı kaçırıyoruz ki ülkeyi kan gölüne çevirip insanları katledebilir kraliçeyi kalbi için tehdit edebilirdik"
" evet fakat bu daha az maliyetli daha az zahmet gerektiren ve daha az can kaybı ayrıca risk içeren bir durum bu yüzden babam benim planımı seçti seni ucube "

Diana tamamen ayık bir şekilde onları dinliyordu ve düşünmeden ellerindeki ipi yanındaki adamın boynuna geçirdi adamı boğuyordu ki adam kemerine takılı olan bir hançer aldı ve Diana nın billeklerindeki ipi keserek kendini kurtardı Diana nın elleri serbest kalınca tam elini kemerindeki hançere götürecekken karşısında oturan adam bileğinden tuttu " aklının ucundan geçirmeyin prensesim " adam ona göz kırptı ki bu Diana nın hiç hoşuna gitmedi

Direnmenin bir anlamı yoktu bu yüzden elindeki hançeri karşısındaki adama verdi ve ellerini bağlaması için uzattı

En sonunda öğlene doğru limana yanaştılar diana elleri bağlı şekilde onları takip ediyordu bir tekneye bindiler ve yola koyuldular

İki adam da üstündekileri çıkarttı önce bıçaklamaya çalıştığı kişiye baktı mavi saçları ipeksi bir görünüme sahipti aynı şekilde mavi gözleri onun su elementine sahip olduğunun büyük bir kanıtıydı hafif kaslıydı ne az nede çok üstündeki beyaz gömlek bol ve inceydi o kadar inceydi ki karın kasları gözüküyordu kahverengi pantolonu bileklerine kadar uzanıyordu ve kemerinde Altın toka vardı Diana ya doğru baktı ve umursamaz bir tavır ile karşısındaki adama döndü

Diğeri ise kahverengi saçlara sahipti saçlarının aralarında kızıllıklar vardı gözlerinin birisi kırmızıyken diğeri ise kahverengiydi sahi bu ne tür bir elementti ? Yoksa o bir sıradan mıydı ?

Üstündekiler mavi saçlı adamınki ile aynıydı birlikte ettikleri sohbete bakılırsa bunlar kardeştiler ve bir anda o söz ile donakaldım

" prens William ve velihat prensim babanız kral estes sizi beklemekte efendim  "

Ne yani ben başka bir ülkenin prensleri tarafından mı kaçırıldım ? Diye düşünmeye başladım aşırı panik yapmıştım o kadar yorgundum ki iki günlük bir süre zarfında başka bir ülkeye resmen götürülmüştüm kaçırıldım ve farkına bile varmayacak kadar aptaldım

Beni dışarı çıkarttılar burası bizim krallıktan çok daha soğuktu üşümeye başlamıştım ki bir prens bunu fark edicek ki vicdana geldi derin ve sesli bir iç çekiş yaşadı ve üstündeki pelerini bana verdi gözlerine baktım bana umursamaz ve aşağılayıcı bir tavır sergiliyordu ama bana nazik davranıyordu

En sonunda beni içeri aldılar içerisi o kadar güzeldi ki hiç bizim saraya benzemiyordu daha açık renkler kullanılmamıştı askerler sanki zorunlu ve tutsak gibi değillerdi prenslerle tokalaşıp selamlaşıyorlardı hatta
Hizmetçi kızlar cilveli tavırlarla prenslere selam veriyorlardı

Beni en sonunda kralın odasına götürdüler diğer prensler de oradaydı burası batı kırallığıydı annemin anlattığı ve verdiği eğitimlerden anladığım kadarıyla bunu diyebildim içimden

" ahhh sonunda onur konuğumuz geldi ! " kral büyük bir sevinç ile benle tokalaştı herkes masaya oturdu masa yemeklerle donatıldı " prenses Diana doğu nun varisi herkes tarafından sevilen sayılan bir varissin öyle değil mi ? " krala doğru baktım " çekinme yiyebilirsin sonuçta sen bizim konuğumuzsun " bu onaylamadan sonra ne kadar aç olduğumu fark etmiştim yemek yemeye başladım " beni neden buraya getirdiniz neden beni kaçırdığınızı sorabilir miyim kralım? " kral elindeki çatalı bıraktı ve şarap dolu kadehini eline aldı " prenses Diana sizi böyle getirmek büyük bir kabalık elbet biliyorum fakat sizden ricada bulunsam gelmezdiniz hele kraliçeniz bu kadar öfkeli bir kadınken " bir dikişte bitirdiği kadehi yerine bıraktı ve hizmetçi kız yerine biraz daha şarap koydu  " bir sorun var Diana siyasetten kastetmiyorum bir efsaneden kastediyorum kristal mağaralardan " kristal mağaralar dendiği anda yediğim et boğazıma takıldı öksürmeye başladım ve sakinleşmek için biraz şarap içtim " Diana kristal mağaralar durdurulmassa lord geri döner neler yaşandığını bilirsin illa annen anlatmıştır senin anneannen olmasa ölmüştük ve benim babam olmasa bu olay yaşanmazdı savaş zaten babamın aç Gözlülüğü yüzünden yaşandı ve bu yüzden birbirimize düşmanız uzun lafın kısası artık alev taşıyıcıları çok kalmadı malesef ve lordu hapsedilen yere sokan kılıcı da sadece alev taşıyıcıları ele alabilir oğlum da alabilirdi elbet ama o iki elemente sahip ve malesef bu ona zarar veriyor o yüzden bunu senden istiyoruz bunu açıklasak bize sırf babam yüzünden inanılmayacaktı bu yüzden seni kaçırdık üzgünüm"

O kadar ikna ediciydi ve dedikleri doğruydu ki onların cidden madur ve masum olduklarını anladım sadece onlara değil tüm kıtaya yardım etmeliydim....

gece ile gündüz bir olamaz Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin