6. bölüm

419 15 12
                                    

(Baştan söylüyorum biraz kısa anama kadar sövmeyin)

(ONUR'DAN)

Günlerdir Zeynep'i neyin üzdüğünü düşünüyordum ve sanırım bulmuştum. Abisinin yokluğu . Eğer konuşmalarından yanlış anlamadıysam 13 yıldır abisini unutamıyor . Telefonumu çıkartıp hemen Burak'ı aradım. Telefon çaldığı gibi Burak açtı.

"Abi gecenin köründe yine ne var ya?(!)" Sesi garip geliyordu. Belli ki telefon sesine hemen kalkıyordu.

"Mert'i de alıp yanıma yani aşağı kata geliyorsun. Soru sormak yok."

"Abi niye gelce-" demesine kalmadan telefonu kapattım. Tam Mert'ide arayacaktımki kapı tıklatıldı. Evdeki herkes uyuduğu için sessiz adımlarla kapıya gittim. Kapıyı açtığımda karşımda Burak ve Mert vardı. Bana yorgun yorgun bakıyorlardı. Anlaşılan ikisi de yeni kalktı. Onları direk misafir odasına aldım. Salon müsait değildi.

"Abi sizi gece gece çağırdım ama önemli bişey söylemem lazım telefondan halledemezdik."

"Söylede uyumaya gidelim bi zahmet artık..." diye söylenmeye dev ediyordu Burak. Gözlerimi devirdim ve konuşmaya başladım;

"Direk konuya geçeyim, biz günlerdir Zeynep'i üzen şeyi arıyoruz, değil ? Ve galiba buldum.Zeynep'in bir abisi varmış ama 13 yıl önce ölmüş abisine çok bağlı olduğu içinde unutamıyor. Onu üzen şey bu; abisinin ölümü." Cümlem bittiği gibi odada bir ölüm sessizliği hakimdi.

"Eee yani şimdi ne yapabiliriz biz ? Bizim için en önemli kısım orası." Biraz düşündüm. Sonra Zeynep'in santranç turnuvasına gittiğini hatırladım. Santranç oynamayı seviyor olabilirdi.

"Santranç..." diye mırıldandım.

"Ne ?"

"Satranç, Zeynep santranç oynamaya bayılır. Hatta turnuvalara gitmişliği var, bak." Dedim ve ayağa kalkıp fotoğraf albümünü aldım. Santranç oynadığı fotoğrafı açtım ve onlara gösterdim.

"E abi bu fotoğrafın aynısı bende de var ki..." dedi Burak.

"Sende nasıl oluyor lan."

"O fotoğrafta oynadığı erkek benimde ondan!" Şok içinde Burak'a baktım.

"Harbi misin sen lan nasıl aynı karede olabiliyorsunuz ?!" Gözlerini devirdi.

"Al inanmıyorsan bak." Telefonunu çıkartıp bir fotoğraf gösterdi bana.

"Tamam, şimdi bunları geçtik, ama hala Zeynep'e ne yapalım bulamadık.

"Abi benim aklıma bi şeyler geliyor aslında.

"Yine ne geliyor ?" Mert bana döndü sonra yere baktı. Derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı.

"Bence Zeynep'i santranç turnuvalarına götürelim abi, en mantıklısı hem anıları fotoğrafta kalmaz." Çok haklıydı. Telefonu çıkartıp tairhe baktım bugün günlerden perşembeydi.

"Hafta sonu bir santranç turnuvası olacakmış, hani şu portakal festivali etkinlikleri var ya bu hafta sonu başlıyormuş , bence onlara götürelim. Üstelik bunlarla da bitmiyor, bazı sanatçılarda olacakmış ayrıca artı olarakda sadece satranç değil bazı akıl ve zeka oyunları turnuvaları da varmış."

"E abi onlara götürelim o zaman!" Başımı salladım.

"Doğru, bu Zeynep'e abisini bi süreliğine unutturur."

"Aslında bu festivalde yemek de dağıtacaklarmış." Mert yemek kelimesini söylediği gibi Burak'ın gözleri ışıldadı.

"Tamam abi, bugün yatalım yarın tamamen hallederiz. Yalnız ben burda yatarım, yukarı kata çıkana kadar uyurum kalırım." Başımı salladım. Ve koltukları açıp yatmalarını sağladım en sonda odadan çıkıp ışığı kapattım.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Bu bölümü yazarken kısa olacağını düşündüm ama yazdığım en uzun bölüm bu oldu. Bide bu portakal(diğer ismi turunçgil) festivali gerçekten var ama akıl ve zeka oyunları turnuvaları yoktur, yemekler vardır ama para vererek yiyebilirsiniz. Onun dışında da sanatçılar falan geliyor derken şaka yapmıyorum, gerçekten geliyorlar ve konserleri tamamen ÜCRETSİZ Hatay belediyesi ödüyor.

Ender hala ölmediyse ölmesi dileğiyle görüşürüz!

Kelime sayısı: 488

KARANTİNA 7 || TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin