Kaç Savcım./ 1.

933 64 86
                                    

Selamlar yeni fice merhaba diyelim

Baştan belirtmek istiyorum ki ficte kan vahşet her türlü şey olacak rahatsız olan okumasın kardeşim ilk ve son uyarımı yapayım burada

İyi okumalar💗💗💗
___________________________

"BEN SİZİN YAPICAĞINIZ İŞİ SİKEYİM! TENEKE HERİFLER."

"Ama savcım-"

"GERİZEKALILAR, BİR SİKİ DOĞRU YAPSANIZ ŞAŞARDIM ZATEN!"

Her yerinden ateş fışkırtan kıvırcık savcı artık kendini sınırda hissediyordu, sadece tek bir kişi, tek bir seri katil. Sadece iki ay içinde kırk kişiyi akla gelmeyecek biçimlerde öldürmüştü. Bu günküyle tamamen 41. Cinayet oluyordu. Komiser arkadaşlarının aklına ne kadar bu konu hakkında espiriler gelse de hepsi susuyorlardı, çünkü bu günden sonra bu davanın çok ciddi olduğunu fark etmeye başlamışlardı. Daha önceki 40 cinayette neden olayın ciddiyetini anlamadılar derseniz 41 cinayetin de aynı kişi tarafından yapıldığı öğrenilmişti, yapan kişi her cinayette aynı eşyayı bırakıyordu. Sadece küçük, kanlar içinde bir ayıcık.

"Bakın, bu güne kadar iş size bırakıldı. KARŞIMDA ON ONBEŞ TANE ADAMSINIZ LAN SİZ, TEK BAŞINIZA BİR KİŞİYİ BULAMUYOR MUSUNUZ?"
Komiser her sesiyle kükrediğinde yeni atanan polisler yerinden sıçrasa da kendi samimi olduğu komiserler gayet rahattı. Savcı arkadaşının bu hareketlerine alışıktılar.

"Barış Savcım. Müdür Mauro daha sessiz azarlamanızı istedi." İçeri giren müdürün görevlisiyle, gelen uyarıya karşı herkes gülmemek için zor durmuştu, eğer bir kişi bile gülerse güzel bir fırça yiyip kovulmaları muhtemeldi.

"Müdürüne söyle kıçını kırıp otursun, kulağına da tıkaç taksın. Kaç yaşında sanki adama bak." Savcı ne kadar bu kelimeler ona iletmeyeceğini bilse de karşısındaki adam kafasını sallayıp odadan geri çıkmıştı.

"Ne sırıtıp duruyorsun Zaniolo?" Savcı iki elini masaya yaslayarak hem iş hemde ev arkadaşının sanki onu sinir etmek istermişçesine sırıtıp durmasına karşı sormuştu, onu her yerde görmek artık fazlasıyla canını sıkar hale gelmişti.

"Hiçbir şeye Savcım." Nicolo yüzündeki sırıtışı tekrar bir duvar gibi ifadesiz yaptığında herkes vücudunu dikleştirerek savcının önünde bir asker gibi tek sıra oluşturmuşlardı, çünkü artık yedikleri azar bitmiş ve motivasyon cümlelerini bekliyorlardı.

"Bakın, biz bu departmandaki, hatta ve hatta departmanı geçin İstanbul'daki en sözü geçen başarılı ekibiz. Bir çoğunuzun bu konuda altın madalyaları var, bazılarınız yeni başlasa da eminim daha iyi yere geleceksiniz. Karşımızdaki bir adam veya kadın ama bizim tahminimizle bir adam, şeref yoksunu, masum insanları tek tek katleden şerefsizin teki. Biz şu ana kadar kimleri kimleri enseledik unutmayın bunu, o kimdir ki onu bulamayacağız. Birazdan bende dahil hepimiz olay yerine gideceğiz. Hepiniz hazırlanın ekipmanlarınızı yanınıza alın. Tam güç bir şekilde olay yerine gidelim."

Savcı odasına arkadan bir bakış atıp yüzündeki hırs dolu gülümsemesini sunduktan sonra kapıyı yüksek bir sesle kapayıp adli tıp bölümüne doğru ilerlemişti. Karakoldaki birçok kişi savcıdan korkardı, kendisi sırf hırsları için ve kariyeri için çok defa kendi canını ve etrafındakileri hiçe saymıştı, o yüzden şu an buradaki baskısı çoktu. Savcı üstündeki rahatsız edici bakışları hissedince olduğu yerde birkaç saniye durması ile ona bakan kişilerin korkup önüne dönmesini sağlamıştı.

Yüzündeki kendini beğenmiş gülüş tekrardan suratına yerleştiğinde -2 katındaki adli tıpa doğru merdivenlerden inmeye başladı. İnerken aklında bir sürü soru vardı, işlenen daha önceki 40 cinayet aynı kişi tarafından yapılmıştı. Ne kadar kabul etmek istemese de savcı içten içe bu durumdan korkuyordu, düşünüyordu nasıl? Nasıl bir insan kırk kişiyi katledecek kadar gözü dönmüş, soğukkanlı olabilirdi ki?

Kaç savcım./ İsmail-Barış Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin