Yarım kalan sigara./ 6.

276 31 147
                                    

bu bölüm ne yapacağım hakkında hiçbir fikrim yok...
————————————————————-
B.A.Y.

Hayat oldum olası bana sert darbeler vurmuştu, doğduğum andan itibaren, fakat son vurduğu diğer hepsinden daha ağır olmuştu. Ölüm döşeğindeki arkadaşımın yanında cam kırıklarının üzerinde yatmak zordu, herkesi ardımda bırakmak zordu, öleceğini hissetmek ise başlı başına zordu.

Hayat bu sefer canımı fena yakmıştı, uzandığım hastane yatağında bunu çok net hissedebiliyordum, karşımda bir sürü insan vardı, hiçbirini tanımıyordum. Kaza geçirdiğimi ve hastanede olduğumu bilememe rağmen, karşımdaki adamı doktor olduğunu anlasam bile bana zarar verebileceğinden korkuyordum. Ellerinden birini kaldırıp bana doğru yaklaştırdığında bana zarar vermemesi için yapabildiğim tek hamle kafamı geriye doğru çekmekti, bacaklarım hareket etmiyordu, sol kolumdaki ağrı tüm vücudumu tetikler gibi ağrıyordu, kafamda sarılı bir bez vardı.

Eminim dışarıdan fena acınası gözüküyordum.

Nico neredeydi? O da benim gibi miydi? Canını benimki kadar fazla mı yanmıştı? Onun canının daha az yanması için kendi tarafıma doğru kırdığım araç ona daha fazla mı zarar vermişti? Ölmüş müydü?

Doktor sürekli iki yana oynattığım başımı sabitlediğinde ilk sağ sonra da sol gözüme kör edecek kadar fazla ışık tutmuştu, gözlerim bunun etkisiyle karardığında korkmuştum, tekrar uyuyup uyanamamaktan. Bulunduğum odanın ışıklarından dolayı gece miydi yoksa sabah mıydı anlayamıyordum, doktor göğsümü açıp vücudumu inceliyordu, bana sesleniyordu, adımı söylüyordu bağırarak.

Barış.

Barış Alper.

Barış Alper Yılmaz.

Gözlerimi ona doğru sabitlediğimde onu duyduğumu anlayabilmişti, konuşamıyordum, ağzımda tarif edilemez bir kuruluk vardı ve çok rahatsız ediciydi. Doktor elini gözlerimin önüne getirip şıklattığında 'Odaklan' diyordu, nasıl odaklanacaktım ki? Ayaklarımın ucuna geçip örtüyü kaldırdığında dizlerime dokunuyordu, hafif bir gıdıklanma hissi gibiydi. Göz bebeklerim benim kontrolüm dışında odanın her yerinde dolaşıyordu.

Doktorun elleri hala sağ bacağımın üzerinde dolaşırken bunu hissetmem gülümsememi sağlamıştı, baş ucumda beni izleyen hemşire korkunç bir canavarmışım gibi beni izliyordu, ama ben hala bacaklarımı hissettiğim için mutluydum. Gözlerimi tamamen ona odaklandığımı fark ettiğinde bir adım geriye doğru gitti genç hemşire, komikti, benden korkması yüzümdeki gülüşün sahada büyümesine sebep olmuştu.

Aniden sağ bacağımda keskin bir acı hissettiğimde dudaklarımdan sesli bir inleme çıkmıştı, doktor bacağıma sert bir şekilde vurmuştu hissediyor muyum diye, bacağıma doğru baktığımda üzerime bir öküz oturmuş gibi hissetmiştim, iki bacağım da tamamen yara bere içindeydi, bir sürü morarık, kabuk tutmuş yaralar, sararmalar belirli yerlerdeki sargılar. Korkutucu gözüküyordu, yanımdaki hemşirenin neden bana öyle canavarmışım gibi baktığını anlayabiliyordum.

Doktor elini sağ bacağımdan kaldırıp sol bacağımın baldırına sertçe indirdiğinde bu seferki darbe canımı fazlasıyla yaktığı için olduğum yerden hafifçe doğrulmuştum, sırtımdaki cam kesikleri kendini güzel bir şekilde hatırlatmışlardı, üzerime doğru eğilmiş doktorun bedeni aniden geriye doğru ittirildiğinde karşımda Abdülkerim abim vardı, adamı yatağın başlığına yaslayıp doktorun suratına tüm öfkesini kusuyordu, etrafındaki insanlar ne kadar onu geri çekmeye çalışsa da çok sinirliydi, o adam canımı yaktığı için mi bu kadar sinirlenmişti?

Onu gördüğümde içimde oluşan duygular tarif edilemezdi, yaşıyordum ve onlara veda etmek zorunda değildim artık. Yüzümde tekrardan bir gülümseme oluştuğunda Abdülkerim abim elindeki adamı odanın boş tarafına savurup kolunu tutmaya çalışan güvenliği de bir kenara fırlatmıştı, bana doğru döndüğünde göz göze gelmiştik. Az önceki sinirli ifadesinin aksine bana bakarken bakışları yumuşamış ve yüzünde bir gülümseme oluşmuştu, bana doğru yaklaştı, gözleri dolmuştu, ben uyandığım için mi bu kadar mutluydu.

Kaç savcım./ İsmail-Barış Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin