KAÇIN! / 7.

162 26 185
                                    

Nasıl baslayacagımı bilmediğim bölümlerden bir tanesi daha

Özet

İlk olarak bir Özet geçeyim önceki bölümde iso olanları öğrendi çıldırdı biraz ondan sonra bakış açısı kereme geçti kerem altayın annesi tarafından minik bir saldırıya tacize uğradı agahahzhjwbskjzkws üzümlü kekim işte ondan sonra döndüğünde iso ve altay odada oluyor odaya girdiklerinde işte biri barışı boğuyormuş falan iso onu baya dövüyor sonra biraz konuştuktan sonra minik romantik bir şey yaşıyorlar sonra bölüm bitiyor hatırlamanız için aşırı minik yazdım

Şunu da söylemek istiyorum ki barışı enayi zannetmeyin önceki bölüm sadece o anlık biraz o kadar yaklaşıma izin verdi
____________________________

B.A.Y.

"Ananı sikeyim lan çok sıcak!" Kerem elindeki çorba kasesini dökerek önümdeki tepsiye adeta fırlattığında bana ait olan suyu kafasına dikmişti, sabır dilercesine bir iç çekip arkama yaslandığımda artık havasından, görünümünden, her şeyinden sıkıldığım hastane odasını incelemiştim. Uyanışımın üçüncü günü falandı, yeterince evimi özlememe rağmen müşahade altında kalmam için bir hafta süre vermişlerdi. Ondan sonra ise arkadaş olduğumuz doktorum ciddi manada siktir olup gidebileceğimi söylemişti, şükranlarımı ona iletmiştim.

"Selam bayanlar!" Kapı çalınmadan açıldığında içeriye Semih girmişti.

"Lavuk sal bizi artık ya!" Kerem sitem edercesine kendini geriye doğru bıraktığında, Semih'te odanın köşesinde duran koltuğa kendini atıp Kereme orta parmak çekmişti. İkili biraz alıştıktan sonra normal bir sohbete daldıklarında ara sıra dalga geçmek için bana da soru sorup cevap vermemi bekliyorlardı, o kadar iyi dostlarım vardı ki gözlerim yaşarıyordu gerçekten.

"Barış abi sen hala konuşamıyor musun, hiç denedin mi konuşmayı?" Keremin geçeceği ağır dalgayı farkedip telefonumu elime aldığında günlük iki saat dalga geçişine tekrardan başlamıştı.

"Sadece 'A' diyebiliyor Semih." Cümlesini bitirdikten sonra tüm katın duyabileceği bir şekilde kahkaha atmaya başladığında Semih de gülse de onun yüksek sesli kahkahasını durdurmaya çalışıyordu, kendini az da olsa sakinleştirse de kolumu dürtüp 'a' demem için rahatsız ediyordu.

"Ya abi yapma ya ,bak çok gülüyorsun Allah korusun başına bir şey gelecek." Semih üzgün bir şekilde gelip yatağın bir tarafına oturduğunda üzgün üzgün bakışlarla bacağımı okşuyordu, bu gün ya ben ters tarafımdan kalkmıştım ya da onlar fazla dalga geçiyorlardı. Yan tarafımda duran tahtayı elime aldığımda tüm hakaretlerim Kereme ithafendi.

'Ananın amına geri mi dönsen artık?'

"Estağfirullah hacı yani." Sonunda kendini durdurup tekrar telefonuna kitlendiğinde telefonunun tuş seslerine kadar her şeyi açıktı, sürekli birine mesaj yazdığı için telefondan çıkan ses çok rahatsız ediciydi, Semih derin bir nefes alıp verdiğinde onunda rahatsız olduğunu anlamıştım.

Yattığım yatakta daha fazla dayanamayıp kalkmaya çalıştığımda Semih kişisel hemşirem olarak yardım etse de Kerem kılını bile kıpırdatmamıştı, sadece mesaj yazıyordu. Her me kadar kalkıp yürümeyi sevsem de kalkarkenki ağrılarım çok fazla olduğu için can çekecek seviyeye geliyordum, vücudum hala tam olarak adapte olamamıştı.

"Diplerin gelmiş Barış abi."

"Kes." Semih'te bende olduğumuz yerde durduğumuzda arkamızdan Kerem'in sandalyeyi iterek yere düşürme sesi gelmişti.

"Konuştun mu lan sen?!" Bir süre etrafıma bakınıp tekrardan konuşmayı denediğimde olmamıştı, ama az önce bir kelime dahi olsa konuşmuştum refleks olarak, güzel bir gelişmeydi.

Kaç savcım./ İsmail-Barış Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin